Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović bugün açıkladığı “Türkiye raporu” öncesinde Gezi davasına ilişkin yaşananlara değindi.
Osman Kavala hakkındaki yeni gözaltı kararına ilişkin tepkisini de dile getiren Mijatović,
Gezi Parkı’na ilişkin davada beraat eden Kavala‘nın, 15 Temmuz darbe girişimi ile bağlantılı yeni bir iddiayla gözaltına alınmasını eleştirdi.
Bunun, Türkiye‘de yargının ve insan hakları savunucularının içinde bulunduğu durumu ortaya koyan tipik bir gösterge olduğunu söyleyen Mijatović, Kavala vakasının, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve Taner Kılıç davalarıyla da benzerlikler gösterdiğini belirtti.
Bu bağlamda Osman Kavala‘ya yönelik yeni gözaltı kararının inandırıcı olmadığını ve sadece yargının kötüye kullanılması şeklinde nitelenebileceğini vurgulayan Mijatović, Türk yargısı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunu, yargının kötüye kullanılmasına hukuki onay sağlamamak suretiyle sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
TIKLAYIN - Gezi Davasında Beraat Veren Hakimlere İnceleme
TIKLAYIN - Kavala’nın Tahliye Sonrası Gözaltına Alınmasına Uluslararası Tepki
Mijatović’in Türkiye raporu
Komiser, Türkiye’de adalet sistemi ve yargı bağımsızlığında süregelen sorunlara dikkat çektiği raporunda, durumun Temmuz 2016 - Temmuz 2018 arasında uygulanan olağanüstü hal ile daha da kötüleştiğini belirtiyor.
Mijatović, mahkemelerin bağımsızlığı ile hakimlerin teminatının erozyona uğradığını, meslekten çıkarma veya mesleğe alım gibi alanlara doğrudan etki eden müdahaleler tespit ettiklerini, ilaveten AİHM’in son kararlarıyla da iyice ortaya çıkan, yargının siyasi menfaatlere yönelik tarafgir tutumuna işaret eden bulgulara rastladıklarını da rapor etti.
Raporda, "Komiser, özellikle terörle ve örgütlü suçlarla ilgili davalarda, Türk yargısı tarafından adil yargılanmanın en temel teminatlarının göz ardı edilmesinin ve hukuka uygun eylemlere ceza kanunlarının gelişigüzel uygulanmasının, hukukun üstünlüğünün özünü tehlikeye sokan bir hukuki güvensizlik ve keyfilik seviyesine ulaştığını tespit eder" notu yer alıyor.
Raporda ayrıca Komiser Mijatović‘in, insan hakları ihlallerine karşı bir iç hukuk yolu olan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun etkililiğini tehlikeye düşüren gelişmeler tespit ettiği, kimi savcılar ile alt mahkemelerin sistematik bir biçimde Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına direnç gösterdikleri bildiriliyor.
Mijatović raporunda özellikle OHAL ve sonrasında alınan tedbirlerin, insan hakları savunucularına karşı giderek düşmanca hale gelen bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunduğunu belirtiyor.
“Giderek negatif ve yıkıcı hale gelen, insan hakları savunucularını hedef alan ve terörist olarak yaftalayan siyasi söylemden" duyduğu kaygıyı da vurgulayan Mijatović, Türkiye makamlarını, OHAL’den önceki duruma geri dönmeye ve ondan sonra da yargı bağımsızlığına ilişkin teminatları derhal güçlendirmeye çağırarak, ceza mevzuatının da bütünüyle gözden geçirilmesini talep etti. (EKN)
Kaynak: Elmas Topcu, Deutsche Welle Türkçe
Fotoğraf: AA – Arşiv