Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Yeni Özgür Politika gazetesinin sorularını yanıtladı.
Karayılan röportajda Türkiye ordusunun gerillayla karşı karşıya gelmediğini sokağa çıkma yasağa uygulanan yerlerde halka karşı savaştığını söyledi.
“Eğer orduyu daha fazla ileri sürerlerse ve katliam geliştirirlerse bu, ateşe körükle gitmektir; o zaman biz de yeni kararlara gideriz” diyen Karayılan, çözüm önerisini şöyle sıraladı:
“Çözüm önce Önder Apo’nun özgür olması ve Kürt halkına özerklik hakkı verilmesidir. Biz ancak böyle bir çözümü kabul edebiliriz. Başka çözüm biçimlerini asla ve asla kabul edemeyiz.”
AKP’nin amacı
- Şu anda Kuzey Kürdistan’da halkımıza karşı AKP devletinin çok kapsamlı bir saldırısı başlamış bulunmaktadır. Buradaki amaçları AKP devletinin çokça belirttiği gibi sadece hendekleri kapatmak ve kamu düzenini sağlamak değildir.
- Bugün Ortadoğu’da yaşanan bir kaos ve çatışma durumu vardır. Bölgede, uluslararası ve bölgesel tüm güçlerin dahil olduğu, bir nevi Üçüncü Dünya Savaşı yaşanıyor. Bu süreçle birlikte, Lozan Anlaşması’yla oluşturulan bölge sistemi artık çökmüş bulunuyor. Sözünü ettiğimiz uluslararası ve bölgesel güçler bölgenin yeniden dizaynında ağırlığını koymak, çıkarlarını sağlamak üzere çatışma sürecine taraf oluyorlar. Bu süreçte Kürtlerin özgürlük mücadelesi önemli bir düzey kazanmış bulunuyor.
- Bugün bu imha hareketleri, gelecekte bölge yeniden dizayn edilirken Kürt halkının statüsüz, kimliksiz sisteminin devam ettirilmesi için geliştirilmektedir.
- Dikkat edin, AKP sadece Kuzey Kürdistan’da Kürt halkına karşı bir saldırı pozisyonunda değildir; Rojava’daki devrime karşı da uluslararası diplomasi sahasında bir saldırı halindedir. Yani bir politika değişikliği söz konusu.
- Yani kapsamı böyledir. Hendek olmasaydı da bu saldırılar başlatılacaktı. Nitekim ateşkesi bozup saldırıları başlattıklarında hendek yoktu. Ama masayı devirdiler, çözüm sürecini boşa çıkardılar, ‘Kürt sorunu yoktur’ dediler ve bu temelde süreci başlattılar.
Hendekler
- AKP polisinin yıllardan beri Kürt halkına, Kürt gençliğine karşı uyguladığı faşist zulme, tutuklama furyasına ve sokak işkencesine karşı Kürt gençleri kendini savunma aracı olarak 2014 yılında hendekleri geliştirmişlerdir. Yani hendekler polis araçlarının mahalleye girmemesi, tutuklama ve işkence yapılmaması için geliştirilmiş kendince bir tedbirdir. Çünkü başka olanakları yok.
- Ama o zaman Önder Apo devreye girdi; tartışmalar oldu; bu tartışmalar 3-4 ay sürdü; ardından ise kendiliğinden kapatıldı. Ancak 24 Temmuz’da yeni saldırı dalgası başlayınca gençler tekrardan hendeklere sarılmak durumunda kaldı. 24 Temmuz saldırısı, hem gerillayı, hem de şehirdeki gençliği hedef aldı. Gerilla dağdadır; kendisini savunabiliyor ve bu temelde zaten gerekli cevabı verdi. Ancak gençlerin tek yolu hendekleri kazmaktı. İşte hendek olayı böyle gelişti.
“Çözüm sürecinde silah yığdılar" iddiası
Karayılan “Çözüm Sürecini fırsat bilerek bu şehirlere silah yığdığınız belirtiliyor. Bu doğru mu” soruşuna şöyle yanıt verdi:
- Bunların hepsi yalan. Hiçbir dönemde tarafımızdan bu tür bir direniş için şehirlere silah taşınmamıştır. Ancak başlangıçta silahsız bir şekilde direnen bu insanlar bir şekilde giderek kendi imkanlarıyla silahlanmak durumunda kaldılar. Tabi bu silahların ve de örgütlenmenin mahiyeti, birebir saldırıların mahiyetine bağlıydı.
- HPG’nin resmi bölük ve takımları şehre inmemiştir; böyle bir karar da yoktur.
- Eğer bu biçimde zulüm gelişir katliama dönüşürse, o zaman HPG de devreye girebilir. Çünkü Türk ordusu girdi. Hulusi Akar önceleri, “tankların şehirde ne işi var, uygun değil” dedi. Peki şimdi niye Cizre’de, Sur’da, Silopi’de tanklar var? Demek ki köklü bir değişim oldu. Yani darbe mekaniği işlemiş oldu ve her şey değişti.
Demokratik özerklik Türkiye’nin bölünmesi midir?
- Demokratik Özerklik formülasyonunu Önder Apo geliştirmiştir; Türkiye’de bölünmenin değil, bir arada yaşamanın formülasyonudur. Zoraki birlik değil, gönüllü birliğin demokratik ulus perspektifiyle geliştirilmesidir. Kaldı ki Demokratik Özerklik sistemi tüm Türkiye için talep edilen bir sistemdir. Eğer bu reddedilirse, o zaman birlik de reddedilmiş demektirAncak, “biz Demokratik Özerkliği falan tanımıyoruz; siz de dilinizi, kültürünüzü, her şeyinizi terk edeceksiniz; benim boyunduruğum altında yaşamaya mahkumsunuz; teslim olacaksınız” diyorsanız bu artık mümkün değildir.
Ordu daha ileri giderse
- Eğer orduyu daha fazla ileri sürerlerse ve katliam geliştirirlerse bu, ateşe körükle gitmektir; o zaman biz de yeni kararlara gideriz. Bu savaş çok daha yaygınlaşır, derinleşir ve sonuçta Türk devleti kaybeder. (HK)