Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), avukat ve gazeteci yargılamalarında yaşanan hak ihlallerini belgelemek amacıyla hazırladığı uzman raporlarından birini daha yayınladı.
Gazeteci Gökçer Tahincioğlu ve avukat Nuray Özdoğan, terör örgütü üyeliği suçundan aldığı 8 yıl 9 ay ceza 2019'un Mayıs ayında Yargıtay tarafından onanan gazeteci Nedim Türfent'in yargılanma süreci üzerine kapsamlı bir rapor hazırladı. Hazırlanan dava gözlem raporunda, Türfent’in ağırlıklı olarak insan hakları odaklı haberler yaptığı hatırlatılarak, gazetecinin yargı süreci öncesinde tehditlere maruz kaldığı söylendi.
"Haber alma hakkı da yargılandı"
MLSA'nın haberine göre, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan düzenlemelere aykırı bir dizi uygulamanın tespit edildiği yargı süresince, ifade alma işleminde uygulanan SEGBİS sisteminin savunma hakkının tam, doğrudan doğruya ve etkili kullanımını zedeleyecek şekilde kullanıldığı, mahkeme heyetinin sıklıkla değiştiği, sanığın kötü muameleye maruz kalması da dahil olmak üzere çok sayıda ihlal tespit edilirken, davada basın özgürlüğü ve haber alma hakkını da yargıladığı belgelendi.
TIKLAYIN - Bir İskemle de Nedim Türfent İçin...
Her belge ve aşamanın ayrıntılı olarak tartışıldığı raporda “Bütün bu tablo karşısında Türfent davası ve verilen karar, evrensel ve ulusal yargının basın özgürlüğü ile ilgili belirlediği kriterlerle uyumlu gözükmemektedir” ifadesi yer aldı. Gazetecilik ve haber hakkı değerlendirmesi için de, "Nedim Türfent hakkındaki dosya, gazetecilik ve sınırları açısından da önemli bir tartışma alanı açmaktadır. Mahkeme, 'örgüt üyeliği' gibi ağır bir suçtan ceza verirken, Türfent'in yaptıklarından çok 'yapmadığı' haberlere odaklanmıştır" denildi.
Seçilen davalar özelinde kaleme alınan raporlar, mütalaa niteliğinde olmalarının yanı sıra Türkiye’de adil yargılanma hakkının sistematik olarak ihlal edildiğini açıkça ortaya koyuyor.
Haberler terör suçu ve para cezalarına mahkûm ediliyor
MLSA’nın iki yıldır duruşmalarda izlediği dava gözlem çalışmasına göre, ifade özgürlüğü davalarında Türkiye yargı sistemi aleyhinde yalnızca yazılı ve sözlü ifadeler bulunan sanıkları hukuksuz şekilde yargılıyor, ifade özgürlüğü kapsamına giren açıklamalar ve haberler terör suçları ve ağır para cezalarına mahkûm ediyor. Örneğin, gazetecilerin yüzde 60’ına haberleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek terörle ilişkili suçlar yönetiliyor, mahkûm edilen gazetecilerin yüzde 78’i terörle ilişkili suçlardan ceza alıyor ve takip edilen terörle ilişkilendirilen davaların yüzde 74’ünde mesleki faaliyetleri gazeteciler aleyhinde delil olarak kullanılıyor.
Özel olarak belirlenmiş davalar üzerinde yürütülen ayrıntılı ve niteliksel çalışmalar da bu bulguları doğruluyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(SO)