Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
“Şu an tek hayalim, ışıklar kapalıyken uyumak. Sonra da güneşışığını görmek, açık havaya çıkmak. Ama bunlar ikinci planda. Temel derdim ışıklandırma. Bu ışık çok fazla. Bıktım.”
Bir yıldır havalimanında kapalı alanda tutulan Fadi Mansour, bir yıldır açık havaya çıkmadı, günışığı görmedi ve ışıkların sürekli açık olduğu penceresiz bir odada uyumak zorunda. Bir yıldır sandviçle besleniyor. Arapça konuştuğu videoda, “Bıktım” diyor.
Fadi Mansour, 27 yaşında, Suriye’de hukuk fakültesinde dördüncü sınıf öğrencisiydi. Askere gitmek istemedi, vicdani retçi olunca ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.
Son bir yılını Atatürk Havalimanı “Sorunlu Yolcular Odası”nda geçirdi.
Artık Suriye’ye dönmek ona çok da kötü gelmiyor: “Suriye’de en azından bir kez ölüyorsun ve bitiyor, burada her gün ölmekten iyidir.”
Yatağı da yok mahremiyeti de
Avukatı Aysu Kapaklıkaya’nın bianet’e verdiği bilgiye göre, Türkiye’ye sahte pasaportla girmeye çalışmakla suçlanıyor.
Sınırdışı edilme tehlikesi var, buna karşı açılan dava ise hala sürüyor.
Davanın sonucu beklenirken, Mansour da havalimanında yaşamaya çalışıyor. Diğer “Sorunlu Yolcular” ile birlikte. Kaldığı yerde hiçbir mahremiyeti yok, diğer 30-40 yolcuyla paylaşıyor. Tabii kaldığı yerde yatak da yok. Bir yıldır koltuklarda yatıyor.
15 Mart 2015’ten beri havalimanında.
“Sandviç yemekten bıktım”
Kapalıkaya, Mansour’un arada bir havalimanı içerisindeki alışveriş mekanlarında dolaşmasına izin verildiğini, zaman zaman da kısıtlama getirilerek tek odaya hapsedildiğini anlattı. Avukatının da “Sorunlu Yolcular Odası”na geçmesine izin verilmiyor.
"Hatta bir keresinde aynı odada tutulduğu başka bir yolcu tarafından saldırıya uğradı, hastaneye götürüldü. Bu olayın ardından da havalimanı içerisinde dolaşmasına kısıtlamalar başladı."
Aysu Kapaklıkaya Mansour’un kapalı alanda bekletilmesinden çok rahatsız olduğunu anlattı, “Çok uzun zaman oldu” dedi.
Fiziki koşulları çok zorlayıcı, açık havaya bir yıldır hiç çıkamadığı gibi Mansour “Bize burada sadece sandviç veriyorlar, sandviç yemekten de bıktım” diyordu. Şimdi havalimanında çıkan yemekten de yiyebiliyor.
Yetkililerden cevap yok
Mansour ile Göç İdaresi yetkilileri ilgileniyor ancak avukatı Kapaklıkaya, “Nasılsa yakında sınırdışı edilecek, geri göndereceğiz diye düşündüklerinden çok kibar davranmadıklarını tahmin edersiniz" diyor.
“Psikolojik durumu iyi değildi. Kendisine kaba davranılmasından şikayetçi.”
"Sandviç gibi yiyecekler dışındaki ihtiyaçlarını ise kendi karşılamak zorunda ve havalimanı çok pahalı."
Yanında bulunan bir miktar parasının da bitmiş olacağı düşünülüyor.
Avukat Kapaklıkaya, “Yargı süreci çok yavaş ilerledi” diyor.
Atatürk Havalimanı Mülki İdaresi ve Göç İdaresi’nin Suriye masasından görüştüğümüz yetkililer ise konuyla ilgili bilgi veremeyeceklerini, konuşmayacaklarını söylediler.
Lübnan ve Malezya geri gönderdi
Başka bir ülkeye gitmek istemiyor mu?
İstiyor. Ama gittiği iki ülke de onu, “evrakları eksik olduğu” gerekçesiyle Türkiye’ye, yani Atatürk Havalimanına geri gönderdi.
Mansour önce Ağustos 2012'de askerlik yapmamak için Suriye'den ayrıldı ve Lübnan'a gitti.
Lübnan'da yerel bir grup tarafından fidye için kaçırılıp rehin alındı. Kurtulunca, 2014'te Lübnan'dan Türkiye'ye geldi.
Türkiye'de bir ay kaldıktan sonra Malezya'ya gitti. Malezya'ya girişi de “sahte kimlik bilgileri kullandığı” iddiasıyla reddedildi. Mart 2015'te Türkiye'ye geri gönderildi.
Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık sekiz ay tutuldu. “Gözaltında” tutulan başka bir kişinin saldırısına uğrayıp yaralanmasının ardından Lübnan'a gönderilmeyi talep etti.
20 Kasım'da Lübnan'a hareket etti ancak ülkeye girişi reddedildi ve 21 Kasım'da tekrar İstanbul'a gönderildi. O tarihten beri havalimanında tutuluyor. (AS)