Haberin İngilizcesi için tıklayın
700. haftadan itibaren Galatasaray Lisesi önündeki sessiz oturma eylemlerine izin verilmeyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta 711. basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Ellerinde karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları’na, sivil toplum dernekleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.
Açıklamaya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Hüda Kaya, Oya Ersoy, Dilşat Canbaz, Garo Paylan da katıldı.
Af Örgütü'nden Filippou: Yanınızda olacağız
Eylemde konuşan Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. haftadan beri eylemlerinin yasaklanmasını kızgınla karşıladıklarını belirterek, şunları söyledi:
“700’üncü hafta buluşmanız bizi şok etti. Ogünden beri yaşadıklarınızı kızgınla takip ediyoruz. Sizin kayıplarınızın akıbetini sorma hakkınız durdurulamaz engellenemez.
“Türkiye şubesi olarak yanınızda olmaya ve destek kampanyalarına devam edeceğiz.”
Besna Tosun: Adalet boşuğu var
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu:
“Türkiye’de diğer ağır ihlaller gibi gözaltında kaybetme suçu da hukuksal ve siyasal faktörlerin etkisiyle cezasız bırakılmaktadır.
“Yüzlerce insan gözaltına alınarak kaybedilmesine rağmen, kaybedilenlerin aileleri için tüm hak arama kanallarının kapatılması büyük bir adalet boşluğuna yol açmaktadır.
“Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de uzun yıllardır Türkiye’de güvenlik güçlerinin eylemlerinden dolayı yaşanan ihlallerde, etkili soruşturma yapılmayarak sürecin fiili cezasızlıkla sonuçlandırıldığına dikkat çekmektedir.
“Ramazan Yazıcı’nın mezar yerini açığa çıkartacak, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için, savcıları göreve çağırıyoruz.
“Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!”
Ramazan Yazıcı Nasıl Kaybedildi?
Tosun'un okuduğu basın açıklamasında Ramazan Yazıcı'nın kaybedilmesi şöyle anlatıldı:
“36 yaşındaki Ramazan Yazıcı Diyarbakır-Silvan arasında bir minibüs ile yolcu taşımacılığı yapıyordu. 22 Kasım 1996 tarihinde saat 09.00 sıralarında Silvan Melikahmet Garajı’nda kendilerini polis olarak tanıtan üç kişi tarafından gözaltına alındı. Görgü tanıkları Yazıcı’nın 21 DZ 490 plakalı kırmızı renkli Şahin marka araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi.
“Bir kişinin kendisinin de gözaltında bulunduğu sırada Ramazan Yazıcı’yı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde gördüğünü iddia etmesi üzerine Yazıcı Ailesi; Savcılığa Terörle Mücadele Şube polisleri hakkında yasa dışı gözaltı yaptıkları gerekçesiyle şikâyette bulundu.
“Ardından Yazıcı Ailesi konuyla ilgili DGM Başsavcılığına, OHAL Bölge Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Yazıcı Ailesi’nin başvurduğu İHD Diyarbakır Şubesi ve Uluslararası Af Örgütü de resmi merciler nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak Ramazan Yazıcı’nın gözaltına alınmadığı ileri sürüldü.
“Olayın peşini bırakmayan İHD iki yıl sonra Ramazan Yazıcı’nın elleri ve ağzı bağlı olan cansız bedeninin, 3 Aralık 1996 tarihinde İdil’e bağlı Sarıköy ve Mağara köyleri arasında bulunduğu ve İdil Merkez Mezarlığı’na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü gerçeğine ulaştı. 19 Kasım 1998 tarihinde Yazıcı Ailesi ve İHD yetkilileri Ramazan Yazıcı’nın cenazesini almak üzere İdil Merkez Mezarlığı’na gitti.
“Ancak mezarlıkta kimliği meçhul kişilerin gömülmesine ilişkin kayıt tutulmadığı için Ramazan'ın mezar yeri bulunamadı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosyada hiçbir gelişme yaşanmazken AİHM’e taşınan ava mahkumiyetle sonuçlandı.” (EMK/TP)
* Fotoğraflar: Evrim Kepenek, bianet