Bergama Ovacık’taki madene karşı ilk dava 1994’te açılmıştı. Yıllar içinde açılan onlarca dava sonucunda çevre hukuku adına birçok örnek karar alındı, ancak kararlar uygulanmadığı için maden bir türlü temelli kapatılamadı.
Maden 2005’ten beri Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından işletiliyor. Köylülerin kitlesel eylemleri 2000’lerin ortalarında sönümlendi ama hukuk mücadelesi devam ediyor.
Ege Çevre ve Kültür Platformu’ndan (EGEÇEP) Ali Arif Cangı, Danıştay’da devam eden ÇED iptal davasından umutlu olduklarını söylüyor. Son olarak Ağustos’ta Danıştay, madene 2009’da verilen ÇED izni ile ilgili yerel mahkemenin kararını bozdu. Yerel mahkeme keşif yapılmasına gerek görmeden, eski bir keşif raporuna dayanarak davayı reddetmişti. Danıştay bu kararı bozarak yeniden keşif yapılması gerektiğine hükmetti.
On altın madeni varAltın Madencileri Derneği’ninverilerine göre Türkiye’de 2014 itibariyle aktif on altın madeni var. Bunlardan dördü Koza şirketine ait: Ovacık ve Çukuralan (İzmir), Himmetdede (Kayseri) ve Kaymaz (Eskişehir). Türkiye’de 2001’de Ovacık ile başlayan altın üretimi her geçen yıl artıyor. 2012’de, 2001’deki üretimin 20 katı üretim yapıldı. Altın Madencileri Derneği, 10 sene içinde maden ocağı sayısının 20’yi geçeceğini tahmin ediyor. |
Madeni işleten Koza firmasının cemaate yakınlığıyla bilindiğine işaret eden Cangı, hükümetin artık firmayı desteklemeyeceği görüşünde: “Koza şu anda hukukla karşı karşıya. Bilirkişi objektif rapor verirse maden yine kapatılır.”
Cangı’nın tahminlerini doğrular şekilde, Koza’nın Mastra’daki (Gümüşhane) madeninde izni yenilenmediği için faaliyet Nisan 2014’te durduruldu.
Firma son olarak 4 Aralık’ta yaptığı basın açıklamasında “yaşadığımız haksız mağduriyet bir an önce sonlandırılsın, yasal hakkımız olan izinler verilsin” dedi.
Cevher tükenmek üzere, firma yeni ocak peşinde
Cangı, 2000’lerden beri altın çıkartılan madendeki cevherin tükenmek üzere olduğunu, firmanın buraya kurduğu işletme tesisini beslemeye devam etmek istediğini ve bunun için civarda yeni ocaklar açmaya çalıştığını belirtti.
Bu yeni ocaklar için ruhsat almaya çalışan firmaya açılan davalar da devam ediyor. Cangı, firmanın Bergama yakınlarınaki Kozak Yaylası’nda ÇED izni aldığı dört yeni ocak olduğunu, bunlardan üçünün (Yerlitahtacı, Uzunkaya ve Gelintepe) izinlerini iptal ettirdiklerini belirtti. Şu anda firma, izni iptal edilmeyen Çukuralan’daki altın madenini işletmeye devam ediyor. Buradan gelen hammade Ovacık’taki tesiste işleniyor.
Koza, Yerlitahtacı’daki madenin ÇED’i iptal edilince aynı bölge için dosya adını 'Kapıkaya' olarak değiştirip, yeniden başvuruda bulunmuştu.
İki siyanür havuzu doldu, sıra üçüncüde
ABD Çevre Koruma Kurumu’nca (EPA) birincil kirletici/tehlikeli atık kategorisinde olan siyanür ilk günden beri maden ocağına itirazların odağındaydı. Madenin deprem tehlikesi yüksek bir bölgede ve Kaynarca fay hattına yakın olduğu, siyanürün depolandığı havuzların depremde veya teknik bir aksaklıkta çatlayabileceği defalarca dile getirildi. Siyanürle birlikte atık havuzunda depolanan ağır metallerden arsenik de birinci derecede kanserojen bir madde.[1]
Bugün Ovacık işletmesinde iki siyanürlü atık havuzu da kapasiteleri artırılmasına rağmen dolmak üzere. Cangı, firmanın şu anda üçüncü havuz için ÇED sürecini işlettiğini belirtti: “Bu atık havuzları Bergama ve Bakırçay Ovası için çok ciddi bir tehdit. Firma onları orada öylece bırakıp çıkmak isteyecek. Ancak bu depoların bir ömrü var, olası bir depremde patlamaları, siyanür ve ağır metallerin yeraltı sularına karışması çok ciddi bir risk. Önümüzdeki dönemde bunların daha fazla büyütülmeden rehabilite edilmesi gerekiyor.”
Kasım ayında Ovacık’taki ikinci siyanür barajına atık taşıyan borunun patladığı ve atıkların Narlıca Deresi’ne karıştığı iddiaları basında yer aldı. Şirket iddiayı yalanladı.
Son yıllarda siyanürle yapılan madencilik tartışması Kütahya Gümüşköy yakınındaki Eti Gümüş AŞ'ye ait maden işletmesinin atık depolama barajının setinin 7 Mayıs 2011 tarihinde çökmesi sonrası sızıntı yaşanmasıyla gündeme gelmişti.
“Bergama filminin ikinci gösterimi Fatsa’da”
Ordu’nun Ünye ve Fatsa ilçelerine sınır olan Yukarı Bahçeler Mahallesi’nde İngiliz Stratex International-Bahar Madencilik ortaklığında yürütülen siyanürlü altın arama çalışmalarına bölge halkının tepkisi gün geçtikçe artıyor.
Geçtiğimiz Ekim bölgede binlerce kişinin katılımıyla 'siyanürlü altına hayır’ mitingi yapıldı. Köylüler, basın açıklamalarında “Bergama filminin ikinci gösterimi Fatsa’da” demişti.
Dokuz köyü kapsayan bir alanda kurulmak istenen siyanürlü altın işletmesi, Yukarı Bahçeler Mahallesi’ne sadece birkaç yüz metre uzaklıkta. Siyanürle madenciliğe karşı bir başka mücadele de Sivas'ta Kangal Bakırtepe yakınlarında sürüyor. (Eİ/HK)
[1] Üstün Bilgen Reinart (2003), Biz Toprağı Bilirik: Bergama Köylüleri Anlatıyor, Metis Yayınları, İstanbul, s.20,33.