Haberin İngilizcesi için tıklayın
Dilek Türker Dündar, eşi Can Dündar hakkında açılan davalar nedeniyle iki buçuk yıl önce pasaportun iptal edildiğini belirterek, kendisine yurtdışına çıkış izni verilmemesine, çektiği video ile tepki gösterdi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta'nın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği "Türkiye'de insan hakları ihlali olduğunu söylemek artık abesle iştigaldir" sözüne de tepki gösteren Dilek Türker Dündar, kendi yaşadıkları üzerinden Türkiye'deki insan hakkı ihlallerini örneklendirdi.
2016'da yurtdışına çıkarken hakkında hiçbir suçlama, soruşturma olmamasına rağmen pasaportuna el konulduğunu belirten Dündar, seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasına gerekçe olarak polisin, ülke güvenliği açısından sakıncalı olmasını gösterdiğini ifade etti.
Bu nedenle oğlunun mezuniyet törenini göremediğini aktaran Dündar "iki buçuk yıldır hiçbir suçlamaya muhatap olmadan bu hukuksuzluğa maruz kalmam, hiçbir mahkemeden sonuç alamam, yeterince somut bir örnek midir?" diye sordu.
İstanbul'da aldıkları ev için yazlıklarını satıp kredi borcunu kapatmak istediğini belirten Dündar, tapu müdürünün engeli dolayısıyla bunu yapamadığını ve evlerine haciz geldiğini de aktardı.
Bugün hukuka inanmanın bedelini ödüyoruz diye konuşan Dündar, yaşanan hukuksuzluklara son verilmesini istedi.
Dilek Türker-Dündar'ın konuşmasının tam metni"Siz beni Can Dündar'ın eşi olarak tanıyorsunuz ama bunun ötesinde kimliklerim var. ODTÜ mezunu bir ekonomistim. Belgesel yapımcısıyım. Bir cumhuriyet kadınıyım. Bu ülkenin bir yurttaşıyım, anneyim. Yurttaş olarak haklarım, anne olarak sorumluluklarım, cumhuriyet kadını olarak yükümlülüklerim var. "Bugüne dek bizden daha kötü olanlara saygı gereği yaşadığımız haksızlıkları, hukuksuzlukları dile getirmedim. Sustum. Yargının, vicdanların harekete geçmesini bekledim. Bunun olmayacağını görünce de bize yaşatılanları sizlerle paylaşmak istedim. İktidar partisinin genel başkan yardımcısı, geçenlerde bir basın toplantısında Türkiye'de insan hakları ihlali olmadığını iddia ederken, aksini söyleyenler somut tek bir olay bile gösteremiyorlar dedi. Madem öyle sizlere açık bir insan hakları ihlali: "Eşime kurşun sıkan tetikçi ceza almadan salıverildi, pasaportu iade edildi""2016'da yurtdışına çıkarken havaalanında pasaportuma el konuldu. Hakkımda hiçbir suçlama, soruşturma, yargılama yok. Önce elimde olan pasaportumun kayıtlarda kayıp gözüktüğü söylendi. Sonra polis seyahat özgürlüğümün kısıtlanmasına gerekçe olarak yurtdışına çıkmamın ülke güvenliği açısından sakıncalı olduğuna dair bir yasa maddesi öne sürdü. Benim yurt dışına çıkmam neden ülke güvenliğini tehdit edecekti ki? Madem öyle bir tehdit vardı, eşime kurşun sıkan tetikçi, neden ceza almadan salıverilmiş ve pasaportu iade edilmişti. Tamamen hukuksuz, keyfi ve siyasi bir kararla iki buçuk yıldır yurt dışına çıkmam, oğlumla, eşimle buluşmam engelleniyor. Tam anlamıyla eşime karşı rehin tutuluyorum. "Oğlumun bütün ömrümce hayalini kurduğum mezuniyet törenine gidememem, sıkıntılı ya da sevinçli günlerinde annesi olarak yanında olamam, iki buçuk yıldır hiçbir suçlamaya muhatap olmadan bu hukuksuzluğa maruz kalmam, hiçbir mahkemeden sonuç alamam, yeterince somut bir örnek midir? "Yaşanan insan hakkı ihlalini göstermeye yeter mi? Yetmezse devam edeyim. "Eşim ve ben ömrümüz boyu çalışarak kendimize bir yazlık ev aldık. Sonra paramızın yeteceği düşüncesiyle İstanbul'da da banka kredisiyle de bir ev almaya kalkıştık. İkimiz de işsiz kalınca krediyi geri ödeyemeyeceğimizi anladım, yazlık evimizi satıp bankaya olan borcumuzu ödemek istedim. Ancak tapu müdürü bu satışı Ankara'ya sormak zorunda olduğunu söyledi. "Ülkemden çıkamıyorum ama yalnız yaşamaya zorlandığım evimden çıkmak zorunda kalacağım""Bunun tamamen hukuksuz olduğunu hatırlattığımda da 'Nereye şikayet ederseniz edin' dedi. O satışı yapamadığım için borcumuzu ödeyemediği evimize geçenlerde haciz geldi ve icra takibi başladı. Banka hesaplarımıza da el kondu. Ülkemden çıkamıyorum ama yalnız yaşamaya zorlandığım evimden çıkmak zorunda kalacağım. "Türkiye'de yatırım yapacak, ev alacak, ortaklık kuracak olanlar bu risklerin farkında mıdır? Bilmiyorum. Ama biz daima hukuka inanmanın bedelini ödüyoruz bugün. Buna rağmen hala o inancı sürdürüyor, başvurduğumuz mahkemelerden adalet bekliyoruz. "Suçun şahsiliği ilkesi açıkça çiğneniyor""İki buçuk yıldır eşimden, oğlumdan uzaktayım. Çoklarının yaptığı ya da önerdiği gibi illegal yollardan ülkemi terk etmek istemedim. Yargıya güvendim, sabırla bekledim. Benim ve benim gibi aile bağları nedeniyle gerekçesiz cezalandırılan binlerce eşin örneğinde hukuk kadar eski bir kavramın suçun şahsiliği ilkesinin açıkça çiğnendiğine tanık oluyoruz. Sadece o da değil. Anayasayla bize verilmiş olan hak ve özgürlüklerimiz seyahat özgürlüğümüz, kanunlar önünde eşitlik hakkımız, haberleşme hürriyetimiz, mülkiyet hakkımız, hak arama hürriyetimiz ve tabii aile bütünlüğümüz de çiğnenmiş durumda. "Acaba daha ne kadar somut bir örnek verebilirim. Hayatı botunca sadece kendisi için değil, ülkesi için demokrasi ve adalet mücadelesi vermiş bir kadın olarak son bir umutla ve benim gibi keyfi kararlarla ailesinden uzak tutulanlar adına buradan haykırmak istiyorum. Bu hukuksuzluğa son verin." |
(HA)