Başvurular 300 bini bulur
Kıbrıs Rum kesiminin 4'üncü Devlet Başvurusunun Türkiye'yi ekonomik olarak zora sokacağını belirten Çağlar, AHİM'de halen 2 bin 500 Güneyli Rum'un davasının sürdüğünü, bir ay içinde bu sayının ikiye katlanacağını, giderek 300 bin kişiye ulaşacağını öngörüyor.
Kapıyı Titina Loizidou açtı
Bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın danışmanlığını da yapan Prof. Dr. Çağlar, AHİM'in, Türkiye'nin Titina Loizidou isimli kadına yaklaşık 600 bin sterlin maddi tazminat ödemesi yolunda 1998 yılında aldığı kararın kapıyı açtığını, dava sayısısının hızla artması sonucunda emsal tazminat miktarı gözönüne alınacak olursa Türkiye'nin ekonomik darboğaza gireceğini kaydetti.
Türkiye tazminat krizine girer
Prof. Dr. Bakır Çağlar BİA'ya konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
*Kıbrıs Rum kesiminin devlet başvurusu bir dönüm noktasıdır. Türkiye sözkonusu kararın sonuçları konusunda yeteri kadar hassas davranmıyor. Karar ağır. Sonuçları da ağır olacak. Ufukta Türkiye'yi ekonomik olarak zora sokacak tazminat krizi görülüyor.
*Alınan karar ihlal maddelerini kapsıyor. Biliyorsunuz AİHM Kıbrıs Rum kesiminin devlet başvurusu konusunda tazminat kararı almadı.
*Fakat, gözden kaçan çok önemli ince bir ayrıntı var. Mahkeme devlet başvurusu konusunda tazminat kararı alsaydı, kişisel başvuruların bir anlamda önü de kapanacak veya tartışmalı hale gelecekti. İşte ince ayrıntı burada yatıyor. Devletten devlete tazminat kararı alınmayınca, kişisel başvuruların önü açılmış oldu.
Başvurular 300 bine çıkacak
*Bundan sonra kişisel başvurular başlayacak.
*Şu anda Kıbrıs Rum kesimi vatandaşlarının Türkiye aleyhine açtığı davaların sayısı 2500 civarında. Önümüzdeki aylarda bu sayı 5 bine yaklaşacak. Daha sonra ise 300 bine yükselir bu sayı.
*Biliyorsunuz Türkiye, Titina Loizidou'ya 600 bin sterlin tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Bu emsal bir karardır.
*Çarpın, 300 bin ile 600 bin sterlini... Rakam büyük. Türkiye'yi ekonomik krize sokacak büyüklükte. Korkarım, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in tazminatlara kaynak bulmak için ABD'ye gitmesi gerekecek bu durumda. Durum vahim ve Türkiye konunun önemine vakıf değil.. Anlaşılmaz bir tutum içinde.
*Mahkemede savunma dahi yapmadı, savunma hakkını kullanmadı Türkiye. Türkiye'nin "Karar yanlış ve kabul edilemez" açıklaması bir şeyi değiştirmez. AİHM bu konuda Türkiye'yi muhatap kabul ediyor ; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) değil. Türkiye'nin Avrupa Konseyi kurucu üyeleri arasında. Bu nedenle mahkeme kararı tüm Avrupa Konseyi üyesi ülkeleri için bağlayıcı.
*Bu kararın siyasi sonuçları da önemli. Bir kere KKTC'nin Avrupa siyaset alanında meşruiyetinin olmadığı, meşru muhatabın Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti olduğu kayıt altına alınmış oldu. Avrupa Kıbrıs sorununda Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni muhatap alıyor. O nedenle açılan davalarda muhatap KKTC değil, Türkiye Cumhuriyeti.
*Karar bir dönüm noktasıdır.
AİHM Kararı:
AHİM'de dün (10.05.2001) yapılan duruşmada, kayıp kişiler, yerlerinden edilmiş kişiler, mülkiyet hakkı ve Karpaz bölgesinde yaşayan Rumların yaşam koşullarıyla ilgili olarak Türkiye'nin, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 1,2,3,5,8,9,10 ve 13'üncü maddelerini ihlal ettiği görüşüne vardı. Maddi tazminat ödenmesi konusunda karar almayan mahkeme, Rumların bu hakkını saklı tuttu. Mahkeme ayrıca, Rum kesiminin yaptığı şikayet başvurularının, Türkiye'nin sorumluluk alanına girdiğini, 1'e karşı 16 oyla kabul etti. Türkiye, Eylül 2000'de AİHM Birinci Dairesi'nde yapılan duruşmaya katılmamıştı.(YÖ/NA)