Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’nda 488. haftalarında 1993'te 19 yaşında, Özgür Gündem Gazetesi Bitlis muhabiriyken gözaltına alınan ve 13 gün sonra öldürülmüş halde bulunan Ferhat Tepe için toplandı.
488. haftada 1993’te Urfa’da kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya, Özgür Gündem çalışanı gazeteci Sedat Yılmaz, Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe ile babası İshak Tepe söz aldı.
Taşkaya: Yeni kayıplar olmasın diye
Şerif Taşkaya babasının herkesin gözü önünde alındığını, gözaltında onu görenlerin olduğunu ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını söyledi: “Savcı ‘Sedat Bucak’a gidin, o izin verirse bırakırım. Diretirseniz sizi de gözaltına alırız’ dedi”.
“Başbakana sesleniyorum, camı kırsalar 15-20 yıl ceza alırlardı, binlerce insan kaybedildi, sonuç yok. Ermeniler kaybedildiğinde mücadele başlatılsaydı, bugün insanlar kaybedilmeyecekti.Bu düzenden umudumuz yok, yeni kayıplar olmasın diye mücadeleye devam ediyoruz.”
Yılmaz: Ferhat’ın işten atılma seçeneği olmadı
Sedat Yılmaz “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünden şikayetçi olanlara, baskı ve otoriteden dolayı işsiz kalıyoruz diyenler Ferhat katledildiğinde susanlardı” dedi.
“Ferhat’ın işten atılma seçeneği olmadı. Bize sunulan tek seçenek ölümdü. İnatla Kürtlerin yaşadıklarını anlatmaya çalıştık, bu yüzden Ferhat’ları yitirdik. Bizi kaybedenler ‘adalet yok’ diye bağırıyor.”
“Onlarca tanığa rağmen davayı zamanaşımına uğrattılar. İnsanlığa karşı suçlar asla unutulmaz. Talebimiz hakikatleri araştırma komisyonunun kurulması ve devletin işlediği katliamlarla yüzleşmesi.”
Anne ve babası konuşuyor
Anne Zübeyde Tepe ve baba İshak Tepe, oğullarının öldürülmesinden sorumlu tuttuklarını söyledikleri dönemin Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma’nın şimdiye dek ifadesinin alınmasına tepki gösterdi.
Anne Zübeyde Tepe oğluna “Senin mücadeleni sonuna dek devam ettireceğim” diye seslendi.
“Ehliyetini, kol saatini ve fotoğraf makineni verdiler yalnızca, gülüşünü benden aldılar. Söz, inşallah bir gün bağımsız Kürdistan kurulacak, mezarını gelip haykıracağız, ruhunu şad edeceğiz.”
Baba İshak Tepe 21 yıldır sürdürdükleri ve zamanaşımına uğrayan hukuki mücadeleyi anlatarak devletin bu süreçte yaptıklarını şöyle özetledi:
“Televizyonlarda ‘bu cinayeti işleyen devlet desteklidir, devlet katildir’dediğim için bir yıl ceza aldım; Bizim Ferhat adında Ferhat’ın hikayesini ve cinayeti yazdığımız kitap yasaklandı, basanlara ceza verildi; 20 yıl sonra ‘dava düştü’ dediler.”
“Bu dava bizim nezdimizde düşmedi, mücadeleye devam edeceğiz.”
Ferhat Tepe’nin kaybedilişi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan açıklamayı Cumartesi İnsanları’ndan gazeteci Arzu Demir okudu. Yoğun yağmur altında okunan açıklamada Ferhat Tepe’nin kaybedilişi, yargı süreci ve sorumlular yer aldı.
“28 Temmuz 1993’te Bitlis şehir merkezinde bulunan evinden çıkarken, çevrede polis olarak bilinen sivil giyimli ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Ferhat’ı kaçıran arabaya eşlik eden 65 AD 095 plakalı beyaz Renault, ertesi gün Mahallebaşı Polis Karakolu önünde park halinde görüldü. “Ferhat’ın kaçırılmasının ardından DEP İl Başkanı olan baba İshaj Tepe’yi telefonla arayan kişi, oğlunun hayatına karşılık DEP İl örgütünü kapatmasını ve fidye vermesini istedi. İshak Tepe telefondaki sesin daha önce kendisini tehdit eden Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma’ya ait olduğunu açıkladı. “Baba İshak Tepe Bitlis Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakana, İçişleri bakanına ve OHAL Valisine başvurarak oğlunun bulunmasını istedi. “Ailesinin ve Özgür Gündem gazetesinin aramaları sonunda Ferhat’ın işkence görmüş ölü bedeni 13 gün sonra Elazoğ Kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu. Yargı süreci“Ferhat Tepe’yi Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkenceli sorguda gördüğünü söyleyen 14 kişi tanıklık yaptı. Tanıklardan Taner Şarlak, Murat Koparan ve Erkan Dağdelen, 16 Ağustos 1993’te ‘Kamuoyuna’ başlığıyla yazdıkları mektupta sorgudayken Ferhat Tepe’yi gördüklerini açıkladı.” “Hukuki mücadlee yürüten İHD Tatvan temsilcisi avukat Şevket Epözdemir, davadan vazgeçmesi için tehditler aldı. Ferhat’ın kaçırılmasından üç ay sonra 25 Kasım 1993’te o da kaçırılıarak katledildi. “İç hukukta başvuruları sonuçsuz kalan aile davayı AİHM’e taşıdı. Hükümet, AİHM’e sunduğu rapoarda Ferhat Yepe’nin PKK tarafından öldürüldüğüni, gözaltına alındığına dair hiçbir belgeye rastlanmadığını, bu nedenle dosyanın takipsizlik kararı ile sonuçlandığını açıkladı. “AİHM, Ferhat Tepe soruşturumasında ‘şaşırtıcı eksikler’ olduğu tespitini yaptı. Olayın aydınlatılması için hükümetin AİHM’le işbirliği yapmadığını, gerekli bilgi, belge tanıklara ulaşımı sağlamadığını ve etkin bir cezai soruşturma yapmadığı için Türkiye’yi mahkum etti. “Yürütülen soruşturmada hiçbir sonuç elde edilemediği ve davanın üzerinden 20 yıl geçtiği için zaman aşımına uğradığı gerekçesi gösterilerek dosyanın kapatılmasına ailenin itirazı da beş gün önce reddedildi.” SorumlularİHD açıklamada Ferhat Tepe’nin kaybedilmesi ve avukat Şevket Epözdemir’in öldürülmesinden sorumlu tutuklarını açıklayarak yargılanmalarını istedi. “Dönemin Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma, Bitlis Valisi Fethi Tunç, Bitlis Emniyet Müdürü Orahn Ekinci, OHAL Valisi Ünal Erkan, İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.” “Ferhat’ı kaybedenlerin yargılanmasını engellemesinden ve tanıkların AİHM’de yalan beyana sevkedilmesinden sorumlu tuttuğumuz bakan müşaviri İbrahim Uğur ve Binbaşı Ahmet Tuncay Çınar’ın yargılanmasını istiyoruz.” (BK) |