Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da süren G20 Liderler Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen “Küresel Ekonomi, Büyüme Stratejileri, İstihdam ve Yatırım Stratejileri” başlıklı çalışma oturumunun açılış konuşmasını yaptı.
Oturum, “Kalkınma ve İklim Değişikliği’ konulu çalışma yemeğinden sonra verilen aranın ardından Regnum Otel’de gerçekleşti.
Zirvenin Türkiye’nin dönem başkanlığında gerçekleşmesi dolayısıyla oturuma yönetici olarak katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturumun açılış konuşmasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, oturumun basına kapalı olan kısmına geçildi. Oturumun basına kapalı olarak gerçekleştirilen kısmında ise G-20 liderleri, ‘Küresel Ekonomi, Büyüme Stratejileri, İstihdam ve Yatırım Stratejileri’ konularında görüş ve değerlendirmelerini paylaştı.
Saygı duruşuyla başladı
Konuşmasının başında Paris’te yaşanan saldırılar sebebiyle zirveye katılmayan Fransa Cumhurbaşkanı’na taziyelerini ileten Erdoğan, salondakileri Ankara’da ve Paris’teki terör saldırılarında hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
Saldırılar
Fransa’daki saldırının, ekonomiyle güvenlik arasındaki ilişkinin görmezden gelinemeyeceğini gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20’nin asıl ilgi alanı olan ekonominin siyasi, sosyal ve kültürel sorunlardan, özellikle insan hayatından bağımsız olmadığını vurguladı.
Türkiye’nin son 4 aydır yaşadığı saldırıların, Paris’teki eylemlerin ve Suriye krizinin bunun açık bir ispatı olduğunu söyledi.
“Bu gelişmeler göstermektedir ki terörizm, hepimizin barış ve güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor. Türkiye olarak, terörle mücadeleye ilişkin iş birliğinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığımızın, daha güçlü bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Mülteciler
Erdoğan mülteciler ile ilgili de uluslararası dayanışma ve iş birliğinin giderek büyük bir önem kazandığını söyledi.
“Uluslararası sistemde her alanda kapsayıcılık, bir başka ifadeyle adalet temelinde çok acil bir güncellemeye ihtiyaç var.”
“Geçtiğimiz yıl Avustralya’da gerçekleştirdiğimiz zirvede küresel ekonomide güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi temin etmek için önemli kararlar aldık. Altyapı yatırımlarından enerjiye, kadınların istihdamdaki payının artırılmasından küresel ticarete kadar pek çok önemli mesele üzerinde durduk. Küresel istikrarın temini bakımından hayati işleve sahip olan G-20, sadece kriz zamanlarında hatırlanacak bir platform değildir. Dünyanın bizden daha farklı beklentileri olduğuna inanıyorum”
G20’de ilkler
Türkiye’nin bu anlayış ışığında dönem başkanlığındaki önceliklerini ‘kapsayıcılık’, ‘uygulama’ ve ‘yatırımlar’ olarak tespit ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdikleri sözlerin takipçisi olmak, bulundukları taahhütleri de uygulamaya geçirmek mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
“Bu yıl ilk defa Enerji Bakanlarımız bir araya geldi. Küresel bir mesele olan ‘enerjiye erişim’ konusunda bir eylem planı üzerinde mutabık kaldılar. Yine bu yıl 2011’den bu yana ilk kez Tarım Bakanlarımız bir araya geldi. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke için önemli bir sorun olan gıda kayıpları ve israfı konusu ilk kez G-20’nin gündemine girmiş oldu. Bu sene G-20 açılım grupları arasına KADIN-20’yi ekleyerek, kadınların ekonomik hayattaki rolünün güçlendirilmesi konusundaki kararlılığımızı ifade etmiş olduk. Aynı şekilde, eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerimizin oranını 2025 yılına kadar yüzde 15 oranında azaltmayı taahhüt ettik. Böylece, uzun süreden beri gündemimizde bulunan önemli bir konuda somut adım atmış olduk.”
“Küresel ekonomi”
Erdoğan, atılan tüm adımlara rağmen hala istenilen ölçekte güçlü bir küresel ekonomik performansa ulaşılamadığını ve gelişmiş ülkelerin uzun bir süre durgunluktan kurtulamadığına işaret etti.
“Bu yıl tam toparlanma başlamışken, bu sefer de gelişmekte olan ülkelerde bir yavaşlamaya şahit oluyoruz. Küresel krizin başladığı 2008 yılından bu yana geçen sürede, bu kısır döngüden bir türlü kurtulamadık. Pek çok ülkede para ve maliye politikalarında manevra alanı oldukça daralmış durumda. Küresel ekonomideki yavaş toparlanmanın yanı sıra, finansal piyasalardaki belirsizlikler, yeni risklere işaret ediyor. Bu belirsizlik ve risklere, son dönemde bazı bölgelerde ortaya çıkan siyasi gerginlikler de eklendi.” (BK)
* Fotoğraf: Kayhan Özer / Antalya / AA