Sakarya'da görülen cinsel istismar davasına müdahil olan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), ilk celseye ilişkin değerlendirme raporunu açıkladı.
Açıklamaya avukatlar İlknur Alcan, Gülvin Aydın, Şükriye Erden, ÇHD Çocuk Komisyonu Başkanı Müşir Deliduman ve ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay katıldı.
Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı, polisin avukatı
Etkin hukuki himaye sağlamak için ÇHD'nin davaya müdahil olduğunu belirten Deliduman, sekiz yetişkin sanıktan ikisinin üst düzey polis yetkilileri olduğuna dikkat çekti.
Sanık polislerin birinin avukatlığını ise Sakarya Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesinin yaptığının altını çizdi. "Çocuk Hakları Komisyonu'nun, 14 yaşında bir kız çocuğuna tecavüzden yargılanan yetişkin sanıkların avukatlığını yapmasına ilk defa şahit oluyoruz" diye konuştu.
Mağdure, ona destek verenler ve avukatların sanık yakınlarının saldırısına uğradığını belirten Deliduman, adliye önündeki polislerin saldırıyı engellemediğini de belirterek, güvenlik açısından duruşmanın Sakarya dışında bir ilde görülmesi talebinde bulundu.
Gülvin Aydın da davaya yayım yasağı getirilmesine dikkat çekti. "Yayım yasağı düşünce ve ifade özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğü önünde engeldir. Diğer önlemlerin hiçbiri alınmazken, sadece yayım yasağı kararının çıkması şüphe verici. Çocuklara yönelik koruma tedbirlerinden yetişkin sanıklar da faydalanıyor" diye konuştu.
"Devlet aklı, korumaya devam ediyor"
ÇHD'nin "Devlet aklı, korumaya devam ediyor" başlıklı raporundan satırbaşları şöyle:
* Duruşma başlamadan önce Ö.C.'nin anne ve babasına, avukatlarına ve de davayı izlemeye gelen kadın platformu üyelerine yönelik sanık yakını olduğu belirtilen kimselerce sözlü saldırılarda bulunulmuştur. Saldırıda kullanılan cümleler, suçu ve suçluyu övme, teşvik etme niteliğini taşıdığı gibi Ö. C ve ailesinin yaşadığı mağduriyeti artıran bir nitelik de taşımaktadır. Tüm bu saldırılar güvenlik kuvvetlerince sadece izlenmiştir. Sanıklar arasında kamu görevlilerinin bulunduğu göz önüne alındığında bu tutum gözden kaçırma/ihmalden daha çok bir koruma anlamına gelmektedir.
* Sakarya'da çocuk ağır ceza mahkemesi bulunmadığından, Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi sıfatıyla suça sürüklenen çocuklar ile ilgili yargılama yapmış daha sonra ise diğer sanıklarla ilgili yapılan yargılamayla birleştirme kararı almıştır. Salt yargılamanın ekonomiliği ilkesi gereği çocuklar ile büyükler ile çocukların davalarının birlikte görülmesine kabul edilemez.
* Yargılamaya tutuksuz sanıkların çoğu katılmamıştır. Tutuksuz sanıkların duruşmaya katılmalarının sağlanması, yargılamadan kaçarak yargılamayı sürüncemede bırakan tutum ve davranışları nedeniyle duruşmaya katılmalarının sağlaması için özel tedbirlerin alınması gerekmektedir.
* Sanıklardan 4. sınıf emniyet müdürü N.Ş. hakkında dile getirilen iddialar (serbest bırakılmasının sağlandığı ve kaçmasına göz yumulduğu) ciddiyede araştırılmalıdır. Bu noktada görev yapan yargı görevlileri ile başta vali olmak üzere diğer görevliler hakkında inceleme yapılmalıdır.
* Sanıklar arasında bulunan kamu görevlileri ile ilgili olarak hiçbir idari soruşturma bulunmamaktadır.
* Soruşturma sırasında aynı hukuki duruma sahip sanıklar tutuklanırken kamu görevlilerinin serbest bırakılması, ilk oturumda tüm sanıkların tahliye edilmesi dikkat çekicidir. Mahkemelerimizin tutuklu yargılama ısrarı karşısında buradaki rutin dışı uygulama gözden kaçırılmamalıdır. HSYK gerek soruşturma sırasında gerekse de kovuşturmada görev yapan savcı ve hakimler hakkında inceleme başlatmalı, kamuoyunun kaygıları giderilmelidir.
* Tutuksuz sanıklar arasında bulunan polis müdürü N.Ş.'nin avukatı ilknur Ebiz Yıldız aynı zamanda Sakarya Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesidir. Dava konusunun çocuğa karşı işlenmiş bir suç olduğu göz önüne alındığında ilgili avukatın bu göreviyle bağdaşmayan bir tutum içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Sakarya Barosunun bu duruma son vermesi gerekmektedir.
* Yasalara göre duruşmanın kısmen yayımının yasaklaması mümkünken, mahkeme tamamını yasaklamıştır. Karar kamuoyunun davaya olan ilgisinin yarattığı rahtsızlıktan kaynaklanmaktadır.
Benzer suçların işlenmemesi aynı zamanda sanıklar arasmda kamu görevlilerinin bulunması benzer davalarda sanıkların cezasız bırakıldıkları gerçeği göz önüne alındığında kamuoyunun yakından takip etmesi adil ve tarafsız bir yargılama açısından son derece önemlidir. Bu nedenle bu karar geri alınmalıdır. Mağdurun ve suça sürüklenen çocukların korunmasına ilişkin özel hükümlerin uygulanması yeterlidir. (ÇT)