Berkin Elvan hakkında sosyal medyada “Lanet olsun öldürülen çocukları terörist belleyenlere” mesajını paylaştığı memuriyetten men edilen öğretmen Hatice Dağlı’nın işe iade edilmesi için imza kampanyası başlatıldı.
Daha önce örgüt propagandası yapmak suçlamasıyla yargılanan ve beraat eden ve mesleğe iade edilen Hatice Dağlı, buna karşın bir kez daha “yüz kızartıcı suç işlediği” gerekçesiyle memuriyetten men edildi.
Beraat etmişti
Diken’de yer alan habere göre, Dağlı 6 Mayıs 2015 tarihinde Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘örgüt propagandası yapmak’tan yargılandığı davadan beraat etti.
Ancak buna rağmen mahkeme kararından hemen sonra değil, okulların tatil olduğu 2 Temmuz tarihinde göreve iade edildi.
Dağlı, idari soruşturma kapsamında eylül ayında Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Yüksek Disiplin Kurulu’na ifade verdi.
Kurul, ekim ayında yaptığı toplantıda “yüz kızartıcı suç işlemek” ve “örgüt üyeliği”yle suçladığı Dağlı hakkında “memurluktan men edilmesi” kararı verdi.
“Öğrencilere de aşılama yapmayasın”
Dağlı, Fırat Haber Ajansı’na (ANF) yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“Bu kararı verirken neden mahkeme kararını tanımıyorsunuz diye sordum. Bana, senin olayın ‘yüz kızartıcı’, öğrencilere de bu şekilde bir aşılama yapmayasın dediler.
“Berkin Elvan’ı savunan kişiler ‘terör örgütüne’ üye kişilermiş, bende savunduğum için ‘terör örgütü’ üyesiymişim. Ben Berkin’e bir insan, bir çocuk bakış açısıyla yaklaştım. Ülkede milyonlarca kişi de benim gibi yaklaştı.
“Terörist ve ateist ilan edildim”
Dağlı 1 Aralık'ta kamuoyu ile paylaştığı mesajında özetle şunları söyledi:
“Merhabalar. Benim aylardır içimde biriktirdiğim, sessiz çığlıklarım var, duyulmayan. Yarın benim için, hayatımın en iğrenç bir günü olacak. Yıllardır hayali ile büyüdüğüm öğretmenlik mesleğimin son günü.
“Memurluktan tamamıyla men edildim. Bir daha hayatım boyunca bırakın öğretmen olmayı, hiç bir şekilde memur olamayacağım.
“Toplum ve devlet tarafından 'terörist' ve 'ateist' ilan edildim. Gerekçe ise, 31 Mart 2015 tarihinde facebook hesabımda yapmış olduğum bir kaç yorum oldu.
“İlahiyat mezunuyum”
“Ben İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldum. İmam hatip lisesini de Eyüp Anadolu İHL'de okudum. 24 yaşındayım. İstanbul doğumlu Karadeniz'li bir ailenin ilk çocuğuyum.
“Çocukluğumdan bu yana, ufacık dahi olsa huzurlu, sakin, düzenli bir yaşamım olmadı. Hep bir şeyleri sorgulamak, eleştirmek, araştırmak, okumak, izlemekle geçti yaşamım.
“Dini boyutta almış olduğum eğitim ise, kendi iç dünyamda sorguladığım sorularıma bir nevi cevap bulabilmek içindi. Uydurulmuş olan bir din yerine, indirilmiş bir dini araştırmaktı hedefim.
“Nerede ifade özgürlüğüm?”
“Fakat ne yetiştiğim çevre, ne okulum, ne arkadaşlarım, benim bu sürecimi anlamadılar. Hepsinde bir etiketleme yarışı vardı. İçlerinde bir kin ve nefret duygusu oluştuğunun farkındaydım. Fakat nereden bilebilirdim ki bu nefretin benim yıllardır emek verdiğim eğitim hayatıma bir anda son verebilecek kadar olduğunu!
“Bu kadar basit miydi bir insanın hayatı ile oynamak? Ekmeği ile oynamak? Hayalleri ile oynamak? Geleceği ile oynamak? Bir facebook paylaşımının yaptırımı bu muydu?
“Hani nerede benim ifade ve düşünce özgürlüğüm? Hani nerede hakkımda verilen beraat kararının MEB tarafından değerlendirilmeye tabi tutulması?
“Bundan sonra ne olacak bilmiyorum”
“İnsanları öldürenler, tacizciler, hırsızlar, çıkarcılar, cezaevlerine girip çıktıklarında yine tekrardan öğretmen olabilenler halen çalışırken, neden ben bir paylaşım yüzünden 16 yıllık emeğim bir çırpıda yok ediliyor?
“Artık idari mahkeme sürecim başlayacak. Ve bir umut. Belki iade edilirim. Belki edilmem. Korkmayın. Benim halimi hatırımı sordunuz diye kimse size ceza vermez.
“Her neyse. Bundan sonra ben ne yapacağım? En acı soru... Ben de bilmiyorum. Nasıl yaşayacağım, onu da bilmiyorum. Bir anda ekmeğimi zorla elimden aldılar. Bir şeyler yapın! Duyurun sesimi. Bu kadarı fazla! Ben kötü bir insan değilim! Bu cezayı hak edecek kötü bir öğretmen hiç değilim!” (EKN)
Hatice Dağlı’nın mesajının tamamını okumak ve kampanyaya katılmak için tıklayın
Ne olmuştu? |
Berkin Elvan 14 yaşındayken, 16 Haziran 2013'te saat 08:00 sıralarında Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Eren Sokak'ta başından gaz kapsülüyle vuruldu. 269 gün komada kalan, bu sırada 15 yaşına basan Berkin, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma halen sürüyor, henüz hiçbir polise suçlama yöneltilmedi, failler bile belirlenmedi. Soruşturma dört savcı değiştirdi. 7 Nisan 2014'te dosyaya giren görüntülerde Elvan'a iki zet'çi (gaz fişeği silahı) polisin ateş ettiği, polisleri iki amirin yönettiği, bir polisin silaha gaz fişeği koyduğu tespit edildi. Ancak o tarihten bu yana Emniyet Müdürlüğü savcılığın yazılarına cevap vermediğinden polislerin kimlikleri belirlenemedi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Mart 2014'te de Berkin Elvan'ı hangi polisin gaz tüfeğiyle vurduğunu araştıran savcıya olay tarihinde görevli olan 1065 çevik kuvvet polisinin adını verdi. Bu rakamdan, olay yerinde görevli olanların sayısı ise 275. Emniyet, Elvan'ın 275 polisten birinin vurduğunu belirtti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, savcılığın istediği isim listesini de Ekim 2014'te verdiği cevapla, bazı polislerin ilişkisinin kesildiğini gerekçe göstererek eksik gönderdi. |