Kamu Denetçiliği Kurumu'nun düzenlediği Kamu Denetçiliği Sempozyumu'nda konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Haziran 2012'de gerekli yasal düzenlemelerle hayata geçirdikleri Kamu Denetçiliği Kurumu'nun altı ayda 4 bin 476 şikayetle ilgili çalışma yürüttüğünü aktardı.
AKP hükümetinin yazarlar üzerinden ifade özgürlüğü korkusunu kaldırdığını söyleyen Erdoğan "Yeşilin hastasıyım" diyerek Türkiye'nin çevrecilik konusunda Avrupa ülkeleri ile rekabette olduğunu söyledi, "çevre düşmanı" şeklinde algılanmaktan rahatsız olduğunu söyledi.
Hapis gazeteciler, biber gazı kullanımı gibi konularda uluslararası kamuoyunun yanıltıldığını belirten Erdoğan Gezi direnişinde "gerçek mermi ile yaralanan ve ölen polislerin" olduğunu söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları söyle:
* Hiç kuşkusuz demokrasi sadece kurumların tesis edilmesinden, sadece hakların teslim edilmesinden ibadet değildir. Demokrasi bir zihniyet devriminin, benimsemenin, özümsemenin, kabullenmenin neticesinde en ideal anlamda işlevsel hale gelir.
* Bundan 11 yıl önce bir siyasi partinin her konuda konuşma özgürlüğü yoktu. Belli konular mayınlı araziydi. Biz bunların önlerini açtık. Bize hakaret etme özgürlüğüne sahip olanlar, bizi 'bizim düşünce özgürlüğümüz yok' diye eleştiriyor. Küfre varıncaya kadar.
* Bundan 11 yıl gazetelerde her haberi yazmak mümkün değildi. Belli çevrelerden korkuluyor, özgürlükler kullanılamıyordu. Hükümetimiz yazarlar üzerinden ifade özgürlüğü korkusunu ortadan kaldırmıştır.
* Tutuklu ve hükümlü gazeteciler konusunda Avrupa ve dünya kamuoyu sistematik şekilde tamamen yanlış bir şekilde ilgilendirilmektedir. Türkiye'deki ifade özgürlüğü konusunda aynı çevreler yine son derece yanıltıcı biçimde bilgilendirilmektedir. Türkiye'de toplumsal olaylara müdahale temel hak ve özgürlüklerin kullanılması konularında aynı şekilde dünya ve Avrupa kamuoyu sistemli şekilde yanlış yönlendirilmektedir.
* Tabii ki 'her şeyi çözdük' gibi bir iddiada bulunmuyoruz. Bizim polisimiz dayak yemiştir, bir çok yerde son ana kadar tahammül etmişti. Biber gazı sıkma AB mevzuatında zaten var. Açısını derecesini isabetli kullanmamış olabilir ki onlar hakkında da gereği yapılıyor. Su kullanılabilir. Gerçek mermi kullanılamaz, ama gerçek mermi gösteri yapan tarafından kullanılıyorsa ne olacak? Gerçek mermiyle yaralanan hatta ölen polislerimiz de olmuştur. Bütün bunlar son dönemdeki gösterilerde önümüzde olan gerçeklerdir.
* Mesela çok masum gerekçeler ileri sürülmüştür. Nedir? 'Ağaç söküldü, yok ağaçlar kesildi bundan dolayı gösteriler' denildi. İddiayla söylüyorum, AB üyesi ülkelerle biz ağaç dikme noktasında şu anda rekabetteyiz, biz ön alırız.
* Ve biraz da yeşile hayranım, hastayım. Bu işi çok severim ve bize adeta 'çevre düşmanı' gibi bir yaklaşım içerisinde olmak inanın bize karşı çok büyük bir haksızlık olur.
* Attığımız atacağımız adımlarda gösteri ve yürüyüşlerde hukuk içerisinde haklarını kullananları sadece koruruz. Onlara karşı herhangi bir tavrın olmasına müsaade etmeyiz.
* Türkiye'yi dünyaya, ifade özgürlüğü olmayan bir ülke olarak lanse edenlerle, içeride çözüm sürecine karşı çıkanlar aynı kişilerdir.
* Suriye'de 100 binler öldürüldü. Batı nerede? Batı Suriye'ye karşı ne yaptı? Sadece konuşuyor. AB ne yapıyor? Mısır'daki darbeye darbe diyememiştir. Demek ki aklına geldiği zaman böyle darbeler yapılabilir, mümkündür. Çoğunluğun azınlığa tahakkümü ne demek? Çoğunluk eğer halkından ülkeyi yönetme yetkisini almışsa ülkeyi yönetir. Zulmediyorsa, yargı niye vardır? Bunları yargılamak için vardır? Seçkinlerin çoğunluğa tahakkümünü neyle izahat edeceksiniz?
*Vatandaşın haklarını her şeyin üzerinde tutuyoruz, tutacağız. Bir tek vatandaşımızın bile devlet kapısından boynu bükük, kalbi kırık, hakkını alamadığını düşünür şekilde ayrılmasına gönlümüz razı olmaz. (EA)