Açlık grevinin 78. gününde olan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça hakkında, 20 yıla varan hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı.
Eğitimciler, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet” ve “terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor.
Gülmen ve Özakça savcılıktaki ifadesinde, kanun hükmünde kararname ile meslekten ihraç edilmelerinin haksız olduğu gerekçesiyle tepki olarak oturma eylemine başladıklarını, göreve dönme taleplerinin reddedilmesi nedeniyle eylemini açlık greviyle sürdürdüklerini söyledi, herhangi bir örgüte üye olmadıklarını, örgüt adına da protesto ve eylemde bulunmadıklarını belirtti.
TIKLAYIN - NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA TUTUKLANDI
Bugün açlık grevinin 78. gününde olan eğitimciler Gülmen ve Özakça, “tutuklanmamaları halinde adaletin işleyişine zarar verecekleri ve eylemlerin ceza süreleri dikkate alındığında adli kontrol koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı” gerekçesiyle 23 Mayıs’ta tutuklandı.
TIKLAYIN - AÇLIK GREVİNDE 70. GÜN: GÜLMEN VE ÖZAKÇA KİMDİR?
“Gezi benzeri kalkışma eylemi planladılar”
İddianamenin sonuç bölümündeki tespit şöyle:
“Şüphelilerin terör örgütünün talimatlarıyla eylemleri gerçekleştirmesi, eylemlerde terör örgütüyle özdeşleşen slogan atmaları, gözaltı işlemleri sırasında güvenlik güçlerine etkin direnmeleri nazara alındığında, söz konusu eylemlerin terör örgütü DHKP-C'nin inisiyatifiyle gerçekleştiği, bu eylemle terör örgütünün ve amacının propagandasının yapıldığı, gerçekleştirdikleri eylemler ve tespitlerden şüphelilerin DHKP-C içerisinde faaliyet yürüttükleri anlaşılmaktadır.”
İddianamede, açlık grevinin “ülke genelinde örgütün organizesinde yürütüldüğü”, eylemin “örgüte müzahir internet siteleri ve sosyal medyada sahiplenildiği” iddia edildi.
İddianamede, “eylemlerin devam etmesi halinde şüphelilerin durumunun kötüleşmesi ile devletin sorumlu tutulacağı” ve bu kapsamda kampanyalar yürütülerek Gezi direnişi benzeri “kalkışma eylemlerine dönüştürülmesinin planlandığı” ifade edildi.
Adli kontrol şartıyla bırakılmışlardı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunca, Gülmen ve Özakça hakkında hazırlanan iddianame, Gülmen ve Özakça hakkında daha önce açılan davanın bulunduğu Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine birleştirme talebiyle gönderildi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, iddianamede, “DHKP-C'nin ‘memur yapılanması’ olduğu belirtilen Devrimci Memur Hareketi (DMH) içerisinde faaliyet gösteren bazı kişilerin, OHAL uygulamaları kapsamında KHK ile görevden ihraç edilmeleri nedeniyle Kasım 2016'dan itibaren Ankara'da basın açıklaması ve oturma eylemleri gerçekleştirildikleri” belirtildi.
Soruşturma kapsamında Gülmen ve Özakça'nın, kolluk güçlerince takip edilmeye başlandığı ifade edilen iddianamede, “DHKP-C ile bağlantılarının belirlendiği” vurgulandı.
İddianamede, gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gülmen ve Özakça'nın, oturma eylemlerini açlık grevine dönüştürdükleri, haklarında “terör örgütü üyesi olmak” ve “örgütün propagandasını yapmak” suçundan dava açıldığı ifade edildi.
Savcılıktan “ölüm orucu” iddiası
İddianamede, Gülmen ve Özakça’nın eylemlerine “DHKP-C'nin desteğiyle aralıksız devam ettikleri” ileri sürüldü.
Ankara, Kültür Mahallesi'nde tuttukları evde eylemlerine “Ölüm Orucu Direniş Evi” adı altında sürdürecekleri yönünde Başsavcılığa bilgi verildiği aktarıldı.
Gülmen ve Özakça’ya savcılık ifadesinde de bu konu sorulmuş, onlar da “ölüm orucu dğeil, açlık grevi yaptıklarını” söylemişlerdi.
İddianame: Masum hak arama talebinden çıktı
İddianamede ayrıca, “açlık grevi eylemlerinin DHKP-C yapılanmalarınca organize edildiği ve masum hak arama talebinden çıkarak, örgütün eleman devşirme çalışmalarına dönüştüğü” iddia edildi.
Ayrıca eğitimcilerin “gözaltı işlemi uygulamaya çalışan güvenlik güçlerine direndikleri” ileri sürüldü. (AS)