Haberin İngilizcesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın altıncı celsesinin ilk duruşması bugün (10 Ekim) Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
35 sanıklı davanın duruşmasında tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer hazır bulundu.
Tutuksuz sanıklar eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Ercan Demir, Muhittin Zenit ve Hasan Durmuşoğlu ile Erhan Tuncel de duruşma salonunda yer aldı.
Ayrıca Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Ogün Samast, Yasin Hayal, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBiS aracılığıyla bulundukları cezaevlerinden duruşmaya katıldı.
Duruşmada, cinayet öncesinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan, cinayeti izleyen yıllarda terfi ettirilen ve yeniden yargılama başladığından beri “terörle mücadele gündemini” gerekçe göstererek duruşmalara katılmayan İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in savunması dinlendi, çapraz sorgusuna başlandı.
Engin Dinç'in savunması
Dinç savunmasında, 2006 Eylül'ünden itibaren Afyon'da görevli olduğunu belirterek “Ben görevimin gereklerini yerine getirdim” dedi.
Yasin Hayal'in McDonalds'ı bombaladığı için yakından takip ettiklerini belirten Dinç şöyle konuştu:
“Arkadaşlarımız Erhan Tuncel'i buldular. Tuncel'den gelen bilgiler üzerine daha fikir aşamasındayken yapmaması için telkinlerde bulunduk biz. Bilgiler üzerine 'Dink'in kamuoyundaki yeri, azınlık olmasını nedeniyle gelebilecek uluslararası tepkiyi düşünerek bunu yazıya çevireyim' dedim. Bu yazı İstihbarat Daire Başkanlığı'na gittiğinde 'hedef şahıs programına' alınması gerekirdi."
Dinç, Hayal ile ilgili olarak dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i dört kez aradığını, bu arama kayıtlarının İstihbarat Daire Başkanlığı sisteminde arama kayıtlarında çıkmadığını, daha sonra HTS raporlarında çıktığını söyledi.
“'Bu şahsı korumak lazım' dedim”
"Kendisi benim aramadığımı söylüyor ama Ben Ahmet İlhan Güler'i dört defa aradım. Kendisine 'Bu şahsı korumak lazım. Böyle bir grup var. Bunu hedef seçtiler' dedim."
Dinç cinayetten yedi ay önce valilik onayı ile Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü'ne ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü'ne atandığını, ardından da Eylül 2006'da Afyonkarahisar'a atamasının yapıldığını belirterek şunları söyledi:
"Ben o dönem görevimi yaptım. Raporu İstihbarat Daire Başkanlığı'na yolladık. Tuncel'e bu adamın peşinden ayrılma dedik. Daha şahıs düşünce aşamasındayken ilgili birimleri bildirdik. Bu suçlama şahsımı çok üzdü. Yedi ay sonra cinayet işlendi. 'Bunu kim işlemiş olabilir' diye düşündüm.
"Ahmet İlhan Güler'i aradım ulaşamadım. Ali Fuat Yılmazer'i aradım. Yasin Hayal grubunu takip edin. Zenit de bilebilir' dedim. Ogün Samast'ın ismini söylemedim ki. Savcı cinayeti bilip haber vermediğimizi söylüyor biz samimiyetimizle cinayetin aydınlanması için çalışıyoruz.”
“Trabzon'da olsaydım cinayeti önlerdim”
İstihbarat Şube'den atananana kadar görevini yerine getirdiğini, Tuncel ile ilgili “bir yıl yatar, bir bilgi verir, hepimiz kurtuluruz” dediğini belirten, şunları söyledi:
“O dönemde Trabzon'da kalsaydık [cinayeti] önlerdik. Ben görevdeyken eylem daha düşünce aşamasındaydı. Ne silah bulunmuş, ne atış talimi yapılmıştı. Bu bizden sonraki arkadaşların düşünmesi gereken bir konu. Paralel devlet yapılanması gibi yapıların güçlenmesi için görevden alındığımı. düşünüyorum. Görevimden alınana kadar üzerime düşeni yaptım.”
Dinç kayıp F4 raporlarına ilişkin olarak da İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde görüntü, ses uzmanı, analizcilerden oluşan ekip oluşturduklarını söyleyerek, "Bütün kitapları okudular, araştırma yaptılar konuyla ilgili. 2007'de bizim sakladığımız iddia edilen F4 raporunu buldular. Dosyada bulunan evrakı tekrar verdik. Varolan bir raporu saklamak mümkün mü" dedi.
Sorgu
Savunmanın ardından Dinç'in çapraz sorgusuna geçildi. Çapraz sorgu öncesinde mahkeme heyetinin Dinç'in önceki ifadelerini okumasına sanıklardan Ercan Demir'in avukatı İsmail Emre Telci itiraz etti.
İsmail Emre Telci: Bunları soru olarak somanız gerekmez miydi? Hatırlatıyor gibisiniz. Çapraz sorgu bu yüzden var. Mahkeme Başkanı: Önceden verdiği ifadeler okunması gerekiyor ya ondan. İp ucu veriyor gibi mi değerlendiriyorsunuz? Zaten dosyada olan şeyler. Ben önceki ifadeyi hatırlattım. Sonraki aşamada çapraz sorguya geçeceğiz. |
“Ses getirecek eylem” yazısı
Hakim, Tuncel'in, Yasin Hayal'in Dink'i kesinlikle öldüreceği yönündeki istihbaratı "Ses getirecek eylem” olarak raporlaştırılması iddiasını Dinç'e sordu. Özkan Mumcu'nun savunmasında yazının son halinin Dinç tarafından şekillendiğini söylediğini hatırlattı.
Dinç şu cevabı verdi:
“İstihbarat Şube Müdürü gidip yazıyı yazmaz. Her paraf atan imzasından sorumludur. Benim değiştirdiğimi kabul etmiyorsa imza atmaz. Bazı yerleri düzelttiğimi hatırlıyorum. Son paragrafta birkaç değişiklik yaptığımız doğru. Böyle bir şeyi çıkarmam mümkün değil. Yazı öldürülecek diye gelmedi. Buradan öldürülecek tabirini çıkarsaydık orijinal F4 raporunda da görülebilirdi.”
Dink'in avukatı da aynı konuyla ilgili “Bu ifadeden öldürüleceği bilgisi bal gibi anlaşılıyor” dedi.
Tuncel ile görüşme
Erhan Tuncel ile görüşmesinin de bir kere olduğu ve sorunların çözümü için olduğunu belirten Dinç, görüşmeyi de kendisinin ayarlamadığını söyledi.
Hayal'in takibi
"Yasin Hayal'i takip ettiniz mi" sorusu üzerine Dinç, "Fiziki takip yapıldı. Arkadaşları daha sık takip edilecek diye uyardım. Telefonları dinleniyordu. Bir insanı 7 gün 24 saat takip etmeniz mümkün değil zaten" dedi.
Duruşma öğle arasından sonra çapraz sorguyla devam etti.
TIKLAYIN - DİNK CİNAYETİ SANIĞI ENGİN DİNÇ NEDEN GÖREVDEN ALINMADI?
Engin Dinç hakkında
İstihbarat Daire Başkanı. 26 Ağustos 2004 -19 Eylül 2006 döneminde Trabzon İstihbarat Şube Müdürüydü.
Trabzon’da TAYAD’lılara [Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği] linç girişimi, Mc Donald’s bombalanması ve Rahip Santoro’nun öldürülmesi, McDonald’s bombalanması faillerinden Erhan Tuncel’in soruşturma dışı tutulması ve muhbir yapılması bu dönemde yaşandı.
Trabzon'a Emniyet müdürü olarak atanan Reşat Altay’ın kendi kadrosuyla çalışmak istemesi üzerine, Dink’in katlinden yedi ay önce valilik onayıyla Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü’ne alındı. Eylül 2006’da da istihbarat şube müdürü olarak Afyon’a atandı, yerine Faruk Sarı geldi.
19 Ocak 2007’de Hrant Dink katledildiğinde Afyon’a görevliydi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda Hrant Dink Cinayeti kapsamında 28 Şubat 2008’de dinlendi.
Polis Baş müfettişi olarak 30 Nisan 2013’te Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına getirildi. Özel kalem müdürü olarak da Muhittin Zenit atandı.
Hrant Dink cinayeti davasında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl 6'şar aydan 22'şer yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz olarak yargılanıyor. Yeniden yargılama başladığından bu yana "terörle mücadele gündemi" gerekçesiyle duruşmalara katılmamıştı. (EA)