Adana’da şiddet gördüğü kocasını öldüren Çilem Doğan’ın yargılanmasına bugün Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Çilem Doğan’ın tutuksuz yargılanma talebini reddeden mahkeme, bir sonraki duruşmanın 6 Mayıs’ta görülmesine karar verdi.
Örselenmiş kadın sendromu ve meşru müdafaa
Avukatları, meşru müdafaa üzerinden savunma yaparken, mahkemeye Prof. Dr. Ersan Şen’in Feminist Meşru Müdafaa başlıklı yazısındaki hukuki tartışmaları aktardı. Yazıda kendisini fuhuş yapmaya zorlayan, sürekli dövüp tehdit eden kocasını öldürdüğü iddiası ile yargılanan bir kadının ceza sorumluluğunun ne olacağı, atılı suçun haksız tahrikle mi yoksa meşru müdafaayla mı işlendiği tartışılıyor.
bianet’e konuşan avukat Fatoş Hacıvelioğlu, mahkemeye “örselenmiş kadın sendromu”ndan da bahsettiklerini, olay günü hiçbir şey olmasaydı dahi, o güne kadar yaşadığı şiddet nedeniyle gerçekleşen eylemin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylediklerini aktardı.
Hacıvelioğlu, Çilem Doğan’ın kocası hakkında daha önce dokuz kez koruma kararı çıkarttırdığını ve kocanın bunların hepsini ihlal ettiğini vurguladı.
Çilem Doğan’ın tişörtü konuşuldu
Avukat Hacıvelioğlu, ara kararla istenen belgelerin çoğunun bu duruşmada geldiğini ve gelen belgelerin Çilem Doğan’ın ifadelerini teyit ettiğini söyledi.
“Çilem dokuz kere koruma kararı çıkartmış, adam hepsini ihlal etmiş. Organize Suçlar’a da gidip ihbarda bulunmuş. Adam suç makinesi gibiymiş zaten. Tüm bunları hatırlatarak TCK 25/1 ve 27/2 üzerinden tahliye istedik ancak karar duruşmasına kadar tahliye olmayacak gibi görünüyor.”
Hacıvelioğlu ayrıca mahkemede Çilem Doğan’ın teslim olduktan sonra giydiği “Dear past, thanks for all the lessons. Dear future, I’m ready” (Sevgili geçmiş, tüm dersler için teşekkürler. Sevgili gelecek, hazırım) yazılı tişörtün de gündeme geldiğini aktardı.
“Olay günü Çilem’in üzerinde bu tişört yokmuş. Teslim olduktan sonra annesinden giyecek bir şeyler istiyor ve annes, bir polis memuruyla birlikte gidip bu tişörtü satın alıyor. Annesi okuma yazma bilmiyor, Çilem de İngilizce bilmiyor. Tamamen bir tesadüf.
“Annesiyle birlikte tişörtü satın almaya giden polis memurunun da dinlenmesini istedik ama hakim gerek olmadığını söyledi.
“Bir de medyaya yansıyan ‘Biraz da erkekler ölsün’ sözleri soruldu. Aslında Çilem orada en başta ‘Hep kadınlar mı ölecek’ diyor ve cümleye ‘Biraz da erkekler ölsün’ diye devam ediyor. Bu şu demek: Ben ölmekten son anda kurtuldum.” (ÇT)