Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’ndaki 473. buluşması, 23 Nisan Çocuk Bayramının arifesinde gerçekleşti.
Oturmada 90’lı yıllarda gözaltında kaybedilen ilköğretim çağındaki çocuklar anıldı. Seyhan Doğan, Davut Altunkaynak ve Münir Sarıtaş'ın yakınlarının yazdıkları mektupların okunmasının ardından, devlet tarafından kaybedilen ve katledilen tüm çocuklar anısına balonlar uçuruldu.
"O dünyaya doyamadan gözaltında yokettiler"
Kemikleri, ölümünden 18 yıl sonra bulunan Seyhan Doğan için, kendi oğlu Murat’ı gözaltında kaybeden Hanife Yıldız bir mektup okudu.
“Ramazan Baba ve Asya Ana bizimle burada oturarak, oğulları Seyhan Doğan için seslerini duyurmaya çalıştılar. Seyhan’ın kemiklerini isteye isteye, alamadan bu zalimlerin dünyasından gözleri açık göçüp gittiler.
“Seyhan nasıl öldürüldü, yarası neresindeydi bizler de bilmiyoruz. Biz kayıp anaları ve yakınları olanlar biliyoruz ki Seyhan’ın da gözleri açık gitti,. Seyhan daha 13 yaşında bir çocuktu; anasına babasına ve bu dünyaya doyamadan onu gözaltında yok etmişlerdi.”
“Ana bana su ver’ diye sayıklıyordu”
Dargeçit’te gözaltına alınan, 12 yaşındaki Davut Altunkaynak’ın annesi Hayat Altunkaynak mektubunda, şöyle diyordu:
“29 Ekim 1995’te askerler Dargeçit’teki evimize baskın yaptılar; oğlumu sordular, oğlum evde yoktu. Beni jandarma taburuna götürdüler; dövdüler, tehdit ettiler. Oğlum Davut’u da getirdiler, onu Filistin askısında gördüm. Kuş kadardı bedeni, baygındı; ‘Ana su ver’ diye sayıklıyordu. Ona su veremedim. Beni bıraktılar, Davut kaldı. Ondan bir daha haber alamadık. Bize onu serbest bıraktıklarını söylediler.
“Söyleyin bana 12 yaşındaki bir çocuk neden gözaltına alınır, neden vahşice işkence edilir, neden kaybedilir?”
“Cinayete şahit olan çocukları poligonda öldürdüler”
Şükrü Sarıtaş’ın Yüksekova’da, 13 yaşındayken gözaltına alınarak kaybedilen oğlu Münir Sarıtaş için yazdığı mektup, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter tarafından okundu.
“Benim oğlum Münir, daha 13 yaşındayken Yüksekova Çetesi lideri Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul tarafından gözaltına alınarak kaybedildi. Ben oğlumun gözaltına alınıp kaybedildiği tarihte cezaevindeydim. Cezaevinden çıktıktan sonra oğlumun kaybedildiğini öğrendim ve onu aramaya başladım. Dünya benim için zindan olmuştu.
“Oğlumun izini sürerken, Midyat Cezaevinde tutulan, Yüksekova Çetesi itirafçısı Kahraman Bilgiç ile görüştüm. Bilgiç bana Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul’un köylüleri, köy meydanında toplayarak işkenceden geçirdiğini söyledi. 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven’in işkenceye dayanamayıp bayılınca, onu ve köyde ikamet etmeyen oğlum Münir’i yanına alarak, Yüksekova Dağ Tabur Komutanlığı’na getirdiği, burada Yurtseven’in tekrar dövülmesi üzerine kaburgalarının kırıldığı ve tabur revirine götürülünceye kadar öldüğünü, bu olay çocukların gözlerinin önünde yaşandığından Binbaşı Yurdakul’un çocukları atış poligonuna götürerek öldürdüğünü söyledi.”
"AKP iktidarında 197 çocuk, devlet terörünün kurbanı oldu"
Devlet eliyle işlenen katliamların faillerinin, yargı önüne çıkarılmasını isteyen Şükrü Sarıtaş, hükümete seslenerek “Bu sözde çocuk bayramında, çocuklarımızın faillerini yargılayın” dedi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un bu haftaki açıklamasını okuyan Hepgül Bozoğlu şunları söyledi.
“12 yaşındaki Davut Altunkaynak’ın, 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın, 14 yaşındaki Nedim Akyön’ün Dargeçit Jandarma Taburunda işkenceyle öldürülüp, kuyulara atıldığı savcılık fezlekesinde yazıldı.
“12 yaşındaki İlyas ve 16 yaşındaki kuzeni Zeki Diril’in, 15 yaşındaki Deham Güney’in, 13 yaşındaki Münir Santaş’ın, 17 yaşındaki Cezai Örhan’ın, 14 yaşındaki Metin Budak’ın gözaltında kaybedildikleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla tescillendi”
“90’lı yıllarda çocuklara yönelen vahşetin hesabı sorulmadığı için, Türkiye bugün de ölü çocuklar ülkesi olmayı sürdürüyor. Yalnızca AKP iktidarında henüz oyun çağındaki 197 çocuk, devlet terörünün kurbanı oldu.”
Açıklamada, devleti yönetenlere seslenilerek “MİT yasasıyla JİTEM’i güçlendirmekten vazgeçin. Çocukları kaybeden ya da öldüren değil, onların haklarını güvence altına alan politikaları hayata geçirin. Kayıp çocuklarımızın akıbetini açıklayın, çocuk katillerini açıklayın!” denildi.
Basın açıklamasından sonra gözaltında kaybedilen çocukları anmak için havaya balonlar uçuruldu. (ÇT)