155 gündür tutuklu bulunan insan hakları aktivisti, iş insanı Osman Kavala, Silivri Cezaevi’nden yazdığı mektupta, artık iletişim kısıtlamasının kaldırıldığını belirtti.
Mektubunda baharın cezaevine yansımalarını anlatan Kavala, OHAL’deki “olağanüstü suçlamalar ve mağduriyetlere” de değindi.
Kavala’nın mektubu şöyle:
“Silivri’de ikametimin beşinci ayı tamamlandı. Sağlığım iyi, her gün iki saate yakın avlumda yürüyorum. Yemeklerden şikayetim yok. Cezaevi doktorunun tavsiyesi ile gözlük kullanmaya başladım ve okumam kolaylaştı. Okuma, not alma, yürüme, çamaşır, temizlik derken zaman geçiyor. Geçen hafta kısıtlamamın kalktığını bildirdiler. Mektup alma, yazma, avukatlarla daha fazla görüşebilme buradaki hayatımı kolaylaştıracak.
“Durumumdaki diğer önemli değişiklik, avlumdan güneşin görünmeye başlaması. Sonbahar ve kış boyunca, avlumdan görünmeyen güneş artık duvarların üstünden kendini göstermeye başladı, bu epey ferahlık veriyor. Getirdiklerini göremesek de, kokularını alamasak da, bahar cezaevi avlularında da hissediliyor. Şimdi dört gözle serçelerin yuva yapmasını ve iaşe için avlularımızı ziyaret etmelerini bekliyoruz.
“Buna karşılık, yargıyı etkisi altına alan kötü hava şartlarında bir değişiklik hissedilmiyor. Elbette son tahliyelere çok sevindim; ancak darbeyle, şiddetle alakası olmayan bir sürü insan hala içeride. Somut delil olmadan, insanlara rahatça ‘terör örgütüne üyelik’, ‘anayasal düzeni değiştirmek’, ‘hükümeti devirmek’ gibi ağır suçlamalar yöneltilebiliyor. Böyle bir suçlama bir kere ortaya çıktığında da, tutukluluk sürüp gidiyor. OHAL olağanüstü suçlamalar ve mağduriyetleri olağan hale getiriyor. OHAL’in gölgesi anayasanın üzerinden kalkmadıkça avlularda hissedilen baharı yaşamak mümkün olmayacak gibi...
“Durumumla ilgilenen, mesaj gönderen, merak eden herkese sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum.”
Ne olmuştu?Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, 18 Ekim akşamı Antep’te Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı, 1 Kasım'da tutuklandı. Sabah Gazetesi, 24 Ekim tarihli sayısında Kavala’nın tutuklu ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’la aynı dosya kapsamında sorgulandığını iddia etti. Kavala hakkındaki soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'ndan sorumlu Başsavcı vekili Hasan Yılmaz’ın hakimliğe yazığı sevk yazısında Kavala’ya şu suçlamaları yöneltti: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanma olan ve tüm terör örgütlerinin aktif olarak katıldığı Gezi olayları eylemlerinin yöneticisi ve organizatörü olmak. “15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada Splendid Otelde yapılan darbe teşebbüsü sürecinde darbenin organizatörlerinden olan Hanry Jak Barkey ile yabancı uyruklu kişi ve kişilerle olağanın ötesinde yoğun irtibat kurarak darbe teşebbüsüne katılmak suretiyle anayasal düzeni cebir şiddet yönetmeleriyle değiştirmek.” Osman Kavala hakkında Hak savunucus, iş insanı. 1957’de Paris’te doğdu. Manchester Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu. 1982’den sonra Kavala Grubu’nda yönetici olarak çalıştı. Murat Belge’yle birlikte Türkiye’nin önde gelen yayınevlerinden İletişim Yayınları’nın kuruluşunda yer aldı. Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center For Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa’da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. TESEV Yönetim Kurulu üyesi, Açık Toplum Enstitüsü'nde Danışma Kurulu üyesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi, Tarih Vakfı ve Diyarbakır Kültürevi'nin destekçisi. |
(ÇT)