Fotoğraf: Yeniçağ
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Libya’da öldürülen MİT mensubunun kimliğini ifşa etmekle suçlanarak 8 Mart’ta tutuklanan Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel diş tedavisi için hastaneye değil cezaevi revirine götürüldü.
Burada 5 buçuk saat nezarethanede tutulan Ağırel, bir süredir yoğun diş ağrısı çekiyordu. Daha sonra hastaneye sevki gerçekleştirilen Ağırel tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden bir mektup yazarak tedavi edilmek istemediğini, kendisine yaşatılanın işkence olduğunu söyledi.
Ağırel mektubunda "İnanın cezaevine geldiğimde kapısını öpecektim. Üzerimdeki kefeni yırttım attım" derken "Bu bir işkencedir buna rıza göstermeyeceğim" ifadelerini kullandı.
Daha önce de Avukat Hüseyin Ersöz, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile Murat Ağırel’in de olduğu gazetecilerin verdikleri dilekçelere rağmen doktor ve revire çıkarılmadığını duyurmuştu.
Avukatı Celal Ülgen’in kamuoyuyla paylaştığı mektupta Ağırel şu ifadelere yer verdi:
Bunun dışında revirdeki koğuşta diğer hastalarla birlikte tutulan Ağırel’e yemek de verilmedi. Bu bilgileri kara propaganda olsun diye söylemiyorum. Bir avukatın yapması gereken doğruları ve maddi gerçeği anlatıyorum. Murat Ağırel’in bize gönderdiği not ise ekte… pic.twitter.com/nhAhso1dVw
— Av. Celal ÜLGEN (@celalulgen) July 13, 2020
"Adeta cezalandırıldım"
“On dakikalık muayene olabilmek için COVID’li, KOAH’lı, kanserli, kaburgaları kırık, kolları kesik mahkumların da devamlı devridaim yaptığı nezarette tam beş buçuk saat bekletildim. Ellerim kelepçeli geldiğim hastane benzeri yerin nezaretinde adeta cezalandırıldım. ‘Seni sevk ettik ama akıllı ol’ denildi. Yapılan bu muameleye itiraz ettim. ‘
“Tedavi olmak istemiyorum artık beni koğuşuma götürün’ dediğimde Başakşehir hastanesine sevk edildim. ‘İstemiyorum’ dedim. Dilekçe yazdırdılar. İnfaz memuru ‘Abi bizi yakma’ dedi. Sevk istemediğimi bir an önce nezaretten çıkmak istediğimi bildirdim. Sonra tekrar dilekçe istediler. Yine yazdım. Bu sefer Okmeydanı Hastanesine sevk etiler. Saatlerce ‘Beni nezaretten çıkarın’ dedim. En son lanet olsun ‘hastanesine de sevkine de’ dedim. Cezaevine zar, zor döndüm.
"İnanın cezaevine geldiğimde kapısını öpecektim. Üzerimdeki kefeni yırttım attım. Kendi irademle hemen arama noktasına geldim.
"On dakikalık bir muayene için tam beş buçuk saat nezarette tutuldum. Okmeydanı Hastanesi de farklı olmayacak. Bir insan bu şekilde muayene edilmez. Bu zulümdür. Bu bir işkencedir. Buna rıza göstermeyeceğim."
Avukatı ikna etti
Yaşananlar nedeniyle tedavi olmayı reddeden Ağırel, avukatlarının ısrarların ardından tedavi olmayı kabul etti.
Twitter hesabından paylaşımlarda bulunan Ülgen, “Murat Ağırel’i saat 01:30 itibariyle tedavi olmaya ikna ettik. Yarın Okmeydanı Hastanesine sevki yapılacak. Gece Cezaevine giden arkadaşımız Av. Fuat Selvi’ye ve bütün gün yanında kalan Av. Ziya İlker Göktaş’a teşekkürler... Bir teşekkür de sizlerin yoğun ilgisine...” diye yazdı.
Son dakika; Murat AĞIREL’i saat 01:30 itibarıyle tedavi olmaya ikna ettik. Yarın Okmeydanı Hastanesine sevki yapılacak. Gece Cezaevine giden arkadaşımız Av. Fuat Selvi’ye ve bütün gün yanında kalan Av. Ziya İlker Göktaş’a teşekkürler...Bir teşekkür de sizlerin yoğun ilgisine...
— Av. Celal ÜLGEN (@celalulgen) July 13, 2020
(HA)