“Kadrolu tanık” İ.Ö. tanıklık ettiği davada, sanığın olay yeri görüntülerindeki kişi olduğunu teşhis etti. Görüntüler 3,5 yıl boyunca bilirkişi tarafından incelenmedi.
Sonunda sanık avukatlarının ısrarıyla Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı görüntüleri inceledi ve olay yerindeki kişinin yargılanan sanık olmadığına dair rapor yazıldı.
Bunun üzerine İ.Ö. kendisine polis merkezinde izletilen CD’nin bu CD olmadığını, ikinci bir görüntü kaydı olduğunu iddia etti.
Emniyet ise mahkemeye gönderdiği yanıtında “kendilerinde ikinci bir CD olmadığını” ifade etti.
Sanık avukatı B.Ç. duruşmadaki beyanında, “Bilim mi kabul edilecek, yoksa adli suçtan tutuklu olan, polisle işbirliği yaptığını beyan eden bu tanığın söyledikleri mi? Ortada teşhis yok, tanığın yalan söylediği ortaya çıkmıştır” dedi.
“Görüntülerdeki kişi olmayan” sanık C.Ç. ise bu davada beş yıl tutuklu kaldı.
Bu arada yargılama konusu cinayetle ilgili başka bir dava görüldü ve başka bir kişi bu cinayetten hüküm giydi.
Hakim ve savcılar hapiste, İ.Ö. halen tanık
Avukat B.Ç., dosyanın savcıları ve Aralık 2010’da dönemin özel yetkili mahkemesinin başkan ve üyeleri hakkında HSYK’ya şikayette bulunmuştu ancak şikayeti reddedildi.
İddianameyi hazırlayan Hikmet Usta “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçuyla yargılanıyor ve firari.
Diğer mahkeme üyeleri ve savcıların bazıları da FETÖ davalarında sanık veya hükümlü ancak İ.Ö. halen tanıklık yapmaya devam ediyor.
Polislerden şikayetçi olunca kendisine dava açıldı
Davanın sanığı C.Ç. bu dava açılmadan önce, Terörle Mücadele Şubesinden bazı polisler hakkında işkence şikayeti yapmıştı. Polislere açılan dava beraatla sonuçlandı.
Ardından polisler, C.Ç.’nin yargılandığı bir davadaki tanık ifadelerini değiştirerek eklemeler yaptı. Bu eklemelerde C.Ç.’nin olay yerindeki araçta görüldüğü yazıyordu.
Tanıklar mahkemedeki beyanlarında, bu bilgilerin sonradan eklendiğini kendilerinin böyle şeyler söylemediğini anlatsa da bu sözleri mahkemece dikkate alınmadı.
“Değiştirilen” ifadeye dayanarak C.Ç. hakkında ek iddianame hazırlandı, halen de “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçlamasıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Avukat B.Ç. duruşmadaki beyanında da “İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine suç duyurusunda bulundum ve esas hakkındaki mütalaada polislerin cezalandırılması istendiği andan itibaren müvekkilime komplo kuruldu, bu müvekkilime de açıkça söylenmiştir” dedi.
İşkence suçuyla yargılanıp beraat eden, Terörle Mücadele Şubesinde o dönem görevli olan polis Sinan Ömerciklioğlu ise daha sonra “FETÖ üyeliğinden” yargılandı ve 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Tanıklar: Polisler ifademe ekleme yapmış
Dosyanın tanıklarından M.A. 11 Temmuz 2012 tarihli duruşmadaki ifadesinde, “polis merkezinde söylemediği şeylerin sonradan ifadesine eklendiğini” anlatmıştı:
“Dava konusu hakkında bilgim yok. İfadedeki imza benim ama bazı eklentiler olmuş, itirazım onlaradır. Bana şuraya imza at dediler, sonra adresim yazdırıldı. Beyanıma eklentiler olmuş. Örneğin ‘teşhis ettiğim kişinin favorileri olduğu, araçta üç kişinin olduğu, onlarla konuştuğum’ gibi ifadelerim hiç olmadı. Polisler ‘zaten yakaladık bize şahit lazımdı’ dediler, imza at yeter, dediler. Ben aracın içini görmedim, araçta kaç kişi olduğunu görmedim, üç kişi olduklarına dair bir şey de söylemedim, aracın içine hiç bakmadım. Bunların tutanağa neden bu şekilde yazıldığını bilmiyorum.”
Diğer tanık A.K. ise sanığı araç içinde kesinlikle görmediğini söyledi.
Avukat B.Ç. “polisin aykırı olarak tutanak düzenlediğini, yanıltma yaparak delil uydurduklarını, savcının ise bilgi alma tutanağında olmayan ifadeler varmış gibi ifade düzenlediğini” beyan etti ve polisler hakkında suç duyurusu yaptı.
O dönemki tutanaklarda imzası bulunan polisler şimdi FETÖ yargılamalarında sanık veya hükümlü olarak cezaevinde. (AS)