KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Türkiye’nin sürekli IŞİD ile mücadele eden güçleri zayıflatma peşinde olduğunu yazdı. Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika’daki köşe yazısında Bayık, Dış İşleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun 1 Kasım seçimlerinden sonra alelacele Hewlêr’e gönderildiğini amacın, Kürdistan Demokrat Partisi’ni (KDP) hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratma olduğunu öne sürdü.
Bayık’ın, “AKP dünyaya şantaj yapıyor” başlıklı yazısında dikkat çektiği noktalar şöyle:
Stadyumdaki yuhalamalar
Konya’daki Türk milli maçında olduğu gibi, İstanbul’daki milli maçta da saygı duruşu katliama uğrayanları protesto haline getirildi. Paris katliamının kurbanları yuhalanırken, katiller onore edildi. Saygı duruşu canlı bombaların saygı duruşuna dönüştürüldü. Türkiye şimdi bu noktaya gelmiştir. AKP zihniyetiyle IŞİD zihniyetinin aynı olduğunu bu olaylar açıkça ortaya koymuştur.
Paris katliamının gösterdiği
Paris katliamı gösterdi ki Türkiye sadece Kürtler ve Ortadoğu halkları için değil, tüm dünya için tehlikeli bir politika izlemektedir. Ankara katliamı nasıl ki AKP ortaklığının sonucu gerçekleştiyse, Paris katliamı da Türkiye'nin politikaları sonucu gerçekleşmiştir. Kim bu gerçeği görmezse kafayı kuma gömer ve IŞİD'e karşı doğru mücadele yürütemez.
IŞİD katliamlarını İslamla bağdaştırmak yanlış
Erdoğan ve AKP her zaman “terörün dini ve kimliği olmaz” diyor. Tabii ki IŞİD’in katliamlarını İslam diniyle bağdaştırmak yanlıştır. Hatta IŞİD İslam’ın imajını kirleten karşıt İslam’dır. IŞİD İslam karşıtı ve İslam düşmanıdır. Bu doğrudur. Ama IŞİD’in İslam toplumu ve coğrafyası içinden çıktığı da bir gerçektir. Kuşkusuz sosyal ve tarihsel etkenler vardır. Ancak siyasal olarak IŞİD'i büyüten ve güçlendiren etkenleri görmek önemlidir. Sorunu sadece toplumsal, tarihsel ve kültürel etkenlere bağlamak yanlıştır. Böyle yaklaşmak, IŞİD’in insanlık düşmanı karakterini meşrulaştırmak olur. AKP yandaşı basın böyle yapmaktadır. Sadece IŞİD meşrulaştırılmıyor, IŞİD’i teşvik etmektedirler.
Siyasi desteği ortadan kaldırmak lazım
IŞİD’i geriletmek için ilk önce bu siyasi desteği ortadan kaldırmak lazım. Yoksa sosyal ve kültürel tedbirler geç sonuç alır. Bu açıdan Türkiye'nin desteğinin kesilmesi şarttır. Bunun için de AKP'nin politikasına karşı durulması gerekir. IŞİD'e karşı tüm dünya tutum alıyor. Ancak Türkiye'ye karşı tutum almadan IŞİD'e karşı mücadelede sonuç almak mümkün değildir.
IŞİD yenilgi sürecine girdi
IŞİD yenilgi sürecine girmiştir. Yeter ki yanlış politika izlenmesin. YPG ve YPJ’nin de içinde olduğu Demokratik Suriye güçleri IŞİD'i yenecek güce sahiptir. Demokratik Suriye güçleri kısa sürede IŞİD’i Cerablus’tan atabilirler. Türkiye tarafından destek gelmediği takdirde Rakka da kısa sürede düşürülür. Suriye genelinde Kürtler, Araplar, Dürziler, Süryaniler, Ermeniler, kadınlar, gençler ve diğer topluluklar IŞİD ve El Nusra’yı Suriye’den rahatlıkla temizlerler. Türkiye engeli ortadan kalktığı an IŞİD’in sonu gelmiş demektir.
Sinirlioğlu Hewyer’e neden gitti?
Türkiye sürekli IŞİD’le mücadele eden güçleri zayıflatma peşindedir. Şimdi de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile PKK'yi karşı karşıya getirmek istemektedir. 1 Kasım seçimlerinden sonra Feridun Sinirlioğlu bu nedenle alelacele Hewler’e gönderilmiştir. Türkiye KDP'yi hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak istemekte, hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratmayı hedeflemektedir. (HK)