243 kadın örgütü, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) değişiklik yapılmasına yönelik yasa tasarısının geri çekilmesini istedi. “Cinsel taciz ve saldırıyı önlemeyecek, çocukları ve kadınları korumayacak, saldırganlar üzerinde caydırıcı etkisi olmayacak bu torba yasaya itirazımız var” dedi.
Yasa tasarısını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 11 Mayıs’ta “Kadına el kaldıran insanlığa el kaldırmıştır, çocuğa el kaldıran, şiddet uygulayan, bir insan dahi olamayacak derecede alçalmıştır. Son hazırlığını yaptığımız yasa tasarısı, bu konuyla ilgili cezaları ciddi manada artıran bir yasa tasarısı olacaktır. Böyle bir kapıdan gir, öbür kapıdan çık yok... Çok ciddi ağır cezalar getiren bir yasal düzenlemeyi Meclis'e pazartesi günü gönderiyoruz” diye duyurmuştu. Ancak tasarı metni kamuoyuyla paylaşıldığında, Yargıtay ve sulh ceza mahkemelerine yönelik düzenlemeler, hırsızlık ve uyuşturucu suçlarına verilecek cezaların ağırlıkta olduğu görülmüş, erkek şiddeti ve kadın katline yönelik hiçbir düzenleme bulunmaması tepki çekmişti. |
Şiddete Son Platformu çatısı altındaki kadın örgütleri, pek çok farklı konuda yasal değişikler içeren bu tasarının “torba yasa” usulü çıkartılmasına, muhataplarıyla tartışılmadan hazırlanmış olmasına ve çözüme katkı sağlamak yerine sanıklara ceza indirimi getirmesine tepki gösterdi.
Cinsel şiddetle mücadele için kurumsal mekanizmalar oluşturulmadan, kağıt üzerinde yasaları ağırlaştırmak/hafifletmenin hiçbir toplumsal sorunu çözemeyeceğine dikkat çeken Platform’un tasarı maddelerine ilişkin eleştirileri şöyle:
* TCK’nın birçok maddesinde değişiklik öneren bir yasada, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri konusunda tek bir düzenleme yok. Tam tersine, kadınlara tecavüz sırasında uygulanan/uygulanacak şiddet konusunda erkeklere yeni “ceza indirimleri” geliyor.
* Cinayet davalarında haksız tahrik indiriminin uygulanmasının önüne geçecek bir düzenleme yapılmıyor.
* Tasarıya, cinsel taciz, cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarında “çocuğun ve kadının beyanının esas alınması ve aksini ispat yükümlülüğünün erkekte olması”na ilişkin de hiçbir hüküm konulmamış.
* Tasarıda zaman aşımı korunuyor, cinsel taciz ve kimi cinsel saldırı suçlarında şikayet süresinin 6 ayla sınırlandırılıyor.
* 15-18 yaş arası gençlerin kendi rızalarıyla giriştiği cinsel eylemlerin cezası arttırılıyor. Flört eden genç kadın ve erkekleri (ve hatta ailelerini), daha uzun sürelerle hapse atma tehdidiyle cezalandırılmak isteniyor.
* Yürürlükteki yasa maddesini değiştirerek çocukların yetişkinler tarafından istismar edildiği durumlar için, “taciz” ve “saldırı” ayrımı getiriliyor. Bu da çocukların taciz edilmesi halinde cezanın düşmesi anlamına geliyor.
* Tasarıda sanıkların “tedavisinden” söz edilmesi, devlet nezdinde eylemin hala bir suç değil, hastalık olarak görüldüğünü gösteriyor. Tedaviden söz ederek, bu suç toplumun önünde tıbbileştirilmeye çalışılıyor.
"Koruma değil, muhafazakarlaşma"
Kadın örgütleri, tasarının çocukları korumayı değil, muhafazakarlaşmayı ve cinsel özgürlüklerin sınırlandırılmasını amaçladığını söylerken; gençlerin flörtüyle, ülkemizde büyük bir sorun olan “çocuk yaşta ve zorla evlendirmeler” konusu iki ayrı konu olduğunu ve bu konuda toplumda ve hukukta bir algı karışıklığı yaratmamak gerektiğini vurguladı.
Kadınlar tasarıya bugün saat 12.00-13.00 arasında sosyal medyada #sözdecezaarttirimiozdecezasizlik hashtag’iyle tepki gösterdi.
Sosyal medya eylemi saat 16.00-17.00 arasında tekrarlanacak. (ÇT)