Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) ifade özgürlüğü davalarında kaybettikçe tazminatları hep birlikte ödüyoruz.
Oysa, Avrupa Birliği üyeliği yolundaki reformlar ifade özgürlüğü anlamında olumlu bir adımdı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti Ceza Yasası'nın bir yılda yol açtığı vahim sonuçlara aldırmadığı gibi AİHM'de geçmişte ve halen mahkumiyet getirdiğini bile bile yeni bir TMY çıkardı.
BİA²: Hükümet özgürlükleri hafife aldı
"Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı"- BİA² Medya Gözlem Masası, 2006 yılının Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 12 sayfalık ikinci Üç Aylık Medya Gözlem Raporu'nda, gazeteci, yazar ve aktivistlerin durumu, "saldırı ve tehdit", "gözaltı ve tutuklamalar", "dava ve girişimler", "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi", "RTÜK uygulamaları", "düzenleme ve hak aramalar" ve "Sansüre tepkiler" başlıklarıyla işleniyor.
Raporda, 67 kişiye açılan 56 dava, yerel mahkemelerde hakkını arayan dört gazeteci ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran 15 kişiye dair bilgiler yer alıyor.
Raporda, TCK'nın 288 (yargıyı etkilemeye teşebbüs), 301/159 (Türklük ve devlet kurumlarını aşağılamak), 318 (Halkı askerlikten soğutmak), 216 (Kin ve düşmanlığı tahrik) iddialarıyla açılan davalar öne çıkıyor, Başbakan Erdoğan da kendisine yönelik eleştirilere tazminat davalarıyla yanıt veriyor.
Yargının "Bağımsızlığı"
Son üç aydaki gelişmeler yargının bağımsızlığıyla ilgili sorular ortaya koyuyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısal ve işlevsel özerkliğinin bulunmamasının yanı sıra Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyetin suç duyurusunda bulunan kurumların başında gelmesi, basın ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici sonuçlar yaratıyor.
Gazetecilerden esnafa uzanan geniş yelpazede 40 kişi, son bir yılda, eski TCK'den 159 da dahil 301. maddeden yargılandı, yargılanmaya devam ediyor.
Terörle Mücadele Yasası
Rapor, Ceza Yasası'nın bir yılda yol açtığı sonuçlar göz önündeyken iktidarın, TMY'yi oylamasını "Basın ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünü hafife alma" olarak nitelendiriyor.
Halen gazeteci Neşe Düzel ve Sebati Karakurt'un yargılanmasına neden olan ve 29 Haziran'da Meclis'te kabul edilen TMY, hapis cezalarını arttırmak ve yaymakla kalmıyor, yayınlardaki cezai sorumluluğu kimi durumlarda gazete sahibi ve sorumlu müdürlerin ötesinde "yayın sorumlusu"na kadar genişletiyor.
Daha önce para cezası öngören maddeleri hapis cezası getirecek şekilde değiştirilen ve yayın durdurmanın yolunu açan yasa Kürt Sorunu gibi meselelerin tartışılması ve medyada işlenmesinin önünde ciddi bir engeli oluşturacak.
Gazeteci Hrant Dink'e "Ermeni Kimliği" yazı dizisi nedeniyle 159'dan açılan davanın serüveni yerel ve yüksek mahkeme arasındaki değerlendirme farklılıkları nedeniyle önemli bir örnek teşkil etti. Örneğine "kin ve düşmanlığa tahrik" davalarında gördüğümüz bu Dink Davası'nda da olduğu gibi "adalet duygusu"na zarar veriyor.
İnsan hakları savunucuları, sadece son 1,5 yılda Türkiye'ye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) 332 bin 500 YTL fatura çıkaran TMY'nın veto etmesi için umutlarını Cumhurbaşkanı Sezer'e bağlamış durumda.
Medyaya 10 saldırı, tutuklu gazeteci dörde çıktı
Rapora göre, son üç ayda dokuz gazeteci ve bir yayın kuruluşu saldırıya uğradı, iki haberci tehdit edildi. Geçen yılın aynı döneminde saldırı sayısı 7 idi. Raporun ortaya koyduğu diğer bir tespit de, Kürt basınına çalışan habercilerin daha sık "PKK'ye yardım" ile suçlandıkları oldu.
2001'de tutuklanan "İşçi Köylü" dergisi Genel Yayın Yönetmeni Memik Horuz yılbaşına kadar "basın özgürlüğü kapsamında tutuklu hapiste bulunan" tek gazeteciyken, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirleri Evrim Dengiz, Nesrin Yazar ve Rüştü Demirkaya'nın eklenmesiyle bu rakam son altı ayda dörde çıktı. Son üç haberciye açılan "PKK'ye yardım" davaları sürüyor.
"Halkı askerlikten soğutma" yayılan yeni tehdit
"Ülkede Özgür Gündem" gazetesi muhabiri Birgül Özbarış hakkında vicdani retle ilgili haber ve röportajlar nedeniyle yedi dava açıldı, 21 yıl hapsi isteniyor.
"Birgün" gazetesi Pazar Eki editörü Gökhan Gençay Vicdani retçi Erkan Bolot'la söyleşi yaptı, "Yeni Aktüel" dergisi yazarı Perihan Mağden "Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır" başlıklı bir yazı yazdı. Her iki gazetecinin üçer yıla kadar hapsi isteniyor.
Askeri yasa ve yargılama usullerinde yapılan değişiklikle Abdurrahman Dilipak gibi kişilerin askeri mahkemede yargılamalarının yolu kapatıldı. Ancak sivilleri yargılayan sivil mahkemeler askeri nitelikli bir suçtan Askeri Ceza Kanunu'na atıf yapabilecek.
Devlet incinince 301'den yargılananlar 40'ı geçti
"Türklüğü aşağılama" suçlaması en son "Baba ve Piç" romanının yazarı Elif Şafak, Metis Yayınları sorumlusu Semih Sökmen ve çevirmen Aslı Biçen'e yöneldi. Dünya Ermenileri Genel Patriği Karekin II hakkında da soruşturma açıldı.
Yargı ve güvenlik güçleri, her ifade özgürlüğü kullanımına dava açan, yargılamalara da şiddet bulaştıran Hukukçular Birliği üyesi Kemal Kerinçsiz ve çevresine hoşgörüsünü sürdürüyor.
Radyocuya 301'den 6 ay hapis
Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve duruşma Savcısının mütalaalarına rağmen radyocu Sabri Ejder Öziç'i, "Meclisi alenen aşağıladığı" iddiasıyla 301'den 6 ay hapse mahkum etti; cezayı ne erteledi ne de para çevirdi. "Terör eylemlerine asker gönderme, asker bulundurma eğer böyle bir Meclisten alınacaksa, bu Meclis teröristtir" demek bile suç!
Dava eleştiren Murat Yetkin için 4,5 yıl istendi
Yargı kararları her tartışıldığında habercilerin karşısına çıkan "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlaması daha uzun süre sorun teşkil edeceğe benziyor: Osmanlı Ermenileri Konferansı'nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararını eleştirdiği için "Radikal" gazetesi yazarı Murat Belge hakkında açılan dava beraatla sonuçlandıysa da onunla birlikte yargılanan "Radikal" ve "Milliyet"in dört yazarı, savcı beraat karını temyiz ettiği için aklanamadı. Üstelik, Orhan Pamuk Davası'nı eleştiren "Radikal" yazarı Murat Yetkin için savcı, 4,5 hapis istedi.
TCK'nın 216. maddesi de yargı uygulamaları açısından farklı sonuçlar vermeye devam ediyor: "Flash TV"de yayımlanan bir programda güncel konularla ilgili görüşlerini açıklayan Hukukçu Hasip Kaplan, "kin ve düşmanlığa tehlikeli tahrik" iddiasıyla yargılandığı davadan beraat ederken, gazeteci-yazar Emine Şenlikoğlu, 2000 yılında Manavgat'ta katıldığı bir televizyon programında düşüncelerini açıkladığı için bir yıl hapse mahkum oldu. Bu iddia ile ceza alanlara son üç ayda "Milli Gazete" yazarı Mehmet Şevket Eygi de katıldı.
Atılan tekmenin peşine düşülürse
Gazeteci Musa Ağacık, dört yıl önce, Dil Bayramında Başbakan Erdoğan'ı izlerken koruma Murat Öksüz'ün tekmesine maruz kaldı. "Star" gazetesi yazarı Ağacık tekmeye tanıklık edecek meslektaş bulamamsına rağmen yılmadı ve Öksüz'ü idari para cezasına mahkum ettirdi. (EÖ/NM)