Haberin Kürtçesi için tıklayın
Hasan Gülünay’ın 24 yıl önce gözaltında kaybedilmesiyle ilgili eşi Birsen Gülünay’ın başvurusunda Anayasa Mahkemesi karar verdi.
Mahkeme, “yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmetti.
TIKLAYIN - “BEN, HASAN GÜLÜNAY, BENİ GÖZALTINDA KAYBETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Birsen Gülünay, eşinin İstanbul, Gayrettepe’de gözaltına alınmasının ardından kaybedilmesiyle ilgili soruşturmanın etkili olarak yürütülmemesi ve zamanaşımına uğraması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini belirterek 8 Nisan 2013’te Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
TIKLAYIN - "BABAMI ARAMAKTAN VAZGEÇMEM"
Emniyet ve Meclis’e başvurdu
Haşan Gülünay 20 Temmuz 1992’de, 32 yaşındayken, İstanbul'daki evinden işe gitmek üzere ayrıldı. Kendisinden haber alınamadı.
Birsen Gülünay, eşinin gözaltında kaybedildiğini söyleyerek 14 Ekim 1992’de Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna başvurdu.
Başvuru dilekçesinde, 22 Temmuz 1992’de eşinin iş yerini arayan bir kişinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinden aradığını, Hasan Gülünay’ın gözaltına alındığını söylediği belirtti.
Bu telefonunu ardından Birsen Gülünay, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığına başvurdu. DGM Başsavcılığı Emniyet Müdürlüğünü arayarak gözaltında bu isimde birinin bulunup bulunmadığını sordu. Emniyetteki görevliden, “Hasan Gülünay’ın halen arandığı” cevabı geldi.
Ayrıca kendisi de gözaltından serbest bırakılan Erol Çam, Emniyet’te gördüğü kişinin eşkalinin Hasan Gülünay’a uyduğunu anlattı.
Emniyet: Gözaltına almadık, arıyoruz
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Meclis komisyonunun talebi üzerine valiliğe, 23 Ağustos 1994’te şu yazıyı yazdı:
“...Haşan Gülünayın 1992 yılında Artvin ilinde güvenlik kuvvetleri ile giriştiği silahlı çatışma sonucu ölü olarak ele geçirilen Ali Ekber Atmaca isimli şahsın üzerinde kimliğinin çıkması neticesi kayıtlarımıza geçtiği…
“18.07.1992 tarihinde Müdürlüğümüzce başlatılan TKP/ML-TİKKO adlı illegal örgüt operasyonu sırasında Mehmet Murat Yıldırım, Yülcsel Özdemir, Haşan Bozkurt, Selahattin Akcan ve Yaşagül Polat isimli şahıslar yakalanmışlar, verdikleri ifadelerinde Haşan Gülünay’ın ilimizde birçok öldürme, silahlı soygun, güvenlik kuvvetleri ile silahlı çatışmaya girmek, karakol taranması gibi eylemlere katıldığını beyan etmişler…”
“Haşan Gülünay Müdürlüğümüzce aranmaya başlanmıştır ve bu zamana kadar yakalanması mümkün olmamıştır.”
Kocadağ’ın kendisi “yok” imzası var
Yazıda ayrıca, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Komiser Hüseyin Kocadağ isimli bir görevlinin bulunmadığı da iddia edildi.
Ancak Valiliğe gönderilen bu yazıda Emniyet Müdür Yardımcısı unvanıyla Hüseyin Kocadağ’ın imzası yer aldı.
Savcı: Gözaltında kaybedilmiş olsa bile zamanaşımına uğradı
Birsen Gülünay, 29 Mayıs 2009’da Ergenekon soruşturması kapsamında eşinin kaybedilmesinin değerlendirilmesi için savcılığa başvurdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Temmuz 2009 tarihinde, ile 15 yıllık soruşturma zamanaşımı süresi dolduğundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.
Takipsizlik kararında, Gülünay’ın gözaltında öldürülmüş olsa bile zamanaşımı süresinin dolduğu belirtildi.
Ayhan Çarkın’a sorulsun talebi
Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Hasan Gülünay’ın öldürülmediği kanıtlanmadığı için zamanaşımı dolmadığından” takipsizlik kararını kaldırdı.
Gülünay’ın avukatı, Hasan Gülünay’ı nezarette görenlerin tanıklığına başvurulmasını ve eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın bilgisine başvurulmasını talep etti.
Mahkeme: İnsanlığa karşı suç değil
Ancak savcılık, 31 Ekim 2012’de cinayet suçunun da zamanaşımının dolduğunu belirterek “gözaltında öldürülmüş olsa bile” diyerek takipsizlik kararı verdi.
Bu karara yapılan itiraz, “suçun insanlığa karşı suçlardan değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildi. Bu sebeple Anayasa Mahkemesine başvuru yapıldı.
Paksüt: Kuru tespit olmaz, tazminat da verilmeli
Anayasa Mahkemesi’nin 21 Nisan tarihli ve bugün Resmi Gazetede yayınlanan kararında, “yaşam hakkının değil yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmedildi.
Birsen Gülünay tazminat talebinde bulunmadığı için tazminata hükmetmemeye oyçokluğuyla karra verildi ancak Hakim Osman Paksüt, buna itiraz etti.
Paksüt, karara şu itirazda bulundu:
“Yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine Mahkememizce karar verilmiştir. Yaşam hakkı gibi en temel bir hakkın usulü açıdan ihlal edilmesinde kuru kuruya bir ihlal tespiti, başvurucunun çektiği elem ve ızdırabı azaltmada tek başına yeterli olmayacaktır. Zamanaşımı nedeniyle tekrar soruşturma açılması yolunun da kapalı olduğunu düşünürsek, başvurucu lehine giderim olarak tazminata hükmedilmesi gerekirdi. Bu nedenle, tazminat talebini kabul etmeyen çoğunluk kararma katılmıyorum.”
Birsen Gülünay’a sadece yaklaşık 2 bin TL2lik yargılama gideri ödenecek. (AS)