"Dalga geliyor kocaman, Karadeniz şaşırdı, özgürlük bizi çağırıyor, hayde tekrar viya"...Anadilimiz Lazca'yı ve Doğu Karadeniz'de kardeş diğer dilleri yaşatmak görevimiz ve onurumuzdur.
Oxoşkva micoğxaman! Geftaten xolo Viyaaa/Özgürlük bizi çağırıyor! Hayde tekrar Viyaaa
Viya kısaca vucüt sörfüdür. Hiçbir alet kullanmadan, Karadeniz'in kocaman dalgalarının arasına dalıp onlarla mücadele etmektir. Bazılarına göre deli işidir. Ama bizim için kesinlikle vazgeçilmezdir!
2006 yılında İstanbul'a gelip, Ceyhun Demir'le birlikte, Marsis'i kurmadan önce, doğduğum yer olan Rize'nin Viçe ilçesinde (Fındıklı) gitar çalmaya ve müzik yapmaya çalışırken, benim en büyük ilham kaynaklarımdan biri, Ceyhun'un babası Nurdoğan Demir Abaşişi'ydi.
Her bulduğum fırsatta Nurdoğan Amca'nın kemençe dükkanına gidip, ondan bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. O sadece kemençe yapıp satmıyordu; aynı zamanda çok iyi bir Laz şairi ve yazarıydı. Benim için bir kütüphaneydi adeta. Birçok şarkıyı, hikayeleri ve masalları ondan dinledim. Ayrıca Ceyhun'a da çok takılmışımdır "Senden önce ben babanla çalıyordum, ilk grup arkadaşım O'dur" diye.
"Siya" şarkısının ortaya çıkmasında en büyük pay ona ait. Bu şarkının içindeki bir kıtayı bana okuduğunda, bunun birgün bir şarkıya dönüşeceğini biliyordum. İstanbul'a gelmeden önce, bana "Birgün Ceyhun'la seni, binlerce insana şarkı söylerken, bir şeyler anlatırken göreceğim. Lazca'yı siz yaşatacaksınız gençler, inanıyorum buna" demişti, hiç unutmam.
İstanbul'da şarkının müziğini yaptım. İkinci kıtayı, en tıkandığım yerde, derenin karşısına bir köprü atar gibi yetişerek Özcan Sapan yazdı. Son kıta da benden geldi ve bütün Marsis üyeleri elele verip şarkıyı son haline getirdik. Zuğaşi Berepe'den de tanıdığınız Gürsoy Tanç ve Metin Kalaç'ın fikirlerinin de şarkının düzenlemesinde payı büyüktür.
Siya, 2009'da çıkan ilk albümümüzde yer aldı. Şarkının başında Lazca masal anlatan Nurdoğan amcadır. Albüm çıkmadan bir şaka yaptı ve aramızdan aniden ayrıldı. Siya'yı dinleyemedi ama binlerce kişiye çaldığımızı ve bir şeyler anlattığımızı gördü.
Siya şarkısı neden bizim için önemli? Çocukluğumuzdan beri, o dalgalarla mücadele etmeyi hep sevdik. Bazen bizi yerden yere vursa da, yara bere içinde kalsak da, hiç vazgeçmedik Viya inmekten. Doğanın kollarında, sahil boyu süzülürken hissetiklerimiz, zor tarif edilir. Ama tek kelimeyle anlat derseniz bu "özgürlük" olur. Mahallenin bütün çocukları hep birlikte yüzdük o dalgalarda. Birlikte mücadele ettik 'çocuk aklımızla' o kocaman Karadeniz'e karşı.
Düşeni diğeri kaldırdı, yaralananı hep birlikte taşıdık. Boğulmasın kimse diye birbirimizi kollardık sürekli. Viya'nın bize öğrettiği kardeşliktir, dostluktur her şeye rağmen, hayatta sapasağlam ayakta durup mücadele etmektir. İnsanların yaşadığı her bir metrekarede, kötü giden her şeye karşı 'önce insan' demektir.
Bugün bir müzik grubu ve Dünya'ya karşı sorumlulukları olan bireyler olarak mücadelemiz devam ediyor. Kültürümüzün güzelliklerini, anadilimiz olan Lazca'yı ve Doğu Karadeniz'de kardeşçe yaşadığımız diğer kültürleri ve dilleri (Hemşince, Rumca, Gürcüce) yaşatmak görevimiz ve onurumuzdur.
Geçmişten günümüze, yapılan bütün baskı ve asimilasyon çalışmalarına rağmen hala bağıra bağıra söylediğimiz Lazca şarkılarımız durmayacak. Rüyalarımızı o dilde gördüğümüz, konuştuğumuz bu renklerimizi hep beraber yaşatmak için Hayde Berepe Siya Siya!
Ana dillerini savundukları için; Bangladeş'te polisler tarafından öldürülen gençlerden, Katalonya'ya, Latin Amerika'dan Asya'ya, Türkiye'de arkasından vurulan Hrant'tan, kendi dillerini konuştukları için dayak yiyen, işkence gören Laz, Kürt,Hemşinli'sine, dünyanın herhangi bir bölgesinde Türkçe konuştuğu için baskı görenlere selam olsun. 21 Şubat Anadil Günü'müz kutlu olsun! (KÖ/NV)
Siya Siya
Hayde berepe siya siya / Hayde tekrar Viya
Uça Zuğa kala viya / Karadeniz'le beraber viya
Hayde berepe siya siya / Hadi çocuklar bir daha
Geftaten xolo viya / Hayde tekrar Viya
Mçipe mçipe mulun mçima / İnce ince yağmur geliyor
Anadolu Kültür’ün 20 yılını anlatan “Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür” belgeseli, 18 Nisan Cuma günü saat 19:00’da Ankara Alman Kültür Merkezi’nde (Goethe Institut) gösterilecek.
Gösterimin ardından Anadolu Kültür ekip üyelerinin katılımıyla Bilge Taş moderatörlüğünde bir söyleşi düzenlenecek.
Nehre Su Taşımak belgeseli bir taraftan Diyarbakır Sanat Merkezi ve Depo’yu hayata geçiren Anadolu Kültür’ün 20 yıllık yolculuğunu odağına alırken diğer taraftan da bu yıllar içinde Türkiye’de sivil toplum ve kültür sanat alanında yaşanan gelişmelere dair ipuçları taşıyor.
Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür 2024, 66’
Senaryo, Reji: Mert Kaya Yapım: Anadolu Kültür Görüntü Yönetmeni: Meryem Yavuz Montaj: Can Eskinazi, Mert Kaya Sanat Yönetmeni: Günsu Sarı İçerik Ekibi: Asena Günal, Övgü Gökçe Yaşa, Tamar Nalcı Yardımcı Yönetmen: Aslı Özoğuz Ses Tasarım: Ilgar Gökhan Yürütücü Yapımcı: Mert Kaya (JotaFilm, loudcat.filmworks) Yardımcı Yapımcı: Barış Can Ertürk (JotaFilm) Yapım Koordinatörleri: Arican Paker, Mustafa Akçaöz
TRT’nin, 2 Nisan’da yapılan tüketim boykotuna destek verdikleri gerekçesiyle bazı oyuncuları projelerinden çıkarması ve dizilerini kaldırma kararları Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, bugün, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na soru önergesi verdi.
Çelenk, yalnızca görüşlerini bildirdikleri için oyuncuların cezalandırılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek TRT’nin bu tavrının anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini vurguladı.
Çelenk’in soru önergesinde TRT’nin mali kaynakları da mercek altına alındı.
TRT, tüketim boykotu çağrısına destek verdikleri gerekçesiyle Aybüke Pusat, Boran Kuzum, Başak Gümülcinelioğlu ve Furkan Andıç gibi oyuncuları projelerden çıkarmış, senarist Ali Aydın’ın yazdığı “Mevlana Celaleddin-i Rumi” dizisini dijital platformundan kaldırmıştır. Kurum sanatçılarının kendi yaşamlarını da etkileyen toplumsal meselelere ilişkin düşüncelerini açıklamalarının ve tartışmalara katılmalarının denetim ve baskılanmasının ifadesi olan bu kararlar hangi kriterler temelinde almıştır?
Kamu yayıncısı TRT’nin iktidar uygulamalarını eleştiren sanatçıları projelerden çıkarıp, destekleyenleri koruması tarafsızlık ilkesinin ihlali değil midir?
TRT’nin kamu yayıncılığı ilkeleri doğrultusunda fikir çeşitliliğini ve ifade özgürlüğünü desteklemesi yükümlülüğü nasıl denetlenmektedir?
TRT, kamu yayıncısı olarak yayın politikasına ilişkin yurttaşlardan gelen şikayetleri sistemli biçimde inceleyen veya değerlendirmeye tabi tutan bir çalışma yürütmekte midir? Böyle bir çalışma varsa, bu çalışmaya ilişkin veriler nelerdir?
TRT, 2004–2024 yılları arasında toplam ne kadar bandrol geliri elde etmiştir? Bu gelir yıllara göre ne şekilde dağılmıştır ve hangi alanlara harcanmıştır?
Ne olmuştu?
İstanbul Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart 2025'te tutuklanmasının ardından, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in de çağrısıyla 2 Nisan'da gerçekleştirilen boykot kampanyasını destekleyen pek çok oyuncu, yer aldığı projelerden el çektirildi.
Boykot kapsamında, CHP'nin işaret ettiği ve iktidara yakınlığıyla bilinen çeşitli sermaye gruplarına ait medya organları ve şirketler yer alıyor. Kampanyayla ilgili soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, boykot çağrılarının “halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik ayrıştırıcı söylemler” (TCK md. 122/1-d) içerdiğini ve boykotçuların “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” (TCK md. 216) suçunu işlediğini iddia ediyor.
Boykot çağrıları nedeniyle özellikle TRT’nin dijital platformu tabii’de yayınlanan dizilerin kadrolarından çıkarılan oyuncular şöyle: Aybüke Pusat, Furkan Andıç, Boran Kuzum ve Başak Gümülcinelioğlu.
Aybüke Pusat'a destek veren senarist Ali Aydın'ın kaleme aldığı “Rumi” dizisi de tabii’nin kütüphanesinden kaldırıldı.
Boykot çağrısına destek verdikleri gerekçesiyle oyuncular Berna Laçin, Rojda Demirer ve Alican Yücesoy’un sosyal medya hesaplarına da erişim engeli getirildi. (TY)