Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Üniversitesi’nden Kanun Hükmünde Kararname ile akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı bugün Beyazıt Meydanı’nda eylem vardı.
Eylemi İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şubesi, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, İstanbul Tabip Odası, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği düzenledi.
İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere üniversite öğrencileri, Barış İçin Akademisyenler, sendika ve siyasi parti temsilcileri, taşeron işçilerin de aralarında olduğu yüzlerce insan katıldı.
İstanbul Üniversitesi ana kapı önündeki merdivenlerde yapılan açıklamada sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Ferman devletin üniversiteler bizimdir”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Teslim olmadık teslim olmayacağız” sloganları atıldı.
Eylemi düzenleyen kurumlar “K(eyfi) H(ukuksuz) K(ıyım)’lara son. Geri döneceğiz”, Barış İçin Akademisyenler “Terk etmiyoruz, barış istiyoruz”, İstanbul Üniversitesi Öğrencileri “Teslim olmayacağız” pankartları açtı.
Eylemde ihraç edilen akademisyenler yerine “Geçici olarak işinden uzaklaştırılanlar” ifadesi kullanıldı ve onlar adına Levent Dölek konuştu. Eyleme katılmayan ihraç edilen akademisyenlerden Zeynep Kıvılcım ve Sezai Temelli mesaj gönderdi. İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına Kübra Okumuş ile bir aylık uzaklaştırma kararı boyunca üniversite önünde eylem yapan öğrenci Buse Bayram, İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi adına Taner Gönen söz aldı. Eylemi düzenleyen kurumlar adına ortak açıklamayı Tahsin Yeşildere okudu.
29 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen 1262 akademisyenden 17’si İstanbul Üniversitesi’nden (İÜ). 17 akademisyenden 11’i Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi.
TIKLAYIN: "OHAL KALDIRILMALI, İHRAÇ EDİLENLER GÖREVE DÖNMELİ"
Dölek: Biz kazanacağız
Dölek, İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilenlere dair “Üniversitede haksızlıklara, usulsüzlüklere karşı gelen mücadele eden özgürlükleri en önde savunan insanlar hedef seçilmiş” dedi. İhraç edilenlerin özellikle iş güvencesizliğine, 50/D’ye karşı asistan mücadelesinin temsilcileri olduğunu belirtti.
“İş güvencesini akademik özgürlüğünün gereği olarak savunduk. İş güvenceniz yoksa özgür olamazsınız, gerçekleri söylemekten çekinebilirsiniz. İş güvenceniz varsa halka hizmet edersiniz, iş güvenceniz yoksa iktidarlara hizmetkar olmak zorundasınız. Biz iktidarlara hizmetkar olmadık.
“Devletin okullarında okuduk. Bu halkın parasıyla okuduk halkımıza karşı sorumluyuz. Bu sorumluluğu birilerinin istediği şeyleri söyleyerek değil, birilerinin hoşuna gitmese de gerçekleri her daim söyleyerek yerine getirmeye çalışıyoruz.”
“Biz kazanacağız. Bizim kazanmamız sadece bizim geri dönmemizle alakalı bir şey değil. Ülkemizin içine sürüklenmekte olduğu karanlıkla karşılaştırdığımızda atılmamız teferruat boyutunda. Bizim mücadelemiz yükselmekte olan istibdat rejimine karşı bu halkın vermekte olduğu özgürlük mücadelesinin parçasıdır. Herkes gücüne güvensin. Birlik olsun. Omuz omuza durmaya devam etsin. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın devrim ve sosyalizm.”
Kıvılcım: Direnmeyi öğrencilerimden öğrendim
Kıvılcım’ın eyleme gönderdiği mesajında şu ifadeler yer aldı:
“Bu ülkenin halklarından aldığım güçle barış sözünü hep daha yüksek sesle söylemeye devam edeceğim. Ben direnmeyi, muktedire boyun eğmemeyi İstanbul Üniversitesi’nde sevgili onurlu öğrencilerimden öğrendim. Asla teslim olmayacağım, asla boyun eğmeyeceğim.”
Temelli: Rüsva etmeğiz emeğimizi
Sezai Temelli de mesajında şöyle seslendi:
“Başımız dik ve onurluyuz. Öfkemiz büyük. Bize yapılandan değil, hepimize yapılandandır öfkemizin büyüklüğü. Gücümüz de büyük. Çokluğumuzdan dayanışmamızdan ve mücadele azmimizdendir büyüklüğü. Ahmet Arif’in dediği gibi; İçeride, dışarıda, derste, sırada, dayan kitap ile iş ile diş ile umut ile sevda ile… Dayanıyoruz. Rüsva etmeğiz emeğimizi.”
Okumuş: Hocalarımız her zaman öğrencilerin yanındaydı
İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına konuşan Kübra Okumuş ihraç edilen akademisyenler ile ilgili şöyle dedi:
“Üniversitelerde sermayeye, siyasal iktidarın ve güdümündeki rektörlüğün saldırılarına karşı her zaman bilimsel eğitimi demokratik kazanımları ve emeği savunduklarını, her zaman öğrencilerin yanında yer aldıklarını” söyledi.
Öğrenciler olarak akademisyenlerin, işten atılan taşeron işçilerin yanlarında olduklarını söyledi. Akademisyenlerin dönüşlerinin mücadele ile kazanılacağını belirterek konuşmasını “Gençlik biat etmedi etmez, üniversite teslim olmaz” sözleriyle sonlandırdı.
Bayram: Üniversiteleri terk etmemeli
Sticker yapıştırdığı için bir ay okuldan uzaklaştırılan ve bu sürede okul önünde her gün nöbet tutan öğrenci Buse Bayram, eylem boyunca her gün gözaltına alındıklarını anlattı.
“Üniversiteler yaşam alanlarımızın ötesinde mücadele alanlarımız, buraları terk etmemek gerekiyor, tek yol direniş” diye konuştu.
Gönen: Umutsuz değilim
Taner Gönen “İçine sokulduğumuz durum karşısında akademisyen olarak üzgünüm, kızgınım ama asla umutsuz değilim” dedi.
“Üniversitenin ilk kuruluşundan itibaren en önemli özelliği özerk olmasıdır. Şu anda Türkiye’de üniversitelerin getirdiği durum evrensel üniversite kuralına aykırı bir durum var.
“Türkiye’deki en eski hukuk fakültesinin olduğu İstanbul Üniversitesi’nde inanılmaz bir hukuk garabeti yaşanıyor. KHK sadece adı kanun olan bir uygulama. Kanunlar adalet için vardır. Bugün tamamen istibdat yönetimi faşist yönetim için kanunlar yapılmakta. KHK’lar toplumu hizaya getirmek için sopa olarak kullanılmakta. Kabul edilemez. Buna müsaade etmeyeceğiz.”
İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler: Eğitim Sen üyeleri: Deniz Morva, Barkın Asal, Hakan Ongan, Savaş Karabulut, Sezai Temelli, Taylan Eren Yenilmez, Erhan Keleşoğlu, Levent Dölek, Mehmet Cemil Ozansü, Zeynep Kıvılcım, Ertan Ersoy. Caner Akbaba, Eser Karakaş, Haydar Hoşgör, Mehmet Hasan Altan, Ufuk Dal." (BK)