Medya ve Savaş Yalanları: Gerçekler Nasıl Karartılıyor
Lenora Foerstel (der.) (çev. Ahmet Antmen)
Yayınevi: Yordam Tarihi: Eylül 2007
Lenora Foerstel'in derlediği Medya ve Savaş Yalanları: Gerçekler Nasıl Karartılıyor, uluslararası yankı uyandıran olayların hakkında 22 düşünürün kaleme aldığı makalelerden oluşuyor. Sansür, Doğu Avrupa'daki sosyalist kırılma, NATO'nun medyada yer almaması, Batı dışında alternatif medyanın olanaklılığı, yeni sömürgecilik çağında medya, demokratik bir aygıt olarak internetin imkânları ve ifade özgürlüğü sorunu başlıklar yer alıyor kitapta. Çalışmanın özgünlüğü, savaş ve şiddet kültürünü anlamak için medyanın işlevinin ve potansiyellerinin öneminin altını çiziyor oluşunda yatıyor. Ertuğrul Mavioğlu kitap üzerine kaleme aldığı tanıtım yazısında bu vurgunun önemini duru biçimde özetliyor: "Yalan imparatorluğunun Bosna, Ruanda, Irak ve dünyanın kan gölüne döndürülmüş diğer bölgelerinde yaşattıklarını öğrenir, tüm bunların ayağımızı bastığımız topraklarda olan bitenlerle şaşırtıcı benzerliğini görebilirsek, savaşın ve ölümün önüne kocaman bir set çekmenin de olanağı doğar belki, kim bilir."
Politik Film: Üçüncü Sinemanın Diyalektiği
Mike Wayne (çev. Ertan Yılmaz)
Yayınevi: Yordam Tarihi: Nisan 2011
İletişim kuramlarına Marksizmin içerisinden baktığı Marksizm ve Medya Çalışmaları (2009, Yordam) kitabıyla tanınan Mike Wayne, 2011 yılında çevirisi yayınlanan iki kitapla okuyucusunun karşısına çıktı. Yakın zamanda çıkan Sinemayı Anlamak: Marksist Perspektifler (2011, Deki) adlı derlemesi bu iki eserden birisi. Film kuramları içerisinde Marksizmin en güçlü savunucularından birisi olan Üçüncü Sinema'nın tarihsel olarak ortaya çıktığı koşulların sunumuyla başlayan Politik Film: Üçüncü Sinema'nın Diyalektiği, Aytenştayn, Vertov, Lukacs, Brecht ve Benjamin gibi öncü isimlerin çalışmalarına değindikten sonra Birinci (ticari amaçlarla yapılan sinema), İkinci (sanatsal kaygılarla yapılar filmler) ve Üçüncü sinemayı (devrimci motivasyonları olan sinema) Marksist diyalektik bağlamında analiz ediyor. Wayne'nin çalışması gücünü, Üçüncü Sinema manifestosunda detayla biçimde vurgulanan Marksist yaklaşımı (yalnızca film biçimini değil aynı zamanda üretim ve tüketim aşamalarını da sorunsallaştırarak) benimsemesinden alıyor. Kitabın tanıtım metninde yazıldığı gibi: "Bu kitap, kitlelerin hayatıyla politik olarak ilgilenen bir film eleştirisi için bir polemik çağrısıdır."
Büyük Medeniyet Savaşı: Ortadoğu'nun Fethi
Robert Fisk (çev. Murat Uyurkulak)
Yayınevi: İthaki Tarihi: Kasım 2011
Robert Fisk 1970'lerde İrlanda sorununa, 1974'te Portekiz Devrimi'ne, 1979'da Lübnan İç Savaşı'na, İran Devrimi'ne, 2003'e kadar Afganistan'daki Sovyet savaşına, İran-Irak savaşına, Körfez savaşına ve nihayet Irak işgaline dair haberleriyle tanınıyor. Fisk'in temel eseri olan Büyük Medeniyet Savaşı: Ortadoğu'nun Fethi, gazetecilik deneyiminin okuyucusuyla buluşacağı kapsamlı bir çalışma. Yazarın daha önce The Times, Middle East ve The İndependent'te yayınlanan makalelerden oluşan kitap, Ortadoğu'da cereyan eden modern savaşların tanıklığının ürünü olmakla beraber Ermeni soykırımı ve Cezayir Savaşı'na dair de bölümler de içeriyor. Özgün olarak 2005 yılında basılan kitap, Birleşik Krallık'ın ve Birleşik Devletler'in Orta Doğu politikalarına dair yetkin bir eleştiri sunuyor. Türkiyeli okurlar için kitabı çekici kılacak unsurlardan birisi de çevirisinin, Türk edebiyatının güçlü isimlerinden Murat Uyurkulak'a ait olması
Kitle Süsü
Siegfried Kracauer (çev. Orhan Kılıç)
Yayınevi: Metis Tarihi: Aralık 2011
İletişim çalışmalarında güçlü bir akım olan Frankfurt Okulu'nun eleştirel teori geleneğinin temsilcilerinden birisi olan Siegfried Kracauer'in gazetecilik, kültür eleştirisi, film teorisi ve sosyoloji ile sınırlandıramayacak geniş bir çalışma alanıyla anılan bir isim. İlk olarak 1963 yılında basılan Kitle Süsü, yazarın daha önce yayınlanan makalelerini seçerek bizzat hazırladığı bir derleme. Düsturu "Hakikate girişin yolu dünyevinin içindedir bugün" olarak özetlenebilecek derleme, buna sadık biçimde gündelik alanın kavramlarıyla düşünmenin olanaklarını sorunsallaştırıyor. Bu bağlamda karşımıza çıkan eleştiri odakları şöyle sıralanabilir: Alışveriş merkezleri, seyahat, dansçı kızlar, fotoğraf, çok satan kitaplar, otel lobileri, biyografiler ve sinema üzerinden yalıtılmışlık, yabancılaşma, can sıkıntısı, şehir kültürü ve birey-grup ilişkisi. Kültür endüstrisi tartışmalarında önemli bir yer kaplayan kitle kültürünü, bu odaklar paralelinde düşünmek günümüz yeni medya ve iletişim teknolojilerine eleştirel bir bakışın olanaklarını da işaret etmesi sebebiyle ayrıca önemli. Kracauer'in film kuramlarında çığır açan Caligari'den Hitler'e: Alman Sinemasının Psikolojik Tarihi (2011, Deki) kitabının da çevrildiğini hatırlatmakta fayda var.
Deneyim Şarkıları: Evrensel Bir Tema Üzerine Modern Çeşitlemeler
Martin Jay (çev. Barış Engin Aksoy)
Yayınevi: Metis Tarihi: Şubat 2012
Diyalektik İmgelem: Frankfurt Okulu ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü Tarihi (2006, Belge), kitabıyla tanıdığımız Martin Jay, ilk defa 2005 yılında yayınlanan güncel bir çalışmasıyla okuyucusunun karşısına çıkıyor. Deneyim Şarkıları: Evrensel Bir Tema Üzerine Çeşitlemeler, dokuz ana başlık altında deneyim kavramının tarihsel serüvenine ışık tutan bir külliyat. Deneyime dair bir sınama ile başlayan serüven, empirisizm ve idealizm arasında deneyimin epistemolojisini problematize ederek omurgasını oluşturuyor. Tarihsel olarak Antik Yunan'a, Montaigne ve Bacon'un çalışmalıyla başlayan tartışma, dini deneyimi incelediği düşünülerin ardından Kant ve Dewey aracılığıyla estetik deneyimi inceliyor. İngiliz Marksistleri aracılığıyla deneyim ve siyasal alanına giren kitap, Dilthey ve Collingwood'un felsefi önermeleri ışığında tarih ve deneyim arasındaki ilişkiyi analiz ederek sürüyor. Amerikan faydacılarının (Dewey ve Rorty) deneyime dair yaklaşımlarına da değinilmesinin ardından, bir kez daha Frankfurt Okulu'na, Benjamin ve Adorno aracılığıyla deneyimin eleştirisine varıyoruz. Tartışmayı Battaile, Barthes ve Foucault'nun argümanlarıyla zenginleştirerek çalışmasını tamamlayan Jay, gündeliği anlamakta anahtar bir kavram olan deneyimi, tarihsel ve kategorik olarak ele alış biçimininin yetkinliğiyle, ardılı olacak pek çok çalışma için öncü olma niteliği taşıyor.