Kadın-Erkek Eşitliği İçin Seçim Şansı

Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) Başkanı Ayşe Bilge Dicleli, 5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 69. yıldönümü dolayısıyla milletvekillerine ve siyasi parti başkanlarına yönelik bir açık mektup yayınladı.

28 Mart yerel seçimlerinin kadınların durumunu iyileştirme fırsatı olarak kullanılması çağrısı yapan Dicleli, kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması için Anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmasını istedi.

Türkiye’de kadınlara yönelik şiddete ve ayrımcı uygulamalara da dikkat çeken Dicleli, Türk Ceza Kanunu taslağındaki düzenlemeleri, yerel yönetimlerin kadınlara ve kadın örgütlerine yönelik olumsuz tutumlarını eleştirdi.

Kadınların iş hayatında da ayrımcılığa maruz kaldığını da hatırlatan Dicleli, Devlet Su İşleri, Devlet Malzeme Ofisi, Devlet Hava Limanları İşletmesi gibi kamu kurumlarındaki kadın kontenjanlarının kaldırılmasına da değindi.

Dicleli, şu taleplere yer verdi:

Anayasa’nın 10. maddesine devletin kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamak üzere özel önlemler alacağı hükmünün getirilmesi, siyasi partiler ve seçim yasalarına en az yüzde 33 kadın kotası konulması, TBMM’de bir kadın erkek eşitlik komisyonu kurulması, belediye başkanlıklarına, belediye meclislerine, il genel meclislerine kadınların aday gösterilmesi, bütçede kadınlar için özel kaynaklar ayrılması, kadın sığınakları oluşturulması, uluslar arası anlaşma ve sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmesi.

Mektubun tam metni:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMALIDIR!

Sayın milletvekilleri,

Sayın parti başkanları,

5 Aralık 2003. Kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinin üzerinden 69 yıl geçmiş. Türkiye Cumhuriyeti 80 yaşında. Ne var ki, kadınlar hâlâ karar alma organlarında yoklar. TBMM'de yüzde 4,4; yerel yönetimlerde yüzde 1 oranında temsil ediliyorlar. Kadınların temsil oranı artmadıkça,ne ülkenin ne de toplumun ilerlemesi mümkündür. Ezberlenmiş, ancak görmezden gelinen tablo aşağıdaki gibidir.

* Kadınların yüzde 25'i okuma yazma bilmiyor.

* Mülkiyetin yüzde 98'i erkeklerin elinde.

* Siyaset erkeklerin tekelinde.

* Bilgi çağı dünyasında TBMM'de Türk Ceza Kanunu taslağı görüşülürken, hâlâ tecavüzcülere evlenme halinde ceza affı öngörülüyor.

* Kadınlar taşlanıyor, töre cinayetlerine kurban ediliyor.

* Kadınlar kentlerde ve kırsal bölgelerde şiddete uğruyor. Sığınabilecekleri hiçbir yer yok. Olanları da belediye başkanlarınca kapatılıyor, ya da "fuhuş yuvaları" olarak aşağılanıyor.

* Devlet Su İşleri, Devlet Malzeme Ofisi, Devlet Hava Limanları İşletmesi gibi kamu kurumlarındaki kadın kontenjanları kaldırılıyor.

* İşe alımlarda kadınlar dışlanıyor. Terfilerde kadınlar göz ardı ediliyor. Yoksulluk en ağır kadınları vuruyor.

Cumhuriyetimizin 80'inci yılında kadınların durumunu kısaca özetleyen bu tabloyu içinize sindirebiliyor musunuz? Bu tabloyla Türkiye'nin ilerleyebileceğine, Bilgi çağını yakalayabileceğine, AB'den üyelik için tarih alabileceğine inanıyor musunuz?

Sizden bu tabloyu değiştirecek önergeler, yasa taslakları, faaliyetler ve etkinlikler bekliyoruz.

Sayın milletvekilleri,

Sayın parti başkanları,

28 Mart 2004'de yerel seçimler yapılacak. Bu seçimi kadınların durumunu iyileştirmek için bir fırsat olarak kullanın.

* Anayasamızın 10. maddesine devletin kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlamak üzere özel önlemler alacağı hükmünü getirin.

* Siyasi partiler ve seçim yasalarına en az %33 kadın kotası koyun,

* TBMM'de bir kadın-erkek eşitlik komisyonu kurun,

* Katılımcı ve şeffaf yerel politikalar oluşturun,

* Kadınları için yerel yönetimler yasasına farklı uygulamalar ve önlemler getirin,

* Belediye başkanlıklarına, belediye meclislerine, il genel meclislerine kadınları aday gösterin,

* Bütçede kadınlar için özel kaynaklar ayırın,

* Kadın sığınakları oluşturun,

* Türkiye'nin imzaladığı Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayırımcılığı Önleme Sözleşmesi, AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Habitat II Konferansı Nihai Belgesi'nde yer alan hükümleri artık yerine getirin.

Kadınlarından hayatlarını, bedenlerini, işlerini, mülklerini, seçilme ve yönetme haklarını esirgeyen bir Türkiye istemiyoruz. Bu ayıbın bir an önce ortadan kaldırılması için herkesi göreve çağırıyoruz.

Unutmayın ki, Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığı Önleme Sözleşmesi İhtiyari Protokolü uyarınca kadınların BM’ye başvurma hakkı bulunmaktadır. (BB)