Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
"10 günlük bebeğim, 2 yaşındaki çocuğum ve eşim cezaevinde, içimden geçmiyor ki kapımı açayım, evime gireyim" diyor İsmail Özden.
Lohusa eşi Eylem Oyunlu bugün iki çocuğuyla birlikte cezaevine konalı dokuz gün oldu.
Diyarbakır'da Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 17 Haziran'da Eylem Oyunlu "Örgüte yardım etmek" iddiasıyla sevk edildiği Lice Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı.
Oyunlu henüz kimlikleri bile olmayan 10 günlük bebeği ve 2 yaşındaki çocuğu ile Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
"Mahkeme ara verdi, hakim savcının odasına gitti"
Öte yandan baba İsmail Özden, Lice Cumhuriyet Savcısı ve Lice Sulh Ceza Hakimi'ni, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) şikayet etti.
Eşinin köye, babasının yanına misafirliğe gittiği sırada ifadeye çağrıldığını söyleyen Özden, eşinin tutuklama kararından önce hakimin, savcının ve askerlerin savcılık odasında toplandığını ve daha sonra tutuklama kararı verildiğini söyledi. "Hakim neden savcının odasına gider? Savcı tutuklamaya sevk etmeden önce neden hakimle odasında görüşür?" diye soran Özden şunları söyledi:
Bebekle adliyede üç saat
"Eşim ifadeye çağrılınca Lice İl Jandarma'ya gittik. Lice Adliyesi'ne sevk edildi. Orada savcı üst mahkemeye sevk etti. Akşam 5'ten 8'e kadar adliyedeydik. Mahkeme ara verdi. Hakim savcının odasına gitti, çıktıktan sonra direkt eşimin tutuklamasını verdiler. Ne suçu günahı var, sadece babasının yanına gitmiş. Çocuklarımız yanımızdaydı o sırada. On günlük bebek eşimin kucağında, 2 yaşındaki çocuğu ben zaptetmeye çalıştım. Şu anda perişan bir haldeyiz. Doğru düzgün istemiyorum ki evime gireyim, kapımı açayım. Ne çocuklarım ne eşim... Kimse yok.
"Virüsten dolayı endişeliyim"
"Virüsten dolayı da endişeliyim. Çocuğum daha 10 günlük. Yeni doğan bebeğimde hastalık vardı. Gözleri açılmıyordu. Gözünde iltihap oluştu. Lice'de ifade verelim, çocuğu hastaneye götürecektim. Daha ismi, kimliği yok bebeğin. Cezaevine attılar.
"Eşimi göremedim henüz. Bütün bu olanlardan dolayı da psikolojisi bozuldu, sütü kesilmiş. Benden eşya istemişti, elbise götürdüm, para yatırdım. Karantina nedeniyle tek başlarına odada kalıyorlar. 'Çocuk durmuyor ağlıyor' diyor. 2 yaşındaki çocuk kapılara vurup ağlıyormuş."
700'ün üzerinde çocuk annesiyle cezaevinde
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Emin Çoban ise 700'ün üzerinde annesiyle beraber cezaevinde kalan çocuk olduğunu hatırlatıp bunlarla ilgili özellikle soruşturma aşamasında adli kontrol hükümlerinin uygulanması, hükümlüyse infazın ertelenesinin karar verilmesi gerektiğini ayrıca yasanın da buna elverdiğini söyledi.
Eylem Oyunlu'nun dosyasında gizlilik kararı olduğunu belirten avukat Çoban şunları söyledi:
"Normal koşullarda dahi tutuklanmanın son çare olduğu evrensel bir hukuk kuralıdır. Bu ayrıca Türk Ceza Kanunu'nda da var. Bu lohusa bir kadın ve pandemi sürecindeyiz. Ne kadar elzemdi tutuklanması? Birçok adli kontrol kararı var. Ev hapsi, imza yükümlülüğü, elektronik kelepçe gibi... Ancak nasıl tedbirden bahsediyor ki Sulh Ceza Hakimliği kadını annesinin bakımına muhtaç on günlük bebeği ve yine altı bağlanan 2 yaşındaki bir çocuğuyla birlikte cezaevine gönderiyor. Bu tutuklama kararı hukuka ve vicdana aykırı.
"Tutuklama kararı pervasızca alındı"
"10 günlük bir bebeğin ve 2 yaşındaki çocuğun devletin bekasına zarar verecek bir pozisyonu yok. Tutuklama kararı pervasızca verilmiş bir karar. Ülke Sulh Ceza hakimlikleri ve savcılıkları bu noktada çok pervasızca davranıyorlar. Dosyaların ilçeden merkeze gelmesi de ciddi bir zaman kaybı yaratıyor. Geçen her gün oradaki çocukların yaşam haklarını ihlal ediyor.
"Kovuşturma, soruşturma bağımsız, tarafsız şekilde yürütülsün, buna hiç itirazımız yok. Ancak bu karar gerçekten çok ağır. Hangi zihniyetle hareket ediliyor ki bu iki bebekle beraber kadın cezaevine gönderiliyor. Burada çocuklar hiçbir zaman şüpheli veya sanık pozisyonunda değil, olamaz da zaten.
"Aniden yükselecek bir seste ve karanlıkta korku yaşayabilirler"
Avukat Çoban ayrıca salgın dönemini nedeniyle anne ve çocukların şu an karantinada tek başlarına tutuldukalrını belirterek şunları söyledi:
"Karantina sonrası alınacakları koğuştaki yetişkinlikler kalacaklar ve hastalanma riskleri var. Öte taraftan bez, mama ihtiyacı da var. Annenin sütü kesilmiş mesela. Onun beslenme koşulları nasıl? Bebeğe verilecek bir beşik var mı acaba? Işıkların söndürülmesi ve çocukların karanlık ortamda kalması da bir sorun. Cezaevinde aniden yükselecek bir seste çocukların korku ve travma yaşamaları da büyük bir sorun. Dört duvar arasına koyduğunuz hızlı gelişen bir birey sürekli o dört duvara çarpacaktır. Merak eden, sorgulayan bir canlının tüm soruları bir duvardan diğerine çarpacak, bu da travma yaratacaktır. Hangi vicdani kanıyla bu karar alındı?"
Gergerlioğlu: Hamile ve 18 aylığa kadar bebeği olan kadınların tutuklanamayacağına dair yasa uygulanmıyorHalkların Demokratik Partisi Kocaeli Milletvekili/İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu Meclis'te konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Çocuklu, bebekli annelerin cezaevinde olduğunu belirterek şunlnarı söyledi: "Acımasızca işler yapılıyor. Kadınlara, çocuklu, bebekli annelere, hamilelere zulmediliyor. Son çıkan yasaya göre hamilelik döneminde ve 18 aylığa kadar bebeği olan kadınların tutuklanamayacağına dair bir yasa çıkardık. Ama bunu mahkemeler uygulamıyor. Türkiye inanılmaz bir polis devleti haline geldi. Ümmiye Kara, 7 aylık hamile kadın Ankara Sincan Hapishanesinde yatıyor. Her an düşük tehlikesi yaşıyor bu kadınlar. Bu kadınlara bir şey olursa yasayı çiğneyen hakimler bundan sorumludur. Yasemin Çetinkaya, 6 yaşında kalbi delik çocuğu, 10 aylık bebeği olmasına rağmen tutuklandı. Durumunu takip ediyoruz. Eylem Oyunlu, kucağında on günlük bebekle bu kadın tutuklandı. Tutuksuz yargılanabilecekken tutuklu yargılanıyor. İki yaşındaki diğer bebeği yanında ayrılamıyor. Zor durumda. Emine Örnek 4 aylık bebeği var. Anne cezaevinde baba evde biberonla bebeği besliyor." | |
(AÖ)