Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sokağa çıkma yasaklarına dair AİHM başvurusu konusunda Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Tanrıkulu, sokağa çıkma yasağının uygulandığı 16 Ağustos’tan bugüne dek 151 sivilin ve 193 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini söyledi. Mevcut durumu 2006'da Srilanka'da barış sürecinin kaldırılarak yeni cumhurbaşkanının seçilmesiyle başlayan döneme benzetti.
“Bu, çok vahim bir insan hakları tablosudur” diyen Tanrıkulu “Çıkış yolu, bu parlamentoda beyaz sayfa açmaktır” diye konuştu.
AİHM Türkiye’den yanıt bekliyor
Diyarbakır Barosu avukatlarından Muhammed Neşet Girasun ile Batman Barosu'ndan avukat Erkan Şenses, AİHM’e başvurarak Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağının kaldırılması, güvenlik operasyonlarının durdurulması veya uluslararası standartlara uygun yürütülmesi için geçici tedbir talep etmişti.
Başvuruyu dilekçenin gönderildiği gün incelenmek üzere kayda alan AİHM, 8 Ocak gününe kadar savunma istediği Türkiye’ye üç soru yöneltmişti.
Soruları yorumlayan Tanrıkulu, açıkladığı gerekçelerle AİHM’in Türkiye’yi mahkum edeceğini düşündüğü söyledi. Aynı soruları Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönlendirdi.
"Hukuki temel yok"
* Sokağa çıkma yasaklarının hukuki temeli nedir?
“Sokağa çıkma yasaklarının hiçbir hukuki temeli yok. Gösterilen hukuki temel tamamen dayanaktan yoksun. İç güvenlik yasasında da bu yetki yok.
“İki kanunda sokağa çıkma yasağı var. Birisi OHAL, birisi de sıkıyönetim. Dolayısıyla dayanağı olmayan bir yetkiyle Türkiye’nin 17 ilçesinde, 56 kez 300 günü aşkın bir süre sokağa çıkma yasağı uygulandı, uygulanmaya devam ediyor.”
“14 Aralık’tan bu yana Cizre ve Silopi, 2 Aralık’tan bu yana da Sur ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasakları var. Türkiye’nin bir bölgesinde toplamda 300 günü aşan sokağa çıkma yasağı var ve anayasamızda da bunun hiçbir hukuki dayanağı yok.”
“Göreceksiniz, AİHM aynen bu gerekçelerle Türkiye’yi mahkum edecek.”
"Temel ihtiyaç karşılanmıyor"
* Sokağa çıkma yasaklarının temel ihtiyaçlarına ulaşım imkanları var mıdır?
“Hiçbir temel ihtiyaç karşılanmıyor. Temel gıda hizmetlerinden faydalanamıyor, hastaneler ve okullar güvenlik güçlerinin karargahına dönüştürülmüş durumda. İnsanlar ancak beyaz bayrakla sokağa çıkıyor. Bunların bir kısmı da maalesef keskin nişancıların hedefi oldu. Dolayısıyla çok ağır bir insan hakları ihlali tablosu var ve AİHM de bu çerçevede bir hüküm kuraca.
"Sadece askeri tedbir var"
* Sokağa çıkma yasağı olan bölgelerde ikamet edenlerin yaşam hakkını korumak için ne gibi önlemler alındı?
“Hiçbir tedbir alınmadı. Türk yargısı da bu konuda iflas etti. Alınan tedbirler var evet, sadece askeri tedbirler alınıyor. Niçin tedbir alınamadığı konusunda da hükümet uygulanan hendek, barikat gibi gerekçeler gösteriyor. Böylece kendisini terör ve şiddet eylemlerini kullanan terör örgütüyle eşitliyor. Böyle yanlış bir yöntem de var.
"Korunaklı bir duvarın içerisinde çocuklarıyla beraber kahvaltısını yaparken bir kadının roketatar veya bir top mermisiyle öldürüldüğü bir ortamı yaşamadık. Dün maalesef böyle bir ortamla da karşı karşıya kaldık. Böyle vahim bir tablo var. Ben gerçekten merak ediyorum, Davutoğlu, Erdoğan bu insani manzara karşısında ne söyleyebilirler?" (BK)