Taksim'i gör(e)meyenler için, şu an orada hala inanılmaz şeyler oluyor.
En başta, ne meydanda ne de İstiklal Caddesi'nde tek bir üniformalı polis var.
Meydan çevresine barikatlar kurulmuş.
AKM'nin çatısına "Boyun eğme" pankartı asılmış.
Taksim kelimenin tam anlamıyla "alınmış" yani!
Etrafta, bildiğiniz, "güvenlik önlemi" denilen şeyden eser yok!
İnsanlar, dayanışma ile zorbalığa direniyor.
Bir yanda Kemalistler, diğer yanda solcular.
Herkes sloganını atıp önüne bakıyor.
Arada halay çekmek için karışılıyor sadece!
Stantlarda bedava yiyecek ve içecek dağıtılıyor:
"Kızım kurabiye al. Alsana. Al dedim sana, aa!"
Yüzler, şaşkınlıkla ama galiba en çok gururla gülümsüyor. Bazen mutluluktan ağlamaklı da olunuyor. (Gaz attılar ya. Gazdan o, gazdan!)
Taksim'de yaşanan komün ortamını tecrübe etme fırsatı yakalayamayanlar, çok şey kaçırıyorlar.
Gerçekten şahane işler dönüyor.
Yabana atılarak Fas'a gidilecek cinsten değil yani.
"Olay 'ağaç' değil" diyerek çok yazıldı çizildi. Bu artık malumumuz, oraya girmeye gerek yok.
"Gezi Parkı Direnişi nedir, ne değildir" üzerine şahane analizler de yazılabilir.
Biz şimdilik onu da bir kenara bırakalım ve bıçağın esasen kemiğe dayandığı yere bakalım.
Bu topraklarda yıllardır yargısız infazlar yaşandı. İnsanlar asit kuyularına atıldı, arabalar "kaçırıldı", çocuklar gözaltında "kaybedildi", kafasına tek kurşun sıkılanlar derelere atıldı, kadınlar ve hatta bebekler tecavüze uğradı, gencecik bedenler idam sehpalarında sallandı.
Devlet, "uslu durmayan evlatlarını" tanıdığı iyi çocuklarına bilerek ve isteyerek kendi "selameti" için yedirdi.
Hatta yeri geldi, o evlatlara bok yedirdi.
Ve bu yaşatılan zulümlerin hesabı hala verilmedi.
Ama kimse de unutmadı. Kürtler öldürülürken susanlar dahi, hala konuşmasalar bile, belki de en çok utançlarından unutmadı.
Evet, Taksim başta olmak üzere, Türkiye direniyor.
Öldürmeye devam etmek isteyen erklere direniyor.
Gezi Parkı'ndan devlete verilen mesaj nettir:
"Sen hala canımızı almaya kalkarsan, biz de sana vururuz!"
Meşhur türküdeki gibi öldürmeyi oyun zannederseniz, alacağınız yanıt budur.
Ve ille de ideoloji arayanlar, bu tarafa gelsin:
"Meşru Müdafaa Cemiyeti"! (BK/HK)