Cumartesi Anneleri/İnsanları, bugün Galatasaray Meydanı’nda 542. kez toplandı ve 18 Temmuz 1993’te 19 yaşında kaybedilen Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe’yle birlikte, polisin geçen hafta öldürdüğü çocuklar Orhan Aslan ve Emrah Aydemir’i andı.
“Faili belli cinayet”
Eylemde söz alanFethat Tepe’nin babası İshak Tepe şunları söyledi:
“20 yıldır bu alanda faili meçhul cinayet işlenen bu ülkenin evlatlarını anıyoruz. Bu çocuklar sadece biz ana babaların çocukları değil, sizin çocuklarınız, bu halkın çocuklarıdırlar. Bu üzüntü hepimize aittir. Ülkede dökülen tüm kanlar, o günden bugüne kadar, bu halkın kanıdır. Bu kanı durdurmak ancak bize düşer, bu halka düşer.”
“22 yıl önce Ferhat’ımızı faili meçhul, faili belli bir cinayetten kaybettik. O gün de söyledik, bugün de söylüyoruz. O zaman da insanlık onuru için, insanlık hakları için, her insanın, her toplumun doğal ve yaradılıştan olan haklarıyla yaşamak için mücadele ettik, oğlum bu uğurda mücadele verdi. Genç bir basın mensubuydu ve caniler tarafından, devletin sistemi tarafından katledildi.”
“Onlar yargılanmadı, ben cezalandırıldım”
İshak Tepe, oğlunu ararken kendisinin cezalandırıldığını söyledi:
“Evladımızın katillerini ararken, televizyonda devletin katil ve cani olduğunu söylemiştim ve yargılandım, hem de devlet güvenlik mahkemelerinde. Bana bir yıl ceza verildi. Oğlumun katilleri yargılanmadı, ceza görmedi, ben ceza aldım.”
“Adaletsizlikle geçen 22 yıl”
Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe de “Oğlum Ferhat 28 Temmuz 1993 günü evimizin önünden kaçırıldı. Kaçırıldığında henüz 19 yaşındaydı. 8 Ağustos 1993 günü cenazesi Hazal Gölü’nde bulundu. Oğlum genç bir gazeteciydi, Özgür Gündem muhabiriydi” dedi.
“O günden bugüne tam 22 yıl geçti. Hukuksuzlukla, adaletsizlikle geçen 22 yıl. Ve o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Ne oğlumu kaçırıp katledenler hakkında bir soruşturma açıldı ne de bizim açtığımız davalar sonuçlandı. 22 yılın sonunda ise davamızın zaman aşımına uğradığını savcının bize gönderdiği yazı ile öğrendik. Yapılan itirazımız da reddedildi.”
“22 yıldır değişen hiçbir şey olmadı. Roboski’de, Diyarbakır’da, Kobani’de, Suruç’ta, Ağrı’da ve en son Diyadin’de iki çocuk öldürüldü. Katiller dün olduğu gibi bugün de iş başında.”
Özgür Gündem gazetesi adına konuşan Davut Uçar da “Onlar aydınlık bir gelecek için yola çıktılar, gelecek karanlıkta kalmayacak dediler ve bedenleriyle geleceğimizi, yarınlarımızı aydınlattılar. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.
Avukatı ve kuzeni de öldürüldü
Cumartesi insanlarından Zîn Demir bu haftaki basın açıklamasını okudu:
“19 yaşındaki Ferhat Tepe Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiriydi. 90’ların karanlığında işlenen ağır insanlık suçlarını haberleriyle kamuoyuna taşıyordu.
28 Temmuz 1993’te Bitlis şehir merkezinde sivil polis olarak bilinen, silahlı telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Ferhat’ı kaçıran otomobilden biri, daha sonra bölgedeki karakolun önünde görüldü.
Ferhat Tepe’nin kaçırılmasının ardından birisi telefonda DEP Şube Başkanı İshak Tepe’den oğlunun hayatına karşılık DEP il örgütünü kapatmasını istedi. İshak Tepe’nin sesin, Tatvan 6. Zırhlı Tugay komutanı General Korkmaz Tağma’ya ait olduğunu açıkladı.
İshak Tepe Bitlis Asayiş Şube Başkanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve OHAL Valisi’ne başvurdu, sonuç alamadı.
Gözaltına alındığı inkâr edilen Ferhat Tepe’ın ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimseler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
Ailenin avukatlığını üstlenen İHD temsilcisi Şevket Epözdemir tüm tehditlere rağmen davadan vazgeçmeyince kaçırılarak katledildi.
Baba İshak Tepe kamuoyuna yaptığı açıklamalar nedeniyle ‘güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme’ suçundan bir yıl hapse mahkûm oldu. ‘Ferhat’ın kalemi yerde kalmasın’ diye gazeteciliğe başlayan kuzeni Seyfettin Tepe gözaltında işkence ile öldürüldü.
Ferhat Tepe’yi Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık vardı ama soruşturmadan hiçbir sonuç elde edilemedi.” (EÖ/AS)