TBMM Genel Kurulunda, Türkiye ile Libya Arasında 28 Kasım’da imzalanan “Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi kabul edildi.
Kanun teklifine AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti destek verdi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan geçen hafta Çarşamba günü BM'nin tanıdığı Trablus merkezli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayed el Sarraj ile güvenlik ve askeri işbirliği anlaşmalarının yanı sıra 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası' imzalamıştı.
Anlaşma Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını belirliyor. Anlaşmaya Yunanistan, Mısır ve Kıbrıs tepki göstermişti.
* Büyütmek için üstüne tıklayın
Özkan: Diplomatik gücünüz yoksa…
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışıyla hareket ettiklerini belirterek "Onun içindir Sayın Cumhurbaşkanımız sürekli 'Dünya beşten büyüktür' diyor. Akdeniz'de ve gönül coğrafyamızda yanan ateş, yaşanan acılar, evlerinden edilen insanlar dünyayı beşten ibaret sayan bir uluslararası statükonun ortaya koyduğu sonuçtur" dedi.
Uluslararası ilişkiler ve hukukun çıkar çatışmasına dayandığını kaydeden Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer sizin diplomatik olarak gücünüz yoksa 'masada oturalım, devletlerle ikili diplomatik ilişkilere girelim, ondan sonra bütün uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı güvence altına alalım' diye bir anlayış yok.
“Onun için millete hizmet etme sorumluluğunu aldığımızdan bugüne kadar uluslararası hukukun en önemli unsuru olan güç anlayışı; yani adalete, hukuka, barışa dayanan bir uluslararası hukuk inşa etmek için çalışıyoruz."
Koç: Yeni bir Suriye mi yaşıyoruz?
CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç ise Türkiye'nin çıkarlarına uygun her adımı CHP olarak desteklediklerini bu nedenle Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasına da destek verdiklerini kaydetti.
Libya'da biri Trablus diğeri de Tobruk'ta olmak üzere iki yapının olduğunu anımsatan Koç, "Bu anlaşmayı biz kiminle yapacağız, bu yapı kırılgan mıdır? Bu yapı daha sonrasında mevcudiyetini sürdürebilecek midir? Türkiye olarak bu anlaşmada elimizi uzattığımız, taraf olarak gördüğümüz bu yapı taraflığını koruyabilecek midir? Siyasi hükmünü sürdürebilecek midir? Buna da bakmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin haklı olmasına rağmen ileride boşlukta kalmasından endişe ettiklerine işaret eden Koç, şunları söyledi:
"Libya iki parlamentolu bir yapıya ulaşıyor, hükümet arasında bölünüyor açıkçası. Birleşmiş Milletler hükümeti tanıyor ama çok enteresan kümelenmeler var. Biz başından itibaren Trablus'taki yapıyla irtibat halindeyiz. Birleşmiş Milletler'in yıllık raporlarında Türkiye'nin Trablus Hükümeti tarafına çok açık bir şekilde silah aktardığı kayıt altına alınıyor. Yeni bir Suriye mi yaşıyoruz?"
Oruç: Uluslararası mahkemede geçersiz sayılacak
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Libya'nın tamamını temsil etmediğini belirterek şunları dedi:
"Kaddafi katledildikten sonra iç savaş derinleşti. Bu hükümetin meşruluğu tartışmalıdır. Saha gerçekliği, hükümetin anlattığı gibi değil.
“Hafter güçlerinin hükümetin önemli bir kısmını elinde bulundurduğunu biliyoruz. İç savaşın devam ettiği bir yerde kendi kendimize taraf olduk. Mutabakat anlaşması uluslararası mahkemelerde geçersiz sayılacaktır."
Özdemir: Tarihi öneme sahip
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini, Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasının tarihi öneme sahibi olduğunu, oldubittilerin önünün kesildiğini vurguladı.
Rum yönetiminin daha önce Mısır ve Yunanistan gibi ülkelerle yetki sınırlamasına ilişkin anlaşmalar yaptığını anımsatan Özdemir, "Libya ile vardığımız bu mutabakat, hakça ve adilce yapılmış bir sınırlandırma çabasıdır. Mutabakatla Doğu Akdeniz'de bulunan mavi vatanımızın batı hudutları çizilmiştir" dedi. (EKN)