Kadınlar İçin Acil Gündem: Kıbrıs

Ankara'daki Kadın Platformu üyelerinden İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Genel Sekreteri Feray Salman Kıbrıs konusunun Türkiye'dekiler için "kör bir nokta olduğunu" ve kitle örgütleri de dahil toplumun her kesiminin bu konuyu konuşmaktan kaçındığını söylüyor.

Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi'nden (KATAGİ) Pınar Selek Kıbrıs sorunu konusunda bir çalışma yapılmamasını Türkiye'de farklı konulara yoğunlaşan bir kadın örgütünün olmamasına bağlıyor.

Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Fatma Vargün, Emekçi Kadınlar Birliği'nden (EKB) Emine Güngör, Feminen Kadın Ağı'ndan Ece Kocabıçak, İHD Ankara Şubesi Genel Sekreteri Feray Salman, İHD Kadın Çalışma Grubu'ndan Leman Yurtsever, KATAGİ'den Pınar Selek "Kıbrıs için çözüm önerilerini ve destek planlarını" anlattı.

Vargün: Kıbrıs Ötekileştirildi

Vargün, Ankara'daki Kadın Platformu toplantılarında daha önce Kıbrıs konusunu tartışmadıklarını belirtiyor:

*Adadaki kadınlarla da bir bağlantımız yok. Ancak Kadın Platformu toplantısında öncelikli olarak bu konuyu gündeme getirmeyi planlıyoruz.

* DEHAP'lı kadınlar olarak Kıbrıs sorunun çözümünü tartışma ve görüş bildirme konusunda yoğunlaşamadık.

* İki tarafın halkının birlikte yaşama isteklerini destekliyoruz. Kıbrıs'a olan uzaklığımız belki de Türkiye'de yaşayanlar için Kıbrıs'ın ötekileştirilmesinden kaynaklanıyor. Basına Kıbrıs halkının görüşleri tam olarak yansımıyor.

Güngör: Dayanışma Eylemleri Yapılmalı

Güngör, Kıbrıs halkının ve oradaki kadınların birlikte yaşama istekleri doğrultusunda adada çözüme gidilmesi gerektiğini savunuyor.

* Kıbrıs konusunda bu gibi taleplerimiz olmasın karşın pratikte ve proje üretme aşamasında eksik olduğumuzu düşünüyorum.

* Kadın grupları Kıbrıs konulu bilgilendirme toplantıları ve dayanışma eylemleri yapmalı. Türkiye'nin ayrılma propagandasının aksine oradaki insanların birlikte yaşama isteklerini dile getirmeli.

Kocabıçak: Silahlı Güçler Adayı Terk Etsin

Kocabıçak, "Afganistan Savaşı ve Irak'a savaş olasılığına karşı eylem düzenlemek üzere bir araya gelen kadın gruplarının Kıbrıs konusunu acil bir konu olarak gündemine almadığını" belirtiyor:

* Bu genel olarak toplumsal muhalefetin Kıbrıs konusundaki körlüğü ile de bağlantılı. Biz öncelikle Türkiye'nin adadaki konumunu sorgulamalıyız.

* Kıbrıs'ta doğmuş biri olarak İngiltere'nin sömürgesini kaybetmemek için iki halkı birbirine düşürmesinden '74 harekatına ortaya çıkan durum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) yoksullaşması oldu. Bugün KKTC'li gençlerin yüzde 80'i Türkiye ve İngiltere'ye göçüyor.

* Kıbrıs'ta garantörlüğün bir çözüm olmadığı ortada. Başta adadaki iki İngiliz üssü olmak üzere tüm silahlı güçlerin adayı terk etmesi gerekiyor. Türk ve Rum halklarının birlikte ve öz yönetimlerine dayanan bir çözüm barışa giden tek yoldur.

Salman: Kıbrıs da Kürt Sorunu Gibi

Salman, "İHD'li kadınlar olarak Kıbrıslı kadınlarla herhangi bağlantılarının olmadığını, kişisel birkaç bağlantılarının ise şu an sürmediğini" söylüyor.

* KKTC'li ve Rum kadınlar birlikte yaşamak istediklerini dile getirdikleri çeşitli buluşma ve eylemler düzenlediler. Bunlara katılmakta ve destek vermekte geç kaldığımızı, kadın grupları olarak bir an önce eyleme geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

* Kıbrıs'ta çözüme gidilmesi gereken bir dönem ancak Türkiye'de yaşayanlar Kıbrıs'ı ayrı bir dünya olarak görüyor ve barış isteseler bile bunu dile getirmiyor.

* Bugüne kadar içinde bulunduğum pek çok kitle örgütünde de insanların kör bir nokta olarak gördükleri Kıbrıs konusunda konuşmaktan kaçındıklarına ve milliyetçiliğe yakın bir tavır alabildiklerine tanık oldum.

* Türkiye'de Kürt sorunu nasıl bir tabu olarak görülüyor ve konuşulmuyorsa, Kıbrıs için de benzer bir durum söz konusu.

* KKTC'lilere çözüm konusunda destek olabilmemiz için öncelikle bizim yüksek sesle ne istediğimizi, Kıbrıs konusundaki görüşlerimizi tartışmamız gerekiyor.

* Kişisel olarak Kıbrıs konusunda Annan Planı'nı önemli ve kabul edilebilir buluyorum. KKTC ve Türkiye Plan'ı toprak alıp verme meselesini değil barış ve AB'ye giriş olarak değerlendirmeli. Türkiye'deki kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının da artık Kıbrıs konusunda harekete geçmesi gerekiyor.

Yurtsever: Kıbrıslı Kadınların sesine yer verilmeli

Leman Yurtsever'e göre adadaki savaş döneminde tecavüze uğrayan, yoksulluğun en çok vurduğu kesim olan kadınların sesleri ne yazık ki çözüm aşamasında dikkate alınmıyor.

* Savaşın en çok kadınları ve çocukları vurduğunu biliyoruz. Bu nedenle biz kadın grupları olarak Kıbrıs konusunda yapacağımız etkinlikler önemli.

* Bu konuyu daha önce gündemimize getirmemeyi bir eksiklik olarak görüyorum. İstanbul'daki Kadın Platformu'nda Kıbrıs konusun hiç tartışmadık, Kıbrıslı kadınlarla ilişki kurmadık. 28 Şubat 2003'e kadar Kıbrıs konusunda bir kara varılması gerekiyor. Bizde barış isteyen tüm kadınlar gibi bu konuyu acil olarak gündemimize taşımalıyız.

* Denktaş'ın ve Türkiye'deki muhafazakar kesimin barışı istemediğini, Kofi Annan'ın planının ise çözüm için önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak medyanın Kıbrıs konusundaki tavrı ve ada halkının isteklerin yansıtmıyor.

* Ne yazık ki kadınları sorunları karşısında sokağa çıkaramıyoruz. Medya da Kıbrıs konusunda halkın görüşünü yansıtmadığı için bu daha da zorlaşıyor. Bu anlamda barış süreci için oradaki kadınların sesine daha fazla yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Selek: Kıbrıslı Kadınlara Ulaşmalıydık

Selek bu hafta sonu yapılacak "Kurtuluşumuzu Örgütleyelim" Kadın Konferansı'nda Kıbrıs konusunun gündeme geleceğini belirtiyor.

* Kıbrıs'ta milliyetçiliğe yönelik bir çözüm aynı zamanda ataerkilliğin yeniden inşası olacaktır. Bu konuda milliyetçilik en az ırkçılık kadar tehlikeli.

* Kıbrıs'ta çözüm ancak şiddetten arınmış Kıbrıs halkının istekleri doğrultusunda gerçekleşebilir.

* KATAGİ olarak yeni kurulan bir grubuz ve ilk olarak bu coğrafyada yaşayan kadınların birbirine ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Uzun vadeli hedefimiz tüm dünyada ataerkillik ve militarizm nedeniyle ezilen kadınlara ulaşmak. Maddi yetersizliklerimiz bizi engelliyor.

* Yine de Kıbrıslı kadınlarla mutlaka ilişkiye geçmeliydik ve bu konuda kendimizi eleştirmeliyiz. (BB/NK)