İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İHD İstanbul şube binasında düzenledikleri toplantıda 16 Şubat’ta kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan, 11 Mart’ta da resmi olarak gözaltına alınan Nur Muhammed Abay’ın yaşadıklarını anlattı.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 20 yaşında bir tekstil işçisi olan Abay’ın, 16 Şubat’ta işe giderken "kafasına torba geçirilerek kaçırıldığını, bir hafta süreyle bilinmeyen bir yerde tutulduğunu, kafasına silah dayanarak ölümle tehdit edildiğini, ağır işkenceye tabi tutulduğunu" söyledi.
Yoleri, Abay’ın başka kişilere yalan suç ithamında bulunmaya ve polisle işbirliği yapmaya zorlandığını ardından da 22 Şubat akşamı baygın vaziyette ıssız bir yerde bırakıldığını anlattı.
Ailenin başvurusu üzerine durumdan haberdar olduklarını ancak ailenin endişesi üzerine olayı daha önce duyurmadıklarını belirten Yoleri, 11 Mart’ta polis tarafından gözaltına alınan Abay’ın, "emniyet müdürlüğünde de kaçırılması olayına atıf yapılarak aynı baskılarla karşılaştığını, serbest kalırsa yeniden kaçırılacağı ve bu kez öldürüleceği söylenerek tehdit edilmeye devam edildiği" bilgisini aktardı.
Emniyette yaşanaların ardından Abay’ın ve ailesinin rızasıyla İHD olarak bugün konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını da ekledi.
“Üçü işkence yaptı, üçü konuştu”
İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın tanıklıkları doğrultusunda Abay’ın yaşadıklarını paylaşan Yoleri, 1990’lı yıllardan beri ilk defa bu boyutta bir kaçırılma olayı yaşandığını belirtti:
“16 Şubat’ta iş yerine gitmek üzereyken arkadan birisi kafasına çuval ya da kar maskesi gibi bir şey geçiriyor. Arkadan kelepçelenmiş kollarına girilip minibüs biçiminde dizayn edilmiş araca bindiriliyor. Gözleri kapalı bir buçuk iki saat yol gidiliyor.
“Sonra hiç merdiveni olmayan bir yere sokuluyor. Muhammed bu yerin ormana ve denize yakın, olduğunu martı ve vapur sesi duyduğunu söyledi. Bir hafta boyunca gözleri kapalı elleri kelepçeli kalıyor. Kendisi dışında orada bulunan altı kişi olduğunu, üçünün konuştuğunu, diğer üçünün işkence yaptığını anlattı.
Başında yasin suresi okumuşlar
“Kendisine akrabaları, iş arkadaşları ve tanımadığı isimler sorulmuş, aleyhlerinde ifade vermesi istiyorlar. İfade vermeyince, bilmiyorum deyince de ailesini ve kendisini öldürmekle tehdit ediyorlar.
“Küt bir cisimle vücudunun her yerine elektrik verildiğini anlattı. Yüksek voltajda verilen elektrik Muhammed’i her defasında bir buçuk iki metre savurmuş.
“Bir gün biri girip başında yasin okuyor ve sonra tamam götürebilirsiniz diyor. Muhammed’i alıp ormanlık alana götürüp kafasına silah dayayıp son isteğini sorup ‘son duanı et, dediklerimizi yapmadın diye bunlar oluyor’ diyorlar.
“Büyük abi ölmeni istemiyor” demişler
“Öldürmeye teşebbüs ettikleri anda da ‘Büyük abi ölmeni istemiyor, haber gönderdi, ona dua et’ deyip tekrar geri getiriyorlar.
“Günde iki öğün yemek ve düzenli meyve suyu veriliyor ve hiçbir şey yemese de meyve suyunu içmeye zorlanıyor. İçtikten sonra sersemlediğini söyledi. Kaçırıldığı yerde bir kağıdı imzalatmaya zorluyorlar.
Elini kurana bastırıp kağıt imzalatmışlar
“Biri gelip ‘Büyük abi gelecek’ diyor ve gözbağını hafifçe kaldırıp, kelepçesini çözüp bir elini kurana koydurup diğer eliyle bir kağıdı imzalatıyor. Muhammed o kağıtta ‘Terör örgütlerine karşı istihbarat yanında çalışacağıma namusum şerefim üzerine yemin ederim’ yazdığını söyledi.
“Videolarını çektik diye de tehdit edilmiş. Bir gün 'hadi kalk' deyip ayakkabılarını giydirip aynı şekilde araca bindiriliyor, bu sefer ki normal minibüsmüş. Bindirilirken cebine kimliğini ve bir miktar para koyuyorlar.
“Ailesini tanıyamayacak duruma gelmiş”
“Olaydan sonra bir arazide kendine geliyor ve kelepçe olmadığını görüyor. 15 dakika kadar sarhoş gibi yürüyor ve insanlarla karşılaşınca nerede olduğunu soruyor. Sultangazi’de olduğunu söylüyorlar. Daha sonra insanların yardımıyla Bağcılar dolmuşuna bindiriliyor.
“Bağcılar’da amaçsız dolaşırken kız kardeşi ve kuzeni görüyor. Yaşadığı travma sebebiyle ailesini tanıyamayacak duruma gelmiş, kız kardeşi ve kuzeni tarafından adeta yakalanarak eve götürülüyor.
Yoleri: Yalnız başına sokağa çıkamıyordu
Başvuru için İHD’ye gelen Abay’ın çok ürkek olduğunu kaydeden Yoleri, yalnız başına sokağa çıkamadığını söyledi.
Yoleri, 11 Mart’ta Abay’ın üç kuzeni ile birlikte evlerinin yanındaki parka gitmek için dışarı çıktıkları an hiçbir gerekçe gösterilmeksizin polislerce gözaltına alındıklarını, polislerin soy ismi Abay ile eşleşen kuzenini alıp diğer iki kuzenini serbest bıraktıklarını aktardı.
Emniyette “İki devlet var, burada güvendesin” demişler
Abay’ı Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyeti’nde ziyaret eden Yoleri, Abay’ın emniyette yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Muhammed TEM’de fiziki şiddet olmadığını ama gözaltına alındığı gün dördüncü katta bir odaya çıkarıldığını, burada sivil giyimli kişilerin kaçırılma olayına ilişkin konuştuklarını anlattı. Muhammed’e ‘Başına bir sürü şey geldi şu an burada güvendesin.
“İki devlet var. Burada güvenliğini sağlıyoruz diğerleri buradan çıktığın an seni kaçıracak ve öldürecekler’ demişler ve bazı kişiler hakkında yalan beyanda bulunmaya zorlanmış. Yalan beyanda bulunursa kendisini koruyacaklarını söylemişler.
“Videoları olduğunu ve ‘Nasılsa suçlayacak şeyler buluruz Bahçelievler’deki bombalı araçta parmak izin var deyip seni ömür boyu hapiste tutarız’ tehditleri yapılmış.” (TP)