Kürtçe ve Türkçe
Mehmet Uzun'un kitabı Gendaş Yayınları'ndan 1998 yılında Kürtçe, 2000'de ise Türkçe basımla okurların karşısına çıktı. Kitabın Kürtçe baskısı için Diyarbakır'da sonradan iptal edilen bir toplatma kararı dışında yasal işlem yapılmadı. Türkçe baskısına ise İstanbul DGM'de açılan davada, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK)169. maddesi ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 5. Maddesine göre yazar ve yayıncı hakkında ayrı ayrı ceza istenmişti.
Yayıncı Hasan Öztoprak ve Yazar Mehmet Uzun'un katıldığı, bugünkü (4 Nisan 2001) duruşmada esas hakkında görüş belirten savcı "beraat" talep etti. Mahkeme heyeti, "isnat edilen suçun oluşmadığına" kanaatine vararak oy birliğiyle "beraat kararı" verdi.
Mehmet Uzun ve Hasan Öztoprak'ı, avukatlar Hasip Kaplan , Üzüm Ataş, Ali Yaşar , Dara Odabaşı ve Erkan Karagöz savundu.
Aydınlar duruşmadaydı
Uzun ve Öztoprak'la dayanışma için DGM'ye gelen Yaşar Kemal , Orhan Pamuk, Oral Çalışlar , İpek Çalışlar, Akın Birdal , Nadire Mater, Zülfü Livaneli , Şanar Yurdatapan, Ömer Laçiner , Yılmaz Erdoğan ve İsviçre Yazarlar Derneği'nden Elizabeth Zila Olin duruşmada hazır bulundular. DGM'deki duruşmayı kalabalık bir yabancı basın grubu izledi.
"Edebi geleneğim propaganda içermez"
Yazar Uzun, savunmasında hiçbir ideolojinin yazarı olmadığını belirterek, "Üslubum ve anlatı tarzım ideolojik değil, edebidir " dedi. Romanın tümüyle kendi kurgusunun ürünü olduğunu ve kitapta anlatılan ülkenin ya da insanların var olmadığını belirten Uzun, "Yıllarca üzerinde çalıştığım, her cümlesi üzerinde düşündüğüm kitabım, bu davayı açan savcı tarafından bir çırpıda basit bir propaganda malzemesine dönüştürüldü. Propaganda iddiasını yazarlığıma ve romanıma bir hakaret olarak adlandırıyorum" dedi.
Kin ve şiddetin romanlarında ve edebi geleneğinde yeri olmadığını vurgulayan Uzun, "Romanlarımın bölücü değil, birleştirici ve zenginleştirici olmasına özen gösterdim " dedi.
Yayıncı Hasan Öztoprak ise savunmasında "Biz kitap yayınlıyoruz. Bu edebiyat eserlerinin terör örgütüne nasıl yardım edebileceğini anlamıyorum " şeklinde konuştu.
'Utanç bitti'
Davanın bitiminde Beşiktaş'taki DGM önünde, yazar Mehmet Uzun ve aydınlar beraat kararını değerlendirirken şöyle dediler:
Mehmet Uzun: " Bu kararı ümitle bekliyordum. Sadece kendi hesabıma değil, Türkiye hesabına bekliyordum. Umarım bu karar, demokratikleşmenin, edebiyat ve sözün mutlak serbestliğinin önünü açar ."
Yaşar Kemal:"Utanç vericiydi ama bitti. Yargıçların oy birliğiyle karar vermesi olumluydu. Demokrasiye bir adım daha atıyoruz."
Oral Çalışlar: " Bu zaten seçme sapan bir davaydı. Beraatla sonuçlanmasına memnun olduk. Yine de böyle davaların artık açılmamasını diliyoruz ."
Yılmaz Erdoğan: "Davayı açan da aslında bu davaya gerek olmadığını biliyormuş. Beraatla sonuçlandı. Ancak bu bir romandır. Hayal ve kurgu ürünüdür. Bir yazara sen niye böyle hayal ettin diye sorulabilir mi? Çok gereksiz."
Akın Birdal: " Düşünce ve ifade özgürlüğünün önünü açan bir karar. Diğer DGM davalarına da örnek oluşturmasını diliyorum. Ulusal programda Kürtçe ifade özgürlüğü yer almadıysa da, bu karar, Türkiye'yi Avrupa'da sıkıntıya düşürmeyecek."
Zülfü Livaneli: "Bu kararla kin ve nefret kaybetti. Hepimiz adına sevindirici. Barış ve kardeşlik günlerinin işareti olarak yorumluyorum." (YV-NA)