Diyarbakır'da DİHA ve Azadiya Welat bürolarına yapılan polis baskını İstanbul'da DİHA'nın önünde yapılan basın açıklaması ile protesto edildi.
Basın emekçileri, TGC, DİSK Basın İş, ESP ve EMEP genel başkanları, gazeteci Celal Başlangıç ile HDP milletvekilleri Hüda Kaya ile Levent Tüzel’in de aralarında olduğu çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto da dayanışma mesajını iletti.
Özgür Gündem, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Fırat Dağıtım ve Azadiya Welat imzalı “Özgür basın susmayacak” pankartının açıldığı eyleme katılanlar Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri taşıdı.
Eylemde dün akşam saatlerinde 32 gazetecinin gözaltına alındığı ve 31’inin serbest bırakıldığı baskın kınandı. Özgür basının gücünü toplumdan aldığını hatırlatılarak özgür basını sahiplenme, özgür basının gözü kulağı olma çağrısı yapıldı.
“Savaş politikasıyla ilintili”
DİHA çalışanı Zuhal Atlan okuduğu açıklamada “Başta DİHA olmak üzere Kürt basını üzerindeki baskıların sürdürülen savaş politikasıyla ilintili olduğunu” söyledi.
“Savaş hükümeti AKP ve onun lideri Erdoğan, Kürt coğrafyasında işlediği savaş suçunu, kadın -çocuk- genç- yaşlı sivil ölümleri, hak ihlallerini gizlemek amacıyla Kürt basını üzerinde kurduğu baskı, sansür, karartma, kapatma dozunu silahlı baskınla arttırdı.”
TIKLAYIN: DİYARBAKIR'DA DİHA'YA POLİS BASKINI, 32 GAZETECİ GÖZALTINDA
“DİHA 21. kez engellendi”
Atlan, son bir aydır Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdtirlüğü'nün emri ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından 20 kez kapatılan DİHA’nın internet sitesinin dün gece 21. kez kapatıldığını hatırlattı.
“Bölgeden haber akışım tümüyle engellemek amacıyla yapılan bu silahlı baskın aynı zamanda Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne bir kez daha darbe vurmuştur.”
TIKLAYIN: DİHA'YA 20 DEFA ERİŞİM ENGELİ MECLİS GÜNDEMİNDE
“Biz varsak seçim hilesi yapamayacaklar”
Baskını Cizre, Silopi, Diyadin’de yaşananları gerçeğe çıkarmanın bedeli olarak tanımlayan Atlan, “Biliyoruz ki, biz varsak, bu kirli savaşın gerçekleri gizlenemeyecek” dedi.
“Biliyoruz ki, biz varsak Kürdistan'ın hiçbir yerinde istedikleri gibi seçim hileleri ve sahtekarlıkları yapamayacaklardır. Tam da bu yüzden seçim öncesinde özgür basını susturmak istiyorlar.”
“Tarihimiz ve geleneğimiz bu türden baskı ve şiddet politikalarına boyun eğmediğimizi kanıtlamıştır. DİHA ve diğer Kürt basın çalışanları olarak, halkların, inançların ve ötekileştirilmiş tüm toplumsal kesimlerin sesi olmaya devam edeceğiz.”
"Susturulan basın, susturulan toplumdur
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun baskının yaşandığı saatlerde Birleşmiş Milletler kalkınma toplantısında “Türkiye’de basın özgürdür” dediğini hatırlattı.
“Hükümet, yargı ve polis, Anayasa'nın 90. Maddesi ile bağlı bulundukları ulusüstü hukuk kurallarına aykırı davrandıklarım hatırlatıyor ve uyarıyoruz. Şu anda Kürt basın çalışanlarının özellikle Kürdistan'da can güvenliği bulunmamaktadır. Unutmayalım ki, susturulan basın susturulan toplumdur.
“Toplumun haber alma hakkını dün olduğu gibi bugünde yapılan ve yapılacak olan tüm baskılara karşı savunmaya kararlıyız ve geri adım atmayacağız. Bu anlamda hükümetin baskısına uğrayan tüm meslektaşlarımızı ortak mücadele ve dayanışmaya çağırıyoruz.”
Dayanışma mesajları |
Katılımcı örgütler adına yapılan açıklamalarda DİHA ve Azadiya Welat’ın gerçeklerin ortaya çıkmasındaki önemine değinildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç: DİHA olmasaydı, buzdolabında bekletilen ölüleri, siviller ölmedi dedikleri yerde çocukların öldüğünü bilmeyecektik. Bu yüzden susturmak istiyorlar. DİHA’nın yanındayız. DİSK Basın İş (DİSK'e bağlı Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası ) Genel Başkanı Faruk Eren: DİHA gibi bir avuç kurum olmasaydı bölgede neler yaşandığını bilmeyecek, ambulans şoförünün öldürülmesiyle ilgili İçişleri Bakanı’nın açıklamasıyla yetinecek, gerçekleri öğrenemeyecektik. Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Atılım Gazetesi adına Sedat Yurttaş: Biz yola çıkarken tarafımızı belli ettik, yandaş değil yoldaş medyayız. HDP milletvekili Hüda Kaya: Bu operasyon gerçeğin susturulmasıdır. Gerçeğin susturulması soykırımdır. Barış taraftarları olarak ne yaparlarsa yapsınlar sesimizi kısamayacak, özgür basını örtemeyecekler. Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan: Baskınlar, saldırılar, gözaltılar AKP’nin savaş politikasından bağımsız değil. Savaş politikalarının kirli sonuçlarını halkın bilmesini istemiyorlar. (BK) |