Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dönem sözcülüğünün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC) Basın Konseyi’ne devrettiği etkinlikte gazetecilerin yeni kurulacak hükümetten ne beklediklerini de tartıştı.
TGC’nin lokalinde gerçekleşen etkinliğe CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın yanı sıra gazeteci örgütlerinden TGC Başkanı Turgay Olcayto ile Genel Sekreteri Sibel Güneş, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın İş) Başkanı Faruk Eren, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay ve Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel katıldı.
Olcayto’nun modere ettiği etkinlikte, gazeteci örgütleri temsilcileri, konuşmalarında, yeni kurulacak hükümetten basın ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını, gazeteci yargılamalarına son verilmesine, sendikalaşma önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.
Abakay: İşsizliği, sendikasızlığı tartışamıyoruz
“Biz ne yazık ki Türkiye’de işsizliği, sendikasızlığı tartışamıyoruz. Çünkü en büyük sorunumuz siyasal. Gazeteci düşmanı bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan var.
“Mısır’da gözaltına alınan gazeteci için özgürlük savunuculuğu yapan Cumhurbaşkanı, silah dolu MİT TIR’larını yayımlayan gazeteciye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıyor.
“Recep Tayyip Erdoğan Türkiye tarihinde gazetecilere ne çok dava açan siyasetçi haline geldi.
“Yeni hükümetten ne bekleyebiliriz? Öncelikle basın ve ifade özgürlüğü üzerinde bu kadar baskı kuran iktidardan hesap sorulmalı. ‘Anayasayı beklemeye aldık’ diyen bir Cumhurbaşkanı varsa sorunumuz siyasaldır ve çok ciddidir.”
Türenç: Sansür medyayı bitiriyor
“Türkiye’nin iki büyük sorunu var: Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü.
“Sansür ve otosansür eleştirel ruhu yok ediyor, bu şekilde medyayı bitiriyor. Yalan ve yolsuzluklarla ilgili iddiaların araştırılması engellenerek basına görevi yaptırılmıyor. Sendikal düzen yok edilerek, yüzlerce gazeteci işsizlik sorunuyla karşı karşıya bırakılıyor. Gazetecilik, basın meslek ilkeleri yok ediliyor.
“İyi habercilik bugün sümen altında. Son 40 yılda böyle bir gazetecilik dönemi yaşanmadı. Klişe habercilik egemen oldu, derine inmeyen araştırmalar yok edildi.”
Eren: Basından elinizi çekin
“Bizim yeni kurulacak olan hükümetten taleplerimiz belli. İktidar kim olursa olsun ‘Basından elinizi çekin’ diyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü önünde engel oluşturan tüm yasalar ayıklanmalı, elden geçirilmeli. Bunun için yeni bir hükümetin kurulmasına da gerek yok. İç Güvenlik Yasası gibi ifade özgürlüğü ve insan hakları önünde geri dönülmek ihlaller yaratan yasa kaldırılmalı. Cezaevindeki gazeteciler serbest bırakılmalı ve gazetecilerin yargılandığı davalar durdurulmalı. Yayın yasaklarına son verilmeli.
“Sarı Basın Kartı devlet eliyle değil, gazetecilik örgütleri tarafından verilmeli. Devlet ilanlarının bilhassa yerel basın üzerine baskı aracı olarak kullanılmasına son verilmeli. Sendikalaşma önündeki engeller kaldırılarak, İLO standartları uygulanmalı.”
Gürsel: Hükümetin ilk görevi adil bir erken seçim
“7 Haziran’da seçmen siyaset sınıfına Türkiye’yi demokrasinin tehlikede olmadığı bir çözüm zeminine taşıma imkanı sundu. Siyaset sınıfı şimdi bakalım nasıl bir reaksiyon gösterecek? Talepler geçerliliğini koruyor. Bunların başında da basının üzerindeki bütün baskı ve tehdidinin ortadan kaldırılması geliyor.
“Medya sahipliğinin yeniden düzenlenmesi, medya patronlarının rehine konumundan çıkarılması, hakaret davalarının basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir araç olarak kullanılmaktan çıkarılması, hapisteki gazetecilerin serbest bırakılması bunların başlıcaları.
“Yeni kurulacak hükümetin; öncelikli amacı Türkiye’yi adil ve özgür bir erken seçime götürmek olmalıdır. Erken seçim olacağı da kesindir. Adil bir seçime gitmek için de basın özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Birincisi, AKP’nin ortağı olacak olan hükümetin, Maliye Bakanlığını AKP’den kurtarması gerekiyor ki; vergi müfettişleri iktidarın medya patronlarını sindirmek, onları tehdit etmek, onları rehine konumuna düşürmek için kullandığı askerleri olmak durumundan çıkarılsınlar. Vergi denetiminin siyasallaşmasının önüne geçilmesi lazım. Bu ana akım medyanın ve her türlü medyanın rahat bir nefes alması için elzem. İkincisi, kamu yayıncılığın iktidar yayıncılığı olmasından çıkartılması, bunun için gerekli tedbirlerin alınması lazım.”
Güç: Grev ve Lokavt kanunu yenilenmeli
“Gazete ve medya şirketlerine el konulmasının engellenmesini istiyoruz. Bu önceki ihale süreçlerinin gözden geçirilip bu grupların ihale süreçlerinin tekrar ele alınmasını istiyoruz. Sendikal özgürlük istiyoruz. Bir gazeteci meslek örgütüne üye olmalı. Grev ve Lokavt Kanunu’nun da yenilenmesini istiyoruz. Greve çıkan işçiler korunamıyor. Greve çıkan işçiler, örgütlenen işçiler hala işten atılıyor.
Gazeteciler, mesailerinin çoğunu adliyede harcamaya başladılar. Basına açılan davaların bir an evvel geri çekilmesi, özellikle hakaret davalarının düşürülmesi gerekli. Basın savcılarının iktidar gölgesinden kurtularak kendi iradeleriyle iş yapmalarını bekliyoruz. Hükümlü olan gazetecilerin de serbest bırakılmasını istiyoruz.”
Olcayto: Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı
“Şu anda cezaevinde olan 21 Kürt meslektaşımız var. Taraf’tan Mehmet Baransu, Samanyolu’dan Hidayet Karaca cezaevinde. Bir türlü iddianame ortaya çıkmıyor, yargı başlamıyor. Haber aldığımıza göre de Baransu’ya eziyetler yapılıyor. Biz gazeteci kimliği taşıyan her arkadaşımızın arkasında durmak zorundayız. O nedenle gerçekten böyle bir eziyet varsa bunun kaldırılması lazım. Biz gazetecilerin her zaman tutuksuz yargılanmasından yanayız.
“Akreditasyonların, yayın yasaklarının, halkın haber alma hakkına dönük engellemelerin bitmesini istiyoruz. TMSF’nin medya kuruluşlarına el koyması ve onları iktidarın sesi haline getirmesi önlenmeli. Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılmasını istiyoruz. Gazetecilerin sendikalaşmasının önündeki engeller kaldırılmalı. Gazeteciler hakça ücretler alabilmeli.
“7 Haziran seçimleri renkli, çok sesli bir tablo ortaya çıkardı. Buradan nasıl bir koalisyon çıkacak hep beraber izleyip göreceğiz. Koalisyon kurulmadan önce hükümetten beklentilerimizi net bir şekilde ortaya koymak istedik.”
Konuşmaların ardından, Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun dönem sözcülüğü Basın Konseyi’ne devredildi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu
İstanbul’da 25 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye basın tarihinin en geniş katılımlı meslek örgütleri toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik tehditlere karşı ortak ve sürekli bir mücadele için “Gazetecilere Özgürlük Platformu” adıyla bir Basın Meslek Örgütleri platformu kurulması kararlaştırıldı. GÖP kurulduğu günden bu yana birçok yürüyüş, toplantıyla beraber iki uluslararası katılımlı Gazetecilere Özgürlük Kongresi düzenledi. Yaptığı açıklamalarla halkın haber alma hakkı ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik tehditleri, engellemeleri kamuoyu ile paylaştı. Son 10 yılda cezaevine giren 300’e yakın gazetecinin duruşmalarını izledi, cezaevi ziyaretleri yaptı. Türkiye’deki basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü ve tutuklu gazeteciler sorununu dünya gündemine taşıdı. Gazetecilere Özgürlük Platformu’nda meslek örgütleri iki ayda bir dönem sözcülüğünü üstlenerek faaliyetlerin ortak olarak yürütülmesini sağlıyorlar. (EA)