Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM), Azerbaycan-Ermenistan sınırında yaşanan çatışmalara ilişkin gazetelere reklam vererek bir bildiri yayımladı. Bildiride HDP'liler ve Ermeni kökenli milletvekili Garo Paylan hedef göstererekihanetle suçlandı.
“Türk milletine ve bütün dünyaya Azerbaycan-Ermenistan sorununun çözümüne dair kanaatlerimizi deklare etmeyi zorunluluk olarak görüyoruz” denilen bildiride Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarından derhal çıkması gerektiği ifade edildi.
Ermenistan'ın saldırganlıkla itham edildiği bildiride ASAM Yönetim Kurulu Başkanı Murat Doğanay, Yönetim Kurulu Üyeleri Şaban Gülbahar, Ertan Özyiğit, Yalçın Koçak, Halide İncekara, Faik Tunay ve Orhan Osmanoğlu'nun imzası bulunuyor.
Bildiri şöyle:
"Kalıcı barışın ön koşulu Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkartılmasını sağlamaktır. Başka türlüsü işgali ve saldırganlığı ödüllendirmek anlamına gelir ki bu durum asla kabul edilemez.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin haklı davasında Azerbaycanlı Türk kardeşlerinin yanında olması her türlü takdirin üstündedir. Hükümetimizin Azerbaycan'ın her anlamda arkasında duran caydırıcı politikasını 'İddialara göre Türkiye Azerbaycan'a silah ve savaşmak üzere cihatçı milisler gönderiyor!' söylemiyle algı operasyonuna tabi tutanları Türk milleti asla affetmeyecektir. Ermenistan'ın ağzıyla kendi ülkesinin hükümetine karşı algı oluşturmaya çalışanlar apaçık bir ihanet içinde olduklarını görüp tutum değişikliğine gitmezlerse Türk milletinin gönlünde ihanetçi olarak yaftalanacaklardır.
“Ermenistan'ın işgalci ve saldırgan tutumunu kınayan TBMM bildirisine imza koymaktan kaçınan PKK terör örgütünün siyasi partisi HDP'nin bu ihanetçi tavrı Türk milleti tarafından not edilmiştir. HDP'li Garo Paylan'ın Azerbaycan ve Türkiye'yi hayasızca suçlayan ve Ermenistan'a açıkça arka çıkan sözleri asla kabul edilemez bir ihanetin belgesidir. Bağımsız yargiyi ve TBMM'yi bahsi geçen şahıs hakkında gereğini yapmaya çağırıyoruz.
“Bütün dünya bilsin ki Türk milleti olarak sonuna kadar Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız. Bedeli ne olursa olsun hazırız. Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilmediği sürece devletimizin atacağı her adımın koşulsuz arkasında olacağımızın bilinmesini isteriz.
“Azerbaycan yüreğimizin öteki yarısıdır. Canımızdır, kanımızdır, yüreğimizdir, ruhumuzdur. Vatan anlayışımızın o coğrafyada ete-kemiğe bürünmüş halidir.
“O yüzden “Tek millet, iki devlet" diyoruz. Yalnız değilsin Azerbaycan! Arkanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti var! Arkanda koskoca Türk milleti var!”
Paylan: Savaşları durdurmak için sorumluluk almaktan geri durmayacağım
Paylan, bildirinin gazetelerde yayınlanmasının ardından Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Bir basın açıklaması yayınlayan Paylan, Türkiye'nin savaş politikalarına karşı her zaman barışın yanında durduğunu ifade etti.
“Bazı odakların beni susturmak için harekete geçtiğini görüyorum. Buna rağmen savaşları durdurmak için sorumluluk almaktan geri durmayacağım” diyen Paylan’ın basın açıklaması şöyle:
“Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ konusunda süren gerilim, ne yazık ki son günlerde bir savaşa doğru evrilmiştir. Tüm dünyanın çatışmasızlık ve ateşkes çağrılarına karşılık, AKP-MHP iktidarı, komşumuz olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilimde açıkça savaş yanlısı bir tutum sergilemiştir.
“Hükümet, çatışmadan yana tutumu, Ermenistan Devleti’ne yönelik açıkça düşmanca söylemleri ve iki ülke arasında müzakere ve çatışmasızlık yerine, alenen savaşı destekleyerek savaş propagandası yapmaktadır. Hükümet yetkilileri, savaş propagandası yaparak suç işlemektedir.
“HDP ve temsilcileri her daim barışı savunmuştur. Arkadaşlarım ve ben, yaşamın ve siyasetin her alanında, hem iç hem dış politikada savaşa karşı durarak, yılmaksızın barışı savunduk ve savunmaya devam edeceğiz.
“Hükümetin her daim, çatışma, şiddet ve savaş politikalarıyla yaklaştığı tüm meselelerde; Ege meselesinde de Kürt meselesinde de Karabağ meselesinde de barışçı çözümün yanında durdum. Çatışmalar başladığı andan itibaren, Azeri ve Ermeni halklarının büyük yıkım yaşayacağı savaşı durdurmak için ve bu savaşa dünyada tek destek veren ülke olan Türkiye’nin pozisyonunu değiştirmek için çaba harcadım. Yaptığım açıklamalarda yalnızca barışı savundum.
“Bugün ben ve partim, ASAM imzasıyla yayınlanan ilanlarda, barış istediğimiz için hedef haline getirildik. Nefret söylemleri içeren ASAM açıklamasını yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundum.
“İktidar, savaş politikaları ile ülkemizi ve tüm bölgeyi hızla karanlığa doğru sürüklüyor. Savaş tamtamlarını çalanlar, barışın sesini yükseltmeye çalışanların sesini kesmeye çalışıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar ben ve arkadaşlarım ‘barış’ demeye devam edeceğiz. Çünkü savaşın kazanan, barışın kaybedeni yoktur.
“Bazı odakların beni susturmak için harekete geçtiğini görüyorum. Bu açıklamanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Buna rağmen savaşları durdurmak için sorumluluk almaktan geri durmayacağım. Başıma gelebilecek her türlü saldırıdan, iktidar kadar, geçmiş nefret saldırılarında da sorumluluğu bulunan ASAM ve türevi organizasyonlar sorumludur.
“Savaşa karşı barışı savunmak için, barışa inanan tüm kişi ve kurumları savaş politikalarına karşı seslerini yükseltmeye çağırıyorum."(HA)