Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinin 492. haftasında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’u andı ve bir kez daha adalet taleplerini tekrarladı.
Dünya Kayıplar Günü’nde 492. defa bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları “Tüm iktidarlar kamu görevlilerinin işlediği, göz yumarak teşvik ettiği suçlardan kendi dönemlerinde olsun, olmasın sorumludur. İşlenen insanlık suçlarını açığa çıkarmamak, sorumlularını yargılamamak suçtur. Bu suçu işlemeye son verin” dedi.
“Türkiye’de gözaltında kaybetme, kayıpların akıbeti gizlenerek, failleri cezadan muaf tutularak günümüzde de devam eden bir gerçeklik olmayı sürdürüyor. Fail kamu görevlisi olunca yurttaşın öldürülmesinin ve yok edilmesinin suç sayılmayacağı algısı bugün de devam ediyor. Hak talep eden yurttaşlardan düşman yaratan Türkiye bu yüzden demokratikleşemiyor.”
Fehmi Tosun
Fehmi Tosun Lice’deki köyleri yakılınca, eşi Hanım Tosun ve çocuklarıyla önce Diyarbakır’a sonra da İstanbul Avcılar’a göç etmek zorunda kaldı. 19 Ekim 1995’te 36 yaşındayken telsizli ve sivil giyimli kişilerce, evinin önünden eşi Hanım Tosun, beş çocuğu ve mahallelinin önünde kaçırıldı ve bir daha kendisinden haber alınamadı.
Hanım Tosun Türkiye’deki kurumlardan sonuç alamayınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkı” başlıklı maddesini ihlalden 40 bin euro tazminata mahkum etti.
“Failleri devlet”
Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun zorla kaybedilen herkes için adalet istediklerini dile getirdi.
“Bazı günler bizim için çok önemlidir. Dünya Kayıplar Günü olan 30 Ağustos da bugünlerden biridir. 19 yıldır adalet için sesleniyoruz ama maalesef hiçbir sonuç alamıyoruz. Biz hiçbir zaman kayıplarımızı aramaktan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Tek bir kayıp kalmayana kadar, Kürt, Türk, Arap diye ayrım yapmadan, her koşulda meydanlarda mücadelemize devam edeceğiz.
“Hükümet yeri geldi mi meydanlarda bağırıyor, sizin için bunları yaptık diye. Peki, kayıplarımız için ne yaptınız? Hangi anneye çocuğunun mezarını gösterdiniz? Bütün yetkililere beş dakika kendinizi bizim yerimize koyun diyoruz. Ailenizi seviyorsanız ve biraz samimiyseniz artık bu arayışımıza bir son verirsiniz ama hiç sanmıyoruz.
“Biz faili meçhul demiyoruz, failleri devlet. Devlet fail olmasaydı şimdiye kadar adım atılmış olurdu. 1 Eylül Barış Günü’nde yine biz bunları yaptık diyeceksiniz. Şengal’deki insanlara bakın, onlar için ne yaptınız?”
Hakikatler komisyonu
Eylemde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu faillerin yasama organının kayıtsızlığından faydalandığını söyledi. Tanrıkulu bu suçlar için bir hakikat komisyonu kurulması ve zaman aşımının kaldırılması gerektiğini, zaman aşımının kalktığı durumda faillerin teker teker ortaya çıkacağını belirtti.
1995’te gözaltına alındıktan 58 gün sonra kimsesizler mezarlığında gömülü olduğu öğrenilen ve gözaltında kaybedilen kayıplara karşı yürütülen mücadelenin sembollerinden olan Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak ise hükümetin yeni katliamlara neden olduğunu ve buna artık bir son verilmesi gerektiğini söyledi.
“Devletin kendi suçlarıyla hesaplaşması için tüm kamuoyuna sesleniyoruz, devlete suçlarıyla yüzleşmesi için çağrıda bulunuyoruz. Artık kirli geçmişinizle hesaplaşın. AKP hükümeti 12 yıldır bu suçlara yenilerini ekliyor ve bu suçları örtmek için yeni kılıflar arıyor. Bunu Roboski’de, Gezi’de, Soma’da gördük. Biz barış için çabalarken hükümet Ortadoğu’da ve topraklarımızda savaş çığırtkanlığı yapıyor ve yeni vahşetlere yol açıyor.” (FT/AS)