Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Hapishanede dışarıyla tek bağlantısı olan radyoya el konulmasını Anayasa Mahkemesine taşıyan Mehmet Reşit Arslan’ın başvurusu sonuçlandı.
Mahkeme bugün Resmi Gazete’de yayınlanan kararında, Arslan’ın ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine hükmetti.
Hakim üye Engin Yıldırım ise bu karara karşıoy kullandı ve “Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini” ifade etti.
Gerekçe: Uzun dalgalı olması
Arslan’a, kapatılan İstanbul 3. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 6 Mart 2000 tarihli kararıyla, “devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçundan 36 yıl ağır hapis cezası verildi.
Kırıkkale Cezaevindeki odasında bulunan radyosuna, 25 Ocak 2013’te el konuldu. Arslan radyoyu beş yıl önce kurum kantininden satın aldığını söyledi.
Cezaevi idaresi Arslan’a, “radyonun uzun dalgalı olması nedeniyle el konulduğunu” belirtti.
Arslan bunun üzerine radyonun uzun dalgasının iptal edilerek kendisine iade edilmesi talebiyle Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine başvurdu.
Mahkeme: Cep telefonu özelliği var mı?
Kırıkkale İnfaz Hâkimliği, 21 Şubat 2013 tarihli şu kararı ile talebi reddetti:
"...uzun dalgalı radyonun, bilirkişi incelemesi yaptırılarak hükümlüye verilmesi gerekir ise de, uzun dalgalı radyonun kameralı, mp3 çalar, ses ve video kaydı yapma özelliği ile hafıza kartı takma özelliği, fotoğraf çekimi yapma özelliği, cep telefonu özelliğinin olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması durumunda uzun dalgalı radyonun bozulma ihtimali olduğu, bilirkişiye ödenecek ücretin de, radyonun değerinden fazla olması nedeniyle…”
Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi de itirazı reddetti.
“Radyoyu beş yıldır kullanıyordum”
Arslan 22 Nisan 2013’te Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvurusunda şu gerekçeleri öne sürdü:
“Kırıkkale F tipi Ceza İnfaz Kurumu idaresince çeşitli eşyaların bulundurulmasının keyfi olarak yasaklandığı, odalarda sık sık arama yapılarak tüm eşyalarının dağıtıldığını ve bu aramalar sonucu infaz kurumu kantininden temin edilen çeşitli eşyalarına el konulduğu, en son beş yıldır kullandığı radyoya el konulduğu, başvurularına rağmen radyonun geri verilmediği, radyosuna el konulması nedeniyle mülkiyet, eğitim, adil yargılanma ve haber alma hakkı ve özgürlüklerinin ihlal edildiği…”
“Cezaevinin kaçınılmaz sonucu”
Anayasa Mahkemesi kararında, Arslan’ın uzun dalgalı radyoya sahip olmasının, haberlere ulaşma ve bilgi edinme kapsamında olduğuna dair bir tereddüt bulunmadığını ancak bu hakka sınırlama getirilebileceğini ifade etti:
“Cezaevinde bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi cezaevinde güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda, mahkûmların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir.”
Mahkeme bu gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verdi. (AS)