Bir kovayı suyla dolduruyorsunuz. İçine buz koyup iyice soğuk hale getiriyorsunuz. Bunu kafanızdan aşağı boca ediyorsunuz. Bunu yaparken günlük kıyafetinizle olmanız makbul. Üç kişiye meydan okuyorsunuz, 24 saat içinde onların da aynı şeyi yapmasını istiyor ve bu kısmı önemli – Amerikan Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) Derneğine bağış yapıyorsunuz. Kafanıza su dökmeyip bağış da yapabilirsiniz ama ikisini birden yapmanız en iyisi. Biri bunu kaydediyor. ve siz #icebucketchallenge, #alsicebucketchallenge, #strikeoutals hashtagleriyle YouTube, Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarında görüntünüzü yayımlıyorsunuz.
Ünlüler, politikacılar, sporcular ve sıradan insanlar bu yazı kafalarından soğuk su döktükleri görüntüleri paylaşarak geçirdi. Sosyal medyanın etkisiyle etkinlik kısa sürede tüm dünyaya yayıldı ve tabii ki Türkiye’ye de geldi. Her gün bir ünlü, politikacı veya sporcunun meyden okuması medyada haber olmaya başladı. Kimin tarafından başlatıldığı ile ilgili farklı rivayetler olsa da, eski basketbol oyuncusu ve 2012’de ALS hastalığına yakalanıp şu anda felçli olan Pete Frates için yakın çevresi tarafından başlatıldığı söyleniyor. Ağustos ayında Boston’da bir meydanında 200 kişiyle yaptıkları duello daveti sonrası kampanya tüm dünyaya hızla yayıldı. Yani derneğin organize ettiği değil, bir grubun inisiyatifiyle başlamış bir etkinlik.
Dünyada ALS, ünlü İngiliz bilim adamı Stephan Hawking, ülkemizde ise Galatasaray ve Fenerbahçe’de oynamış Sedat Balkanlı ve Vehbi Koç’un Kızı Suna Kıraç ile tanınmış bir sinir sistemi hastalığı. Amyotrofik lateral skleroz (ALS), merkezî sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin kaybından ileri geliyor. Bu hücrelerin kaybı kaslarda güçsüzlük ve erimeye yol açıp hastayı felç ediyor, çoğu vakada zihinsel fonksiyonlar ve bellek bozulmuyor. Nedeni bilinmeyen bu hastalık ölümcül ve genel olarak teşhisten sonra hastalara 2-5 yıl ömür biçiliyor.
Kampanyanın iki amacı var, hastalığın bilinirliğini sağlamak ve derneğe araştırmalar için maddi kaynak sağlamak. Bağış miktarı 25 Ağustos itibariyle 80 milyon dolara gelmiş bulunuyor. Bir günde 10 milyon dolar bağış toplamak büyük bir olay. Türkiye’de 2001 yılında kurulmuş ALS-MNH Derneği bulunuyor. Dernek, ALS-MNH hastaların her yönü ile ilgilenen bir dernek. Kampanyanın etkisi ile bu derneğe şu ana kadar 500 bin lira civarında bağış yapılmış. Bazıları için küçük ama bir dernek için büyük bir miktar.
Kampanyanın başarısı giderek artan bağışlardan açıkça belli oluyor. Bu başarı özellikle sınırlı maddi kaynağa sahip pek çok sivil toplum örgütü için yol gösterici. Viral pazarlama olarak kabul edilebilecek etkinlik sosyal medya aracılığıyla kulaktan kulağa yayılıyor. Çıkış noktası dernek değil insanlar. Derneğin başarısı insiyatife hızlı şekilde uyum sağlayıp bağışları kendinde çekebilmesinde saklı. Dernek üyeleri açıkça başlangıçta kampanyayı yadırgadıklarını ve böyle bir etki yaratabileceğini düşünmediklerini belirtiyor. Ama kısa süre içinde kampanyaya entegre olmayı başarıyorlar. Reklam verme gücü olmayan dernekler, insiyatifler için kampanya örnek olay içeriği sağlıyor. İnsanlarla bütünleşmenin sonsuz yolu olduğunu hatırlatıyor ve en saçma şeyin bile hayırlı bir amaç için kullanılabileceğini gösteriyor. Sosyal medya iyi bir amacınız ve yaratıcı bir fikriniz varsa kullanılabilecek en iyi araç.
Kampanyanın öne çıkan özellikleri şöyle:
Amaç
Amaç hayırseverlik, yapılacaklar basit. Yeni sağ politikalar uzun zamandır devletin görevlerini azaltıyor. Bireylerden hayırseverlik örgütlerden sosyal sorumluluk bekleniyor. Sevabın gizlisi değil açığı makbul, toplumda iyi bir statüye sahip olmak için hayırsever olmak önemli. Kampanya size bu olanağı veriyor.
Kampanya ilginç
Kafaya buzlu su dökmek saçma ve ilgi çekici bir davranış üstelik bunu hayırlı bir iş için yapıyorsun. Yani sıradan hayatlara renk katan küçük bir çılgınlık gibi. Üstelik sıcak yaz günlerinde üstünüzün ıslanıp titremeniz dışında bir zararı yok. Bunu bir risk alıyormuş gibi duello ve meydan okumayla birleştirince egolar kabarıyor.
Sürüye katıl!
Duello kısmı çok cezbedici, eğer bir arkadaşınız size meydan okuyorsa karşılık vermemek korkakça ve ezik bir davranış oluyor. Yani mahalle baskısı yönü de var. Sürüye katıl! propagandadan reklama kadar pek çok ikna edici iletişim etkinliğinde kullanılan bir yöntem. Size meydan okuyan olmasa bile etkinlik sizi hayırsever çılgınlar grubunun bir parçası haline getiriyor.
Sosyal medyanın doğasına uygun
Tüm kampanya sosyal medya üzerinden yürüyor ve insanların kendini teşhir etmesi için ulvi bir amaç sahibi olmasını sağlıyor. Sosyal medya izlemeye odaklı. Ne yiyip içtiğimiz, nereye gittiğimiz, ne giydiğimiz, ne yaptığımızı en azından arkadaşlarımıza gösteriyoruz. Ne kadar çılgın ve ne kadar hayırsever olduğumuzu göstermek için harika bir fırsat yaratıyor. Sırf bunu göstermek için profilinizde paylaşabileceğiniz görseller Amerikan ALS Derneğinin internet sitesinde mevcut.
Ünlüler dahil
Ünlülerin katılımı bu tür her kampanyada olduğu gibi dikkat çekiyor ve özellikle geleneksel medyanın etkinliği paylaşması için bedava ve ilginç bir içerik sağlıyor. Hem anlamlı bir amaç hem de ünlülerin dahil olması hem bilinirliği hem de bağışları arttırıcı etki yaratıyor.
Sonuç olarak kampanya ALS hastalığını tüm dünyanın gündemine getirmeyi başardı. Bunu dramatik değil komik bir yolla yaptı. Bu yönü çok eleştiri alsa da, insanlar kötü durumlardan kaçınmayı tercih ediyor ve yok sayıyor o yüzden de klasik bir hastalık tanıtım kampanyasının böyle bir başarı sağlaması olanaksızdı. Ve tabii sonuç odaklı bakıldığında toplanan bunca paranın da başarıyı gösterdiği açık. Siyaset ciddi bir iştir yanılgısı Gezi’de yıkıldı. Hastalık da ciddi bir konudur da yıkılacak. Alışacağız! (AY/HK)
Doç. Dr. Aslı Yağmurlu, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler Bölümü |