Haberin İngilizcesi için tıklayın
Can Dündar, kendisinin de şüpheli olarak yer aldığı Cumhuriyet Gazetesi yönetici, yazar ve çalışanlarına yönelik iddianameyi #Özgürüz’deki yayınında değerlendirdi.
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Yasemin Baba ve Mehmet Akif Ekinci’nin hazırladığı iddianamedeki “şüpheli Can Dündar’ın gazetinin başına geçmesi ile birlikte gazetenin, kurucusu Yunus Nadi’nin yukarıda belirtilen amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu belirlenmiştir” iddianamesine cevap veren Dündar “Bir gazetenin yayın politikasından sana ne” dedi.
Dündar’ın açıklamaları şöyle:
“Buna verebileceğim tek cevap var: Sana ne.
“Bir savcı nasıl olur da bir gazetenin yayın politikasının nasıl olacağına karar verir? Bu nasıl bir faşizmdir? Nasıl bir diktatörlükte yaşıyoruz ki savcılar artık yayın politikalarının belirlenmesine karışıyorlar.
“Bu birkaç satır bile bulamazlar bu örgütlere yardımla ilgili. Bu savcıyı ilgilendirmemekle birlikte yapacakları her araştırmada Gülen örgütüyle ilgili en ufak bir destek satırı bulamayacakları gibi bu gazete tarihi boyunca bu örgütlenmenin ne tür tehlikeler içerdiğini uyaran bir gazete oldu. Bütün yazarlarıyla, bütün yöneticileriyle devlet içindeki bu yapılanmaya başından beri tavır alan bir gazeteyi şimdi o yapılanmanın bir parçası olmakla suçluyorlar. Pekiyi kanıtları var mı?
“Suç yapanın mı yazanın mı?”
“Savcı diyor ki ‘Cumhuriyet Gazetesi Cumhurbaşkanının teröre destek verdiği gibi bir imaj yarattı’ diyor. Ben mi doldurdum o silahları TIR’lara ve ben mi gönderdim? Burada suç bunu yapanın mı yoksa bunu yazanın mı? Kamuoyu bunu değerlendirecek ve mahkemede bunun hesabı verilecek.
“’Silahsa silah’ diyenlerden herhalde hesap sorulması lazım. Cumhurbaşkanının teröre destek verdiği bir iddia değil, görüntülerini de yayınladığımız, ortada kanıtları olan bütün dünyanın gözü önünde kanıtlanan bir gerçeklik. Kendisinin de reddetmediği bir gerçeklik. Bunu yazanı cezalandırarak yapanı masum ilan edemezsiniz. Bunun olamayacağını şimdiye kadar görmüş olmanız lazım.”
Ne olmuştu?
Bugün (4 Nisan) Cumhuriyet avukatlarına verilmeden Sabah Gazetesi'nde yayınlanan iddianamede 19 şüpheli için "örgüt üyeliği" ve "üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" iddiaları ile ceza istenmiş, gerekçe olarak gazetecilerin, haber kaynaklarının telefonlarında bulunan ByLock uygulaması ve gazetenin yayın politikası gösterilmişti. (EA)