Fotoğraf: MA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, baro başkanları olarak Avukatlık Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere tepki amacıyla Ankara'ya gerçekleştirdikleri yürüyüşün ardından bu akşam İstanbul Barosu önünde açıklama yaptı.
Yürüyüşleri dün sabah Ankara girişinde polis tarafından kesilen, Eskişehir-Ankara yolunda bu sabaha kadar polis çemberinde bekletilen baro başkanlarının, 200 metre yürüdükten sonra araçlarla Anıtkabir’e gitmelerine izin verilmişti.
“Savunma Yürüyüşü”nün ardından kente dönen İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Baro binası önünde karşılandı.
Avukatlık mesleği adına büyük bir mücadele verilen bir dönemden geçildiğini söyleyen Durakoğlu, Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yer alan habere göre şunları dedi:
“Bize toplantı ve gösteri yürüyüşü anlatmaya kalktılar”
“Bilmediğimiz bir savaşın içinden geldik. Biz bu ülkeyi hukuk devleti yapmak için uğraşırken, bu ülkeyi bir kanun devleti olmaktan çıkaralım diye uğraşırken, gittik ki Ankara’ya, meğer orası bir polis devletiymiş.
“Bize Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen, 2918 sayılı yasaya rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen toplantı ve gösteri yürüyüşü anlatmaya kalkıştılar.
“Ya ne yapıyorsunuz, bize anlatır mısınız, biz neden yürüyemiyoruz diye sorduk. Neden yürüyemediğimizin yanıtını bulamıyorlar.
“Bu yaptığımız suç ise eğer gözaltına al o zaman. Böyle keyfi bir devlet düşünebilir misiniz? Böyle bir emniyet teşkilatı düşünebilir misiniz? Böyle bir güvenlik anlayışı düşünebilir misiniz?
“Onlara da söyledim. Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir anlayış yok. Orası başka bir cumhuriyet olmuş neredeyse. Bir polis devleti olmuş neredeyse.
“Açık açık söyledim, ben baro başkanıyım. Kanunsuz bir işlem yapıyorsunuz. Bunu hesabını gittiğim andan itibaren soracağım. Ama kimse burada bir avukatın hele bir baro başkanının böyle bir kanunsuz işlemle karşılaştıktan sonra, ‘E madem siz öyle buyurdunuz öyleyse biz de geri dönelim demesini beklemeyin’. Üç ay mı sürecek, Beş ay mı sürecek, sekiz ay mı sürecek biz buradan gidemeyiz.
“Herkes avukatın biat etmeyeceğini bilecek”
“Herkesin savunmanın susturulamayacağını, avukatları esir alamayacağını bilmesi gerekir. Herkes avukatın biat etmeyeceğini bilecek.
“Biz itiraz mesleğiyiz. Biz rahat duracak işler yapmayız. Bize biat ettirecek, boyun eğdirecek şeyler anlatamazsınız.
“Kendilerine de söyledim. Ben burada yürümezsem İstanbul’a gidemem. Ben meslektaşımın yüzüne bakamam. Ben işimi yapamam. Biz burada yürüyeceğiz dedim.
“Sonunda yürüdük. Biz büyük bir orduyuz, eğer bugün saat 14:00’e kadar bize olumlu bir şey söylemezseniz biz de ‘Büyük Savunma Mitingi’ için bütün avukatları buraya çağıracağız dedik.
“Bizi durduramazsınız. Üç gün geçsin de yorulsunlar, ayakta kalsınlar da gitsinler diye hesap yapanlar, aylar geçse de bu mümkün değil, gitmeyeceğiz, bunu bilmelisiniz.
TIKLAYIN - Barolar “Tüm avukatları çağıracağız” dedi, barikat açıldı
“Kendi barosunu kurup hakimle ilişki düzenlemeye çalışan anlayış…”
“Biz bu ülkede yargı bağımsızlığı için varız. Biz bu ülkeyi hukuk devleti yapmak için varız. Ve biliyoruz ki yargı bağımsız olmazsa benim avukatlık yapabilmem mümkün değil.
“Kendi barosunu kurarak, hakimle ilişkilerini düzenlemeye çalışan bir anlayış, kendi barosunu kurarak şiddete uğramış kadınla ilgili tartışma açan anlayış, çocuklar istismara uğrarken, ya da işkence ve kötü muameleler gerçekleştiğinde ‘olabilir olur böyle şeyler ‘ diyebilecek bir baro arayışı içindeler. Bunu yaptırmamalıyız.” (EKN)