AİHM'in bugün (Salı) açıkladığı karara göre Türkiye, vicdani retçi Ülke'ye 10 bin avro (16 bin YTL) manevi tazminat, bin avro (bin 600 YTL) da mahkeme gideri olmak üzere toplam 11 bin avro ödeyecek. Kararı veren yargıçlar arasında Türkiyeli Rıza Türmen de bulunuyor.
AİHM : Vicdani retle ilgili Türkiye'de özel yasa yok
22 Ocak 1997'de AİHM'e başvuran Osman Murat Ülke'nin başvurusu AİHM tarafından 1 Haziran 2004'te kabul edildi.
Vicdani retçi Osman Murat Ülke, başvurusunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "İnsanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı" (3. madde), "özgürlük hakkı" (5. madde), "özel yaşama saygı" (8. madde) ve "örgütlenme özgürlüğü hakkı" (9. madde) ile ilgili düzenlemelerine dayanarak yapmıştı.
Çok sayıda dava açılan ve ceza verilen vicdani retçinin her mahkum edilişinin ardından üniforma giymeyi reddettiğini hatırlatan AİHM, cezalarla sonuç alınamayacağı bile bile aynı işlemlerin sürdürüldüğünü, zorunlu olan askerlik hizmetini yerine getirmemekte direnmeyi sürdürdüğü taktirde retçinin ömrünün sonuna kadar hapsedilme uygulamasıyla karşı karşıya kalabileceğini açıkladı.
"Sadece Askeri Ceza Kanunu ile olmaz"
Vicdan veya dini sebeplerden üniformayı giymek istemeyenlere yönelik verilen cezalarla ilgili Türkiye Hukuku'nda özel bir düzenleme bulunmadığını kaydeden AİHM, bu konuda yürürlükte olan tek düzenlemenin, amirlerin emirlerine ittihatsızlığını genel biçimde cezalandıran Askeri Ceza Kanunu olduğunu bildirdi.
Bu hukuki çerçevenin, inanç nedeniyle askerliğin reddedilmesine dair durumları uygun şekilde düzenlemeye kazandırmak için yeterli olmadığına karar veren AİHM, günün koşullarına uygun olmayan bu genel askeri düzenleme nedeniyle Ülke'yi bitmek bilmez kovuşturmalar ve cezalar beklediğini belirtti.
AİHM, çok sayıda davayı, bu davaların toplam etkilerini ve yaşam boyu takibe alınma tehlikesini, askerlik hizmetinin sağlama hedefiyle orantısız buldu. Mahkeme, uygulamaların, başvuru sahibinin entelektüel kişiliğini baskı altında tutmayı, ona korku salmayı, endişe ve aşağılanmaya açık tutmayı, direnişini ve iradesini kırmayı amaçladığına karar verdi.
AİHM, kaçak yaşamaya zorlamanın ve hatta "medeni ölüme" götürmenin, demokratik bir toplumdaki baskı rejimiyle bağdaşmadığını açıkladı. Uygulamaların alışıldık aşağılamayı geçtiğine kanaat getiren AİHM, Sözleşmenin 3. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkeme, Sözleşmenin 5, 8 ve 9. maddeye dair aykırılık iddialarının görüşülmesine gerek olmadığına karar verdi.
Sekiz kez mahkum oldu, üniforma giymeyi reddetti
1985 yılına kadar Almanya'da yaşayan Ülke, 1993'te Savaş Karşıtları Derneği'ne (SKD) üye oldu. Kasım 1993'te kapanana kadar derneği uluslararası toplantılarda da temsil eden Ülke, 1994'ten 1998 yılına kadar, ardından kurulan İzmir Savaş Karşıtları Derneği'nin (İSKD) başkanlığını üstlendi.
Ağustos 1995'te askere çağrılan Ülke, savaş karşıtı olduğunu açıklayarak düzenlediği bir basın toplantısı sırasında sülüsünü yaktı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Ülke'yi, 28 Ocak 1997'te, altı ay hapis ve de para cezasına mahkum etti. Askeri Mahkeme, Ülke'nin asker kaçağı olduğunu da tespit ederek, askere alınmasına karar verdi.
22 Kasım 1996'da Bilecik Jandarma Komutanlığı'na bağlı 9. Birliğe gönderilen Ülke, burada askeri üniforma giymeyi reddetti. Üniformayı reddettiği için Mart 1997 ile Kasım 1998 döneminde "emre ittihatsızlık"tan sekiz kez mahkum olan vicdani retçi, bu dönemde iki kez de birliğine teslim olmadığı için askerlikten kaçmaktan suçlu bulundu.
Toplam 701 gün hapiste kalan Osman Murat Ülke, arandığı için tüm siyasi ve örgütlenme faaliyetlerine ara verdi. Ülke, evlenemediği gibi, beraberliğinden olan oğlunun kaydını da üzerine alamadı.(EÖ)