Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Türk Hukuk Sisteminde Aile Çocuk Kadın Çalıştayı”nın açılışında hükümetin kadına ve çocuklara şiddeti önleme politikaları ve yargı uygulamaları hakkında konuştu.
Şiddete karşı politikalar konusunda kadın örgütlerinin eleştirilerinden çekinilmemesi gerektiğini söyleyen Bozdağ, koruma tedbir kararlarının ne kadar etkili olduğunu sorguladı. Hükümet politikaları ve yeni çıkarılan yasaların sonuçlarının ne kadar etkili olduğunun tartışılması gerektiğini söyledi.
Bozdağ, ceza arttırımı tartışması ve iyi hal indirimiyle ilgili görüşlerini de açıkladı.
Bozdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Aile içi şiddetin kadınla erkek arasındaki uyuşmazlıklarda devletin bu kadar polisiyle, askeriyle, hakimiyle, psikoloğuyla, sosyal çalışmacısıyla, uzmanıyla bu kadar kadınla erkeğin arasına girmesi ne kadar doğru? Acaba kadınla erkeğin yuvasını kurtarmasına, şiddetin son bulmasına, aile birlikteliğinin daha iyi hale gelmesine mi katkı sağlıyor, yoksa bu uygulamalar kadın ve erkeği bir araya getiremez hale mi getiriyor? Bunun üzerinde ciddi olarak durmamız lazım.
“Bazı kadın örgütlerinin eleştirilerinden çekinmeden durmamız lazım. Evden uzaklaştırma cezası verdiğimiz kadın veya erkeğin kaçı daha sonra bir araya geldi, yuvasını bir arada tuttu? Kaçı şiddete son verdi? Bunların kaçı cinayetle sonuçlandı? Kaçı daha ağır suçlar işlenmekle sonuçlandı? Bizim bu uygulamanın sonuçlarını mutlaka görmemiz lazım. Bir iş yapıyoruz, niyetimiz güzel, kadını, aileyi korumak. İyi niyetli atılmış adımlar ama attığımız adımlar niyetimize uygun sonuçlar ortaya koyuyor mu, koymuyor mu?
“Bence bunu bütün tartışmalardan, eleştirilerden, baskılardan ari şekilde tartışmamız, masaya yatırmamız gerekmektedir. Eğer bunu baskıdan uzak tartışamazsak o zaman 'falanlar şunu der' düşüncesiyle aileye de kadına da erkeğe de çocuğa da zarar veren uygulamaları biz etrafın baskısıyla yürürlükte tutarız. O nedenle diyorum ki, bu konularda ideolojik yaklaşım yerine objektif bir yaklaşıma gerçekten ihtiyacımız var.
“Ceza olmalı ama suçu nasıl önleriz?”
“Bu konunun sadece cezaları artırarak, infazı artırarak halledilebilecek konular olmadığını buradan bir kez daha ifade etmek isterim. 'Her olay olduğunda en ağır cezayı verelim' demek bu olayları sona erdirmez. Çünkü bizim hukukumuzda idam yok, yerine ağırlaştırılmış müebbet var. Eşe, çocuklara, kardeşe karşı işlenen cinayet zaten idam cezasının mukabili. En ağır cezayı alıyor. Gene devam ediyor mu? Gene devam ediyor. Onun için burada mutlaka cezalar olmalı, caydırıcı olmalı ama onun yanında da ceza ve suç politikası dışında başka politikalarla nasıl suçun işlenmesini önleriz azaltırız, onun üzerinde bence cezadan daha fazla durmamız lazım."
“İyi hal indirimi uygulamasında sorun var”
"Cezanın bireyselleştirme yetkisini mahkemenin elinden aldığımız takdirde o zaman ortaya çıkan sonuçlar belki daha farklı olumsuzluklara neden olabilir. Onun için cezanın bireyselleştirilmesini hakime bırakmamız lazım, mahkemeye bırakmamız lazım, Yargıtay’a bırakmamız lazım. Onların yapması daha doğru olandır ama kanunun bu bireyselleştirmenin ana ilkelerini doğru şekilde ortaya koyması gerekiyor.
"Şahsi kanaatim odur ki Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu birlikte değerlendirildiğinde bireyselleştirmeyle ilgili kurallar gerçekten yeterli kurallar. Problem uygulamada.
"Yargıtay Başkanım da burada, Aile Bakanım da güzel ifade ettiler, bir yargılanan kişi tıraşı, kıyafeti, duruşu nedeniyle ceza indirimi alıyorsa o zaman ceza kanununun ilgili bireyselleştirme maddesi bence o mahkeme, o hakim tarafından doğru uygulanmıyor demektir. Orada kastedilen jilet tıraşı olana indirim yap veya kravat takana indirim yap şekli değil ki. Adil olmak için kararın adaletli, hakkaniyetli olması için, bireyselleştirirken nelere dikkat edeceğini ortaya koyuyor."
“Yasaya ‘kıyafete bakıp indirim yapılmaz’ yazmak gülünç”
"Ben Yargıtayımızın ortaya koyacağı yeni içtihatlarla bu uygulamaya yeni bir yön verebileceğine inanıyorum. Eğer Yargıtayımız bu noktada yeni bir yön vermezse o zaman belki şunu yazabiliriz, 'kılık, kıyafetine, duruşuna bakarak, cezada indirim yapılamaz.' Ama bu da gülünç bir şey.
"Ceza kanununa böyle bir şey yazmak, hakimlere karşı, Yargıtay’a karşı çok hoş bir düzenleme olmayacağı kanaatindeyim. Onun için uygulama bunu düzeltirse bundan büyük bir memnuniyet duyarız. Yargıtayımızın bu noktada vereceği bazı kararlarla uygulamadaki pek çok aksaklığın düzgün hale gelmesine katkı sağlayacağına yürekten inandığımı ifade etmek isterim." (ÇT)
* Fotoğraf: Mustafa Kamacı - Ankara/AA