Mardin’in Derik ilçesinde 13 köylünün öldürülmesinden yargılanan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla terfi ederek tümgeneral oldu. Çitil, 11 Ekim 2012'de açılan davada 21 Mayıs 2014 günü karar duruşmasında beraat etti; aileler kararı Yargıtay'a taşıdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şube Başkanı, avukat Erdal Kuzu bianet’e yaptığı açıklamada, beraatla ilgili, “Devletin başından beri koruduğu bir sanıktı, buna uygun bir karar verildi. Kürtlere karşı işlenen insanlık suçları devlet tarafından meşru görülüyor, bu da bunu teyit eden bir karar oldu” demişti.
Derik ilçesinde 1993-94 yılları arasında Derik Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı dönemde 13 kişinin öldürülmesiyle ilgili yargılanan Çitil, Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada yaptığı savunmasında, “yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmediğini, görev yaptığı o dönemde yasalar çerçevesinde hareket ettiğini” söylemişti.
İHD Mardin Şubesi’nin raporuna göre, Mardin’de 1993-1996 arasında 52 kişi gözaltında kaybedildi.
Derik davası
Mardin’in Derik ilçesinde 1993-94 yılları arasında faili meçhul cinayete kurban giden 13 köylüyle ilgili dönemin Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil hakkında dava açıldı.
Öldürülen köylülerin isimleri: Seydoş Çeviren, Yusuf Çeviren, Abide Çeviren, Ahmet Çeviren, Ramazan Çeviren, Mehmet Nejat Arıs, Piro Ay, Vejdin Avcıl, Mehmet Erek, Ramazan Erek, Ahmet Erek, Mustafa Aydin, Mehmet Faysal Ötün.
Çitil hakkında 13 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İddianamede, Çitil'in öldürülen köylüler ile ilgili "terörist" diye tutanak tuttuğu belirtildi.
Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava daha sonra Adalet Bakanlığı'nın talebi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin onayı ile “güvenlik gerekçesiyle” Çorum'a taşındı.
Davanın ilk duruşması, 11 Ekim 2012’de Mardin'de görüldü. Çitil mahkeme karşısına ilk kez üçüncü duruşmada, 1 Temmuz’da çıktı.
Savunmasında, “Yasaların bize verdiği yetki çerçevesinde, insan haklarına saygılı şekilde görev yaptık. Kanun ve konuların dışındaki hiçbir eylem ve fiili çalışmanın içerisinde olmadık” dedi.
Derik Savcılığı’nın yürüttüğü faili meçhuller soruşturması kapsamında ilçede iki ayrı yerde toplu mezar kazısı yapıldı. 17 Şubat 2012’de Dargeçit Bağözü Köyü’ndeki kazıda bir kuyunun içinde yanmış insan kafası ve bazı kemikler bulundu. Adli Tıp Kurumu’un raporuna göre, bulunan kemiklerinden biri gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’a aitti.
Çitil, 21 Mayıs 2014’teki karar duruşmasında beraat etti. Ailelerin avukatları davayı Yargıtay’a taşıdı.
İşkencede sesinden tanıdı |
Derik davasına müdahil olan İbrahim Dölek 24 Şubat 2014'teki duruşmada tanık olarak ifade verdi. Dölek, Çitil'in 1993 yılında kendisini tehdit ederek, işkence yaptığını anlattı: "Arkadaşlarımla Köseveli köyüne taziye ziyaretine gidiyorduk, köy girişinde aracımız jandarma tarafından durduruldu. Kimlik kontrolü yapıldıktan sonra üstümüz arandı. 3-4 saat sonra 10'a yakın askeri araç köyün etrafını sardı." "O dönem yüzbaşı rütbesinde olan Çitil beni tehdit etti. Başıma silah doğrultarak terörist olduğumu itiraf etmemi istedi. Bizi gözlerimizi bağlayarak önce Derik Tabur Komutanlığı'na sonra İlçe Jandarma Komutanlığına götürdüler." "Kömürlük gibi bir yerde, altı gün boyunca çok kötü şartlarda, gözlerimiz bağlı şekilde bekletildik. Tazyikli soğuk su, elektrik verme ve Filistin askısı gibi yöntemlerle birkaç kez işkence yapıldı. Üç kişi sorguluyordu bizi. Sorgulayanlardan birisinin Çitil olduğunu Köseveli köyündeki sesinden tanıdım. Sonra da Mardin'de mahkemeye çıkarıldık. Aynı gün serbest kaldık. Orada bir asker 'Sen teröristsin git dağa çık, bir daha karşıma çıkma' dedi." |
(AS)