Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan gezisi sonrası düzenlediği basın toplantısında Roboski katliamı konusunda hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar, Kürtçenin resmi dil olması yönündeki tartışmalar ve Kürt sorununun çözümü için düşünülen stratejiler hakkında konuştu.
Erdoğan, Roboski katliamını gündemde tutmaya çalışanların "terör örgütü ve uzantıları" olduğunu ileri sürerken, mağdurlara yasaların öngördüğünden fazla tazminat ödediklerini ve hukuki sürecin devam ettiğini söyledi.
"Attığımız adımlarla özür diledik"
Erdoğan, dün akşam düzenlenen basın toplantısında, Roboski katliamıyla ilgili İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) sözcüsü Hüseyin Çelik'in değerlendirmelerinin sorulması üstüne "AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır ve yaptığı açıklamaları arkadaşlarıyla değerlendirerek yapar ve bu konuyla ilgili olarak da biz açıklamamızı yaptık" dedi.
Bir hatanın olmuş olabileceğini ama bölgenin terör bölgesi olduğunu söylediklerini hatırlatan Erdoğan, kimsenin sınır boyu kaçaklığı yapanların yaptığı kaçakçılığı meşru gösterme gayreti içerisine giremeyeceğini vurguladı.
"Bizler yasaların belirlediği, tazminat konusunda onun çok ötesine geçmek suretiyle tazminatlarını da açılan hesaplara yatırdık.
"Eşlerimiz aynı şekilde kendileri de gittiler, bir ziyaret yaptılar. Eğer insani ise biz insani görevlerimizi yaptık ama terör örgütü veya uzantıları bizden daha farklı beyanlar bekliyorlarsa kusura bakmasınlar, çünkü bu işin idari incelemesi yapılıyor, adli incelemeler şu anda devam ediyor, süreç devam ediyor, çalışıyor.
"Bunun dışında bizim yapacağımız herhangi bir şey yok. Sadece süreci takip ediyoruz, izliyoruz ve kimsenin de dümen suyunda değiliz.
"Adaletin tecellisini beklemek bizim şu anda görevimizdir. Bunun dışında atılması gereken adımlar da atılmıştır. Yok şöyle özür dilensin, böyle özür dilensin filan. O özrün, atılmış adımlarla zaten yerine geldiği de çok açık ortadadır.
"Daha ileride bu konuda bir şey söylemeyeceğim. Bunu zorla gündemde tutma gayreti içerisinde olan terör örgütü ve uzantılarıdır. Burada samimiyetin olmadığı meydandadır. Buradan bir şeyler kapmanın, bunu istismara dönüştürmek suretiyle gayreti içerisinde olanlar vardır.
"Açık söylüyorum. Medya da dahil bu konuyu fazla istismar etmesinler. Bizim söyleyeceğimiz budur. Grubumdan da bundan sonra herhalde farklı bir açıklama gelmeyecektir."
"Kürtçe konuşulsun ama resmi dil Türkçe'dir"
Bir gazetecinin "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"nin yeni yol haritasını sorması üstüne Erdoğan, konuyla ilgili açıklamaları 2005'te Diyarbakır'da yaptığını ve atılması gereken adımların bugüne kadar yoğun şekilde atıldığını söyledi.
* Bugüne kadar AKP dışında hiçbir iktidar bazı konulara cesaret edemedi. Dil konusunda, kültür konusunda inkar politikalarını kaldırdık. Kürtler kendi dillerinde istediklerini yapabiliyor ancak Kürtçe'nin resmi dil olmayacak.
* Resmi dil noktasında kalkıp da Kürtçe'yi dayatmaya yönelirsen kusura bakma bizim şu anda resmi dil olarak tek dilimiz vardır, o da Türkçe'dir.
* Ana dilini konuşma noktasına gelince her anadil sahibi dili rahatlıkla bu ülkede konuşuyor ve konuşmalıdır. Burada da hiçbir mani yoktur. Cezaevlerinde böyle bir mani vardı, yayımladığım bir genelge ile onu da kaldırdık. Artık anneler çocuklarıyla, kardeşler birbirleriyle kendi anadillerinde konuşma hakkına sahip oldular. (EKN)