Nobel Akademisi Daimi Sekreteri Horace Engdahl, ödülün "Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan" bir yazar olduğu için Orhan Pamuk'a verildiğini açıkladı.
Engdahl, Türkiye'deki siyasi durumun Pamuk'a ödül verilmesinde bir etkisi olmadığını belirterek, "Elbette ödül bazı siyasi dalgalanmalara yol açabilir, ama biz bununla ilgilenmiyoruz" dedi.
Orhan Pamuk, bu yıl Suriyeli Şair Adonis ile birlikte en güçlü aday olarak gösteriliyordu. Pamuk'un adı geçen yıl da dile getirilmiş hatta ödülü alan Harold Pinter, ödülü kendisinin değil Pamuk'un alması gerektiğini söylemişti.
Pamuk, aynı zamanda 1.36 milyon dolar (yaklaşık 2 milyon YTL) para ödülünün de sahibi oldu.
Öte yandan İsviçre'de yayımlanan haftalık "Das Magazin" dergisine verdiği röportajda Orhan Pamuk'un "Bu topraklarda bir milyon Ermeni ve otuz bin Kürt öldürüldü" dediğine ilişkin haber büyük tepkilere yol açmıştı. Pamuk'a bu sözleri gerekçe gösterilerek Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesinde tanımlanan "Türklüğü alenen aşağıladığı" iddiasıyla açılan dava düşmüştü. Dava sürecinde Pamuk, mahkeme ve çevresinde milliyetçi çevrelerin saldırısına uğramıştı.
Yazarın bu sözleri bazı çevrelerce ödül alma, Nobel'e ulaşma çabası olarak değerlendirilmişti.
Pamuk'un Türkçe kitapları yayınlayan İletişim Yayınları'nın Editörü Ahmet İnsel, katıldığı NTV canlı yayınında, "Orhan Pamuk'un ödülü bir romancı olarak aldığını hatırlatmak isterim. Bu ödül, Türkçe romana verilmiş bir onur ödülüdür" dedi.
İslam dünyasında, Salman Rüştü'ye karşı çıkarılan fetvayı kınayan ilk yazar olan Pamuk, 1995'te Yaşar Kemal mahkemeye çıkarılınca ondan yana tavır koymuştu. Pamuk'un kitapları 40'tan fazla dile çevrildi.
Orhan Pamuk kimdir?
Orhan Pamuk, 7 Haziran 1952'de İstanbul'da laik, varlıklı orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Babası da, dedesi ve amcası gibi yüksek mühendisti. Aile servetinin temelini dedesi atmıştı. Pamuk yetişkinlik çağlarında ressam olmak istiyordu. Lise diplomasını Robert Koleji'nden aldı ve daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık, İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okudu. 1985 - 1988 arası Kolombiya Üniversitesi'nde konuk araştırmacı oldu ve kısa bir süre de Iowa Üniversitesi'ne bağlı olarak ABD'nde bulundu. İstanbul'da yaşıyor.
Cevdet Bey ve Oğulları
Pamuk, büyürken geleneksel Osmanlı tarzı aile yaşamından batı yaşam tarzınageçişi yaşadığını söylemiştir. İlk yayınlanan romanı, Cevdet Bey Ve Oğulları (1982), bu konudadır. Bir aile tarihi olan romanda, Thomas Mann'ın ruhuna uygun olarak üç kuşağın gelişimini anlatmaktadır.
Sessiz Ev
İkinci romanı Sessiz Ev (1983), beş ayrı anlatıcının perspektifinden, Türkiye bir iç savaşın eşiğindeyken, aynı ailenin birkaç üyesinin, yaşlanmakta olan babaanneyi, sevilen bir sahil kentindeki evinde ziyaretini dile getirmektedir. Yıl 1980'dir. Torunların siyasi tartışmaları ve arkadaş çevreleri, aşırı uçlardaki değişik örgütlerin iktidarı ele geçirmek istedikleri bir toplumdaki kargaşayı yansıtmaktadır.
Beyaz Kale
Pamuk, üçüncü kitabı Beyaz Kale (1985) ile uluslararası alanda dikkat çekti. Bu kitap, şekil olarak 1600'lü yıllarda geçen tarihi bir roman ama içerik olarak herşeyden önce benliğimizin değişik öykü ve kurgularla nasıl yapılandığını ele alan bir anlatıdır. Kişilik, değişken bir yapı olarak ortaya konmaktadır.
Romanın, köle olarak, genç ve bilgili biri olan Hoca'ya satılan Venedikli kahramanı, Hoca'da kendi yansımasını görür. Birbirlerine yaşam öykülerini anlattıklarında aralarında bir kişilik değişimi olur. Belki bu, sembolik olarak Avrupa romanının yabancı bir kültür tarafından esir alınması ve onunla birleşmesidir.
Kara Kitap
Pamuk, roman sanatında, kimliklerle ve çift kişiliklilik motifleriyle oynamasıyla ün kazandı. Benzer bir sorunlar yumağı Kara Kitap'ta (1990) vardır. Romanın İstanbul kalabalığındaki kahramanı, karısını ve onun üvey erkek kardeşini aramaktadır. Bir süre sonra üvey kardeşle kişiliğini değiştirir.
Gizli Yüz
Mistik şark geleneğine yaptığı sayısız atıflarla bu olayın bir Sufi perspektifinden anlaşılmasını doğallaştırır. Kara Kitap, Türk yazınında sosyal gerçekçiliğin egemenliğini kesin olarak kırdı. Bu, Türkiye'de en azından Sufizm ile bağlantısı yoluyla tartışma yarattı. Pamuk bu romandan yola çıkarak bir film senaryosu yazdı, Gizli Yüz (1992).
Yeni Hayat
Yeni Hayat (1996) romanı, okuyunca, insanın yaşamını geri dönülemeyen değişikliğe uğratma özelliğine sahip gizemli bir kitap hakkında yazılmıştır. Bu kitabı arayış, görünüşte bir seyehatnameye benzemektedir ama yazınsal taş atmalarla, tasavvuf ruhuna uygun düşünsel deneylerle ve eski Türk populer kültür anılarıyla çevrelenmiştir. Bu da konuyu daha çok, romantiğin artık kaybolmuş, başlangıç bilgeliği hakkındaki söylenceleriyle akraba, alegorik bir olaya dönüştürmektedir.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım Kırmızı (2000), yazara göre, Doğu ile Batı arasındaki ilişkiyi ana konu ediniyor ve her iki kültürde sanatçıyla eseri arasındaki bağ üzerine değişik bakış açısını irdeliyor. Klasik minyatür boyama sanatını ve aynı zamanda tarihi bir ortamda işlenen cinayet sırrını ele alan bir öykü, acı güzel bir aşk hikayesi ve sanatta bireyselliğin rolü üzerine ince bir diyalektik tartışma.
Öteki Renkler
Pamuk, deneme kitabı, Öteki Renkler: Seçme Yazılar Ve Bir Hikayesi'ni (1999) ve kent anlatısı, İstanbul: Hatıralar ve Şehir'i (2003) yayımladı. Bu sonuncuda yazarın gelişim çağlarına geri dönüşler İstanbul'un yazın ve kültür tarihinin anlatımıyla içiçe örülüyor. Hüzün anahtar bir sözcük. Pamuk'un İstanbul ve halkına özgü melankoliyi betimlemek için kullandığı, çok tabanlı bir kavram.
Kar
Pamuk'un son romanı, Kar (2002). Türkiye'nin doğu sınırında, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında sınır kenti olan Kars'ta 1990'lı yıllarda geçer. Romanın kahramanı, Frankfurt'ta sürgünde yaşayan bir yazar yeniden kendini ve ülkesini bulabilmek için Kars'a gitmiştir. Roman, bir aşk ve yaratı öyküsü olmaya doğru gelişirken aynı zamanda günümüz Türkiye toplumunda dikkat çeken siyasi ve dini çelişkileri uzmanca tarif eder.
Kazandığı yazın ödülleri
Milliyet Roman Yarışması Ödülü (1979, Mehmet Eroğlu ile paylaştı), Orhan Kemal Roman Ödülü (1983), Madaralı roman Ödülü (1984), Prix Médicis Ödülü (1988), Independent Award for Foreign Fiction (1990), Prix de la Découverte Européenne (1991), Prix France Culture (1995), Prix du Meilleur Livre Ètranger (2002), Premio Grinzane Cavour (2002), IMPAC Dublin Award (2003), Ricarda-Huch-Preis (2005), Der Friedenspreis des Deutschen Buchhandels (2005), Prix Médicis (2005), Prix Méditerrané Ètranger (2006). (KÖ)