İstanbul Adli Tıp Kurumu, geçen yıl Bağözü Köyü’nde bulunan ve incelemeye alınan kemiklerden bazılarının 1995’te gözaltında kaybedilen 13 yaşındaki Seyhan Doğan’a ait olduğu yönünde rapor verdi.
Radikal gazetesinin haberine göre, rapor, soruşturmayı yürüten Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
İşkenceyi anlattı
2-6 Kasım 1995’te Mardin’in Dargeçit ilçesinde, Dargeçit Jandarma Komutanlığı dokuz kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlardan 11 yaşındaki Hazni Doğan ve 28 yaşındaki Hayat Altınkaynak dört gün sonra serbest bırakıldı.
57 yaşındaki Süleyman Seyhan, 24 yaşındaki Hikmet Kaya, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 20 yaşındaki Abdullah Olcay, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 16 yaşındaki Nedim Akyön ve 13 yaşındaki Seyhan Doğan ile 13 yaşındaki Davut Altınkaynak’tan bir daha haber alınamadı.
Hazni Doğan işkence gördüklerini, Filistin askısına asıldıklarını anlattı. “Ağabeyi Seyhan'ın askıya ters asıldığını ve çok ağır işkence gördüğünü” söyledi.
“Kazan dairesinde yakıldı”
Kayıplarla ilgili dosyaya, yedi kişinin PKK’ye katıldığı ileri sürülerek takipsizlik kararı verildi.
Kayıp yakınları Ergenekon davası başladığında, 2009’da, davaya müdahil olmak için başvurdu ancak talepleri kabul edilmedi. Dosya Dargeçit’e yollandı.
Savcı Şükrü Arslan dosyayı yeniden açtı. Savcı Arslan soruşturma sırasında Dargeçit Jandarması’nda o dönem görevli Uzman Çavuş Bilal Batırır’ın da kaybolduğunu ortaya çıkardı. Eşi Hatice Batırır tarafından 21 Mayıs 1996’da Feke Savcılığı’na verilen suç duyurusuna ulaştı.
Hatice Batırır, kaybolmadan önce eşinin kendisine, “İki öğretmenin kaçırılmasına karıştıkları iddiasıyla bir grup, Tire’nin emriyle alındı, öldürülüp boş kuyulara atıldı” dediğini söyledi.
Bir gizli tanık; yedi kişinin Jandarma Komutanı Mehmet Tire ile Tabur Komutanı Hurşit İlmen’in emriyle öldürüldüğünü ileri sürdü. Batırır’ın olaydan rahatsız olup çevresine söylediği için aynı ekipçe komutanlığın kazan dairesinde yakıldığını iddia etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, “2009'de Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı başvurumuz sonucu düzenlediği fezlekede altı kişinin gözaltında kaybedildiğinin ve Süleyman Seyhan'ın işkence ile öldürülüp yakılarak bir kuyuya atıldığının kabul edildiğini” açıkladı.
İHD, kayıpların “örgüte katıldığı” iddiasının da böylece çürütüldüğünü belirtti.
Oğlunu bulamadan öldü
Seyhan Doğan’ın babası Ramazan Doğan da Ağustos 2010’da kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.
Ramazan Doğan, eşinin başına gelenleri de şöyle anlatmıştı:
“29 Ekim 1995'te, gece saat 03:00 sıralarında, Mardin, Dargeçit'teki evimize askerler tarafından düzenlenen baskın esnasında 13 yaşındaki oğlum Seyhan Doğan, 9 yaşındaki kardeşi Hazni ile birlikte gözaltına alındı.”
“Olayın hemen ardından eşim Asiye Doğan, Dargeçit'deki tabura giderek ‘Çocuklarım nerde?’ diye sordu. ‘Merak etme, gelirler’ diye cevap verdiler. Eşim ertesi gün tekrar tabura gitti, bu sefer ‘Senin çocuklarını bıraktık, eve gittiler, bir daha gelme’ dediler. Birkaç gün sonra 9 yaşındaki oğlum Hazni'yi serbest bıraktılar.”
“Hazni bütün olanları bize anlattı. Çocuklara işkence yapmışlar, Filistin askısına asmışlar... Ama Seyhan'dan bir daha haber alamadık. Annesi her gün Seyhan'ı soruyor, dilekçeler veriyordu. Aramaktan vazgeçmeyince onu da gözaltına aldılar. 11 gün kendisinden haber alamadık. Gözaltındayken ağır işkence gördü ve sağlığı bozuldu. Seyhan diye diye öldü. Eskiden Galatasaray'a o gelirdi. Şimdi onun yerine ben geliyorum.”
Aslan da bulunmuştu
Ailelerin ve İHD Mardin Şubsi’nin takibi sonucu 17 Şubat 2012’de, Dargeçit’in Bağözü Köyü’nde kazı çalışması yapıldı.
Toplu mezarda bulunan kemiklerin bazılarının, gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’a ait olduğu belirlendi. Bugün de diğer kemiklerin Seyhan Doğan’a ait olduğu saptandı. (AS)